Kültür-sanat

2. Uluslararası İstanbul Çocuk Kitapları Fuarı'nda 'Vefa Ödülü' Hasan Nail Canat adına verildi

- Yazar, eğitimci Hale Canat: - 'Kendisine bir sahne dervişi mi diyelim ya da sanatın hamallığını yapmaya çalışan bir garip yolcu mu diyelim bilemeyeceğim. İyi, doğru ve güzel bir babaydı. Tabii bunların hepsi onda az kalıyor' - Şair İbrahim Sadri: - 'Bir sanatçının olmaması gerektiği kadar mütevazı biriydi. Alçak gönüllü bir insandı ve sanatı Hak için yaptığını söyleyen, gerçekten de öyle davranan biriydi. Çok velut bir yazardı. Aynı zamanda nüktedandı, güzel şakaları vardı'

İSTANBUL (AA) - Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu 2. Uluslararası İstanbul Çocuk Kitapları Fuarı kapsamında bu yıl 'Vefa Ödülü', şair, yazar ve tiyatro sanatçısı Hasan Nail Canat adına eşi Sevim Canat'a takdim edildi.

Rami Kütüphanesi'nde AA Kültür Sanat Haberleri Müdürü Bünyamin Yılmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda konuşan Sevim Canat, eşinin tiyatro hayatına başladıktan sonra uzun süreler turnelere gittiğini, bu süreçte kendisinin de birçok sıkıntı yaşadığını fakat her zaman eşine destek olduğunu söyledi.

Konuşmasında yaşadıkları anılardan da bahseden Canat, eşinin çok mücadele içerisinde bir hayatı olduğunu belirterek, her gece odasına çekildikten sonra sessizlik içerisinde kitaplarını yazdığını anlattı.

- 'O, benim için bu dünyanın anlamını anlatan tek insandı'

Hasan Nail Canat'ın tiyatro yazarı, eğitmen kızı Hale Canat da babasının öğrencileriyle bir baba evlat ilişkisi yaşadığını aktararak, babasının bu anlamda eğitimci kişiliği üzerine bir kitap yazmak istediğini ifade etti.

Canat, babasının bir gönül adamı olduğuna işaret ederek, 'Kendisine bir sahne dervişi mi diyelim ya da sanatın hamallığını yapmaya çalışan bir garip yolcu mu diyelim bilemeyeceğim. İyi, doğru ve güzel bir babaydı. Tabii bunların hepsi onda az kalıyor. O, benim için bu dünyanın anlamını anlatan tek insandı. Bize her zaman nasihat notasından değil, sanat notasından yaklaşan bir baba oldu. Aslında evde bir kişisel gelişim uzmanıyla yaşadığımı yıllar sonra öğrendim.' dedi.

- 'Bir sanatçının olmaması gerektiği kadar mütevazı biriydi'

Şair, oyuncu ve yazar İbrahim Sadri ise Hasan Nail Canat'ın üzerinde emeğinin çok olduğunu dile getirerek, 1984'te tiyatro eğitimi aldığı dönemde bir oyun yazdığını ve bu vasıtayla Canat'la tanıştığını söyledi.

Daha sonra 'İnsanlar ve Soytarılar' adıyla yazdığı oyunu Ulvi Alacakaptan'ın da katılımıyla sahnelemeye başladıklarını belirten Sadri, 'O yıllarda çok büyük ilgi gördü. 100 kez o oyunu oynadık. O oyunun ikinci yarısında 1986'da Hasan abi de aramıza katıldı ve benim asıl Hasan abiye ilişkin birikimim, bilgim, anılarım o süreçte başladı.' diye konuştu.

Sadri, Canat'la Türkiye'de çok fazla farklı şehre yolculuk yaptığını ve bu süreçte kendisini çok daha yakından tanıdığını ifade ederek, şunları kaydetti:

'Bir sanatçının olmaması gerektiği kadar mütevazı biriydi. Alçak gönüllü bir insandı ve sanatı Hak için yaptığını söyleyen, gerçekten de öyle davranan biriydi. Çok velut (çok yapıt ortaya koyan) bir yazardı. Aynı zamanda nüktedandı, güzel şakaları vardı. Onun yanındayken insan kendini mutlu hissederdi. Tiyatromuzun bu camiada yeşermesine öncülük etmiş birkaç isimden biriydi.'

- 'Bize de her alanda nasıl var olacağımızı göstermeye vesile oldular'

Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da uzun yıllar Canat'la komşu olduklarını aktararak, 'Sokakta tefekkür ederek yürürdü. Çok geç saatlerde eve gelir, onunla sokakta karşılaşırdık. Kendisini ilk 'Moskof Sehpası' ile 'İnsanlar ve Soytarılar' oyunlarında izledim. O zaman üniversite öğrencisiydim. Bu toplumda çoğunluk olmamıza rağmen kendimizi azınlık olarak hissettiğimiz bir dönemdi.' ifadelerini kullandı.

Canat gibi birçok şahsiyetin o dönem alın teriyle mücadele ettiğini dile getiren Göksu, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Belki bu mücadele, evine ekmek götürmekte zorlandığı anda kendi sahnesindeki o duygusunu, inancını, heyecanını aktarmak için cebindekini paylaştığı bir iklimde var olma mücadelesiydi. Bize de her alanda nasıl var olacağımızı göstermeye vesile oldular. Belki de bize çok önemli bir kapı açtılar. Bu toplumla kuracağımız dili, nasıl iletişim kuracağımızı bize öğrettiler. Biz de akıntıya kapılabilirdik ama biz akıntıya karşı kürek çektik.'

Sanatçı Mustafa Demirci ise Canat'ın çok sevimli bir insan olduğuna işaret ederek, 'Çok takılmayı severdi. Hayatımda bu kadar sakin bir insan görmedim. Çok sakin, mülayim, bir bilge duruşu vardı. Onunla Marmara FM döneminde turnelere çıktık.' dedi.

Uluslararası Çocuk Yayıncıları Derneği Başkanı Tayfur Esen de her yıl 'Vefa Ödülü' kapsamında İstanbul'daki bir okulda 1000 kitaplık kütüphane kurduklarını aktararak, kütüphanenin adının da ödülü alan kişinin ismini taşıdığını belirtti. Esen, bu kapsamda bu yıl Hasan Nail Canat adına Şehit Öğretmenler Ortaokuluna en kısa sürede kütüphane çalışması yapacaklarını duyurdu.

Rami Kütüphanesi'nde devam eden ve 5 Ekim'de sona erecek 'Uluslararası İstanbul Çocuk Kitapları Fuarı' kapsamında ayrıca geçen yılki 'Vefa Ödülü' sahibi Mevlana İdris adına Bayrampaşa Hacı İlbey Ortaokulu'nda bir kütüphane kuruldu.