Genel

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

- 'Terörsüz Türkiye gündemini, fiilen ilerletmeyip, bunu başka gündemlerin kaldıracı haline getirmek için silah bırakma sürecini gevşetmeye, savsaklamaya, ertelemeye ya da bunun yönünü saptırmaya dönük birtakım yaklaşımları da yakinen takip ediyoruz' - 'Kuşkusuz terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakmasıyla ilgili atılacak adımların kesintisiz devam etmesi gerekir. Bu kesintisiz adımların devam etmesi, başka olumlu adımları beraberinde getirecektir' - '(İsrail) Bazı ülkelerden gelen tehditlerin, oranın siyasetçilerinden ya da birtakım aktivistlerinden gelen tehditlerin bizim yanımızda hiçbir hükmü yoktur. Bunların hepsi yok hükmündedir'

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 'Terörsüz Türkiye gündemini, fiilen ilerletmeyip, bunu başka gündemlerin kaldıracı haline getirmek için silah bırakma sürecini gevşetmeye, savsaklamaya, ertelemeye ya da bunun yönünü saptırmaya dönük birtakım yaklaşımları yakinen takip ediyoruz.' dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezi önünde açıklamalarda bulundu.

MKYK Toplantısı'nın en temel gündem maddelerinden birinin 'Terörsüz Türkiye' süreci olduğunu belirten Çelik, 'Mecliste komisyon çalışıyor. Cumhur İttifakı olarak bu iradeyi canlı tutuyoruz, ama canlı tutmakla da kalmıyoruz, hedeflerine ulaşması için gereken gayreti gösterip, o da yetmez gereken çalışmaları yapıyoruz. Tabii bunu hem iç siyasetin dili açısından hem dışarıdaki birtakım yaklaşımlar açısından hem yanlış noktalara sürüklenmeye çalışılması hem de birtakım sabotajlara ve enfeksiyonlara açık hale getirilmesi gibi gündemleri bütünüyle takip ediyoruz.' ifadelerini kullandı.

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, toplantıdaki konuşmasında, 'Birilerinin PKK'nın feshi ve silah bırakması dışında bir gündeme, komisyonu ya da Terörsüz Türkiye'yi kaydırmaya çalışarak bir odak kayması üretmesine müsaade edilmeyeceğini' dile getirdiğini söyledi.

Gündemin, terör örgütü PKK'nın bütün uzantılarıyla feshi ve silah bırakması, silahlarının yakılması, yok edilmesi olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

'Bunun dışında maksimalist taleplerin, başka ajandaların, başka gündemlerin burayı herhangi bir şekilde enfekte etmesine, odak kaybı oluşturmasına, burada herhangi bir şekilde yakını görme problemi ya da uzağı görme problemi, siyasi miyopluk ya da siyasi hipermetropluk gibi birtakım sonuçlar doğurmasına müsaade etmemek lazım. Odak bellidir, gündem bellidir. Bir devlet politikası olarak burada ilgili bütün kurumlar üzerine düşeni yapmaktadır. Aynı şekilde Meclis devrededir. Onun dışındaki yaklaşımların herhangi bir şekilde bu sürece bir katkısı olmayacaktır. Kullanılan dil, üretilmeye çalışılan polemikler açısından yapılmak isteneni de görüyoruz. Yani bu Terörsüz Türkiye gündemini, fiilen ilerletmeyip, bunu başka gündemlerin kaldıracı haline getirmek için silah bırakma sürecini gevşetmeye, savsaklamaya, ertelemeye ya da bunun yönünü saptırmaya dönük birtakım yaklaşımları da yakinen takip ediyoruz. Ama tabii ki bunların hepsine verilecek cevap, bunların hepsine dönük yapılacak değerlendirme vardır. Ama esas mesele bu odağı kaybetmemektir.'

- 'Hem Suriye'de hem Irak'ta farklı terör örgütlerinin hareketliliklerini görüyoruz'

Çelik, Terörsüz Türkiye süreci yönetilirken milli güvenlik değerlendirmelerinden vazgeçilmediğini dile getirerek, 'Etrafımızdaki coğrafyalarda hem Suriye'de hem Irak'ta farklı terör örgütlerinin hareketliliklerini görüyoruz. Önümüzdeki döneme dönük olarak hangi devletlerle, hangi istihbarat örgütleriyle, hangi siyasi projeleri, bölgenin aleyhine olan siyasi projeleri dayatmak üzere terör devletçiliklerini oluşturmak isteyen ya da terörü kendi vekalet savaşlarının enstrümanı haline getirmek isteyen ülkelerin, odakların, birtakım karanlık merkezlerin faaliyetlerini de görüyoruz. Bütün buna ajandamızı, siyasi gündemimizi net tutarak, eylem planımızı net bir şekilde uygulamaya devam ederek ve siyasi dilimizi tüm bu enfeksiyonlardan ve sabotaj faaliyetlerinden koruyarak cevap vereceğiz.' şeklinde konuştu.

Çelik, Terörsüz Türkiye hedeflerine ulaşılması için, Cumhur İttifakı tarafından başlatılan, destek veren siyasi partilerle güçlenen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla devlet politikası haline gelen bütün çerçeveyi net çizgilerle korumaya yönelik çalışmaları sürdüreceklerini söyledi. Çelik, 'Kuşkusuz terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakmasıyla ilgili atılacak adımların kesintisiz devam etmesi gerekir. Bu kesintisiz adımların devam etmesi, başka olumlu adımları beraberinde getirecektir.' dedi.

Çelik, terör örgütünün silah bırakmasıyla hem devlet politikası açısından hem de Meclis'teki çalışmalar açısından olumlu yansımaların oluşacağını ifade ederek, 'Burada esas takip edilmesi gereken konu fesih ve silah bırakma sürecinin kesintisiz bir şekilde devam etmesi ve tamamlanmasıdır.' değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan Orta Vadeli Program'ın (OVP) da toplantı gündeminde yer aldığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

'OVP'nin içerdiği detaylar ülkemizin hem ekonomi açısından hedeflerine ulaşması bakımından hem de dünyanın içinden geçtiği bu türbülanslı dönemde Türk ekonomisinin tüm bu şoklara hazırlıklı bir şekilde yoluna devam edebilmesi açısından son derece kıymetlidir. Biz parti olarak da bu programda açıklanan bütün unsurları yakın bir şekilde değerlendiriyoruz. Gerçekten çok boyutlu, sadece ekonominin teknik tarafıyla ilgili değil, sosyolojik özellikler içeren, önümüze dönük olarak sosyal politikalarda olumlu değişiklikler yaratacak, siyasi hayatımızla ilgili siyasi sistemin oksijenini artıracak olan kapsamlı bir program. Bunu desteklediğimizi, takip ettiğimizi ve partilerle bunun unsurlarıyla ilgili çalışmalar yaptığımızı bir kere daha ifade etmek isterim.'

- 'Türkiye, egemen ve kudretli bir ülkedir'

Ömer Çelik, bir basın mensubunun 'Katar'daki saldırılardan bahsettiniz. İsrailli bir gazeteci de 'finalde Türkiye var' demişti ve İsrail 7 Ekim'den bu yana da pek çok bölgede saldırı gerçekleştirdi. Peki İsrail buna cüret ederse Türkiye'nin tavrı ne olur?' sorusu üzerine şu yanıtı verdi:

'Türkiye'ye şurası saldıracak ya da burası saldıracak gibi gündemleri dikkate almamak lazım, gündeme almamak lazım, kaile almamak lazım. Türkiye, egemen ve kudretli bir ülkedir. Şuradaki gazeteci Türkiye'nin aleyhine bir şey söylemiş, buradaki siyasetçi Türkiye'nin aleyhine bir şey söylemiş. Aslında bunları değerlendirmemiz bile bu büyük ülkenin gündemi açısından gerçekten sadece bir zaman kaybı ve bu kişilere gerektiğinden fazla alan açmakla, gerektiğinden fazla bunları gündem yapmakla ilgili bir sonuç doğuruyor. Türkiye Cumhuriyeti hiç kimsenin düşmanı değil ama Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenliğinin pazarlık konusu olmadığını, vatan müdafaasının pazarlık konusu olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin gerek terörle mücadelesini gerek güvenliğini sağlama hususunda uluslararası hukuka, uluslararası toplumla birlikte hareket etmeye ne kadar riayet ettiğini bütün dünya biliyor. Bu çerçevede bazı ülkelerden gelen tehditlerin, oranın siyasetçilerinden ya da birtakım aktivistlerinden gelen tehditlerin bizim yanımızda hiçbir hükmü yoktur. Bunların hepsi yok hükmündedir.

Sayın Cumhurbaşkanı'mızla ilgili de söylüyorlar. Esasında bu şer şebekelerinin bizi övmesi halinde bu bizim için bir alarm durumudur. Yani hangi yanlışı yaptık da bu şer şebekeleri bizi övüyor diye bir alarm durumuna geçeriz. Yoksa bu şer şebekelerinin, karanlık odakların Sayın Cumhurbaşkanı'mıza dönük, Türkiye'mize dönük herhangi bir şekilde tehditlerine bizim açımızdan hiçbir hükmü yoktur.'

Çelik, 'Türkiye'yi şu tehdit etti, Türkiye'ye dönük olarak bu tehdit dili kullanıldı ya da şurası hedef gösterildi' gibi konuları konuşmak yerine Türkiye'nin, bölge barışı ve bu soykırım şebekesinin durdurulması için attığı adımların konuşulmasının daha iyi ve daha doğru bir yaklaşım olacağı önerisinde bulunarak, şunları kaydetti:

'Biz siyaseten bunu yapıyoruz. Tarih boyunca ülkemiz birçok kere tehdit edildi. Bu tehditlere verilen tarihi cevaplardan bir tanesi ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Geldikleri gibi giderler' sözüdür. Şimdiki Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözüdür. Dediğim gibi Türkiye kimsenin düşmanı değildir, kimseye tehdit değildir. Ama Türkiye'ye düşmanlık edene, Türkiye'ye tehdit oluşturmaya çalışana karşı da her türlü kudretli cevabı verecek kapasiteye ve imkana sahiptir. Bizim karşı olduğumuz şey, soykırım şebekesine karşıyız. Biz, insanlığa karşı işlenen suçlara karşıyız. Biz, kadınların, çocukların, öldürülmesini bir devlet terörü eliyle bu şekilde cinayetlerin gerçekleştirilmesinin durdurulmaması karşısında söz söylüyoruz.'

(Sürecek)