ANTALYA (AA) - Bu yıl 62'ncisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda yer alan 'Bağlar, Kökler ve Tutkular' filminin gösterimi yapıldı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen festival, film gösterimleri, söyleşi ve oturumlarla devam ediyor.
Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu'nda, yönetmenliğini Sunay Terzioğlu'nun yaptığı, başrolde Ezgi Yaren Karademir, Ushan Çakır, Baran Can Eraslan, Hasibe Eren, Şilan Düzdaban ve Nizam Namidar'ın yer aldığı filmin gösterimi sonrası söyleşisi gerçekleştirildi.
Yönetmen Terzioğlu, söyleşide yaptığı konuşmada, 1992'de ailesiyle Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç ettiğini söyledi.
Türkiye'ye geldiklerinde 9 yaşında olduğunu belirten Terzioğlu, '5 yıl burada kaçak yaşadık. O yüzden de bildiğim konular, bildiğim mekanlar. Karakterlere yakınım. O nedenle karakterlerime doğru rehberlik ettiğime inanıyorum. Filmin içerik anlamında, yapım ve tasarımında en baştan itibaren bu gerçeklikten yana olduk.' diye konuştu.
Filmin tek lensle çekildiğini anlatan Terzioğlu, şöyle devam etti:
'Çünkü biz belli bir mesafeden bakmak istedik. Ne yargılamak ne de uzak kalmak istedik. O yüzden de tek lensle çekmeye karar verdik başından itibaren. Film boyunca bakan bir göz olarak görüyorsunuz. Gözün açılıp kapanması gibi. Buradan günümüzün fotoğrafını çekmeye çalıştık. İçerik olarak da başından itibaren gerçeklik duygusuna çok dikkat ettik. Gerçek mekanlarda çektik, gerçek kostümler bulmaya çalıştık. Hatta bit pazarlarını dolaştık, kostümler, gerçek aksesuarlar aradık. Umarım bu çabamız filme yansımıştır.'
Söyleşiye oyuncular Ezgi Yaren Karademir, Ushan Çakır, Özgün Çoban, Baran Can Eraslan da katıldı.
Filmin konusu şöyle:
'Bot kazasından kurtulan 3 kişinin hikayesi. Suriyeli genç kadın Hazel, göç ettiği Türkiye'de kültürel değerler ile ailevi sorumluluklar arasında sıkışmış bir hayat sürmektedir. Hamza, cezaevinden çıktıktan sonra geçmişiyle yüzleşirken, kendine yeni bir kimlik ve yaşam kurmaya çalışır. Afgan göçmen Khaled ise sığındığı bir köyde çobanlık yaparak ayakta kalır ancak muhtarın kızına duyduğu aşk, köy geleneklerinin katı kurallarına takılır.'