Avrupa’da 12 İnsan, Ortadoğu’da On Binlerce Can…

Avrupa’nın merkezinde, 12 kişinin hayatını kaybettiği bir saldırının ardından dünya liderleri Paris’te el ele, omuz omuza yürümüştü. “İnsan hakları”, “özgürlük” ve “adalet” sloganları eşliğinde dünyaya verdikleri görüntü, Batı’nın kendi kendine yazdığı bir “insanlık dersi” olarak kayıtlara geçti.

Ama Ortadoğu’ya bakıldığında tablo bambaşka…
Filistin’de, özellikle Gazze’de on binlerce masum; bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar sistematik biçimde katledildi. Yüz binlercesi yaralandı, evlerinden sürüldü, açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla baş başa bırakıldı. Yalnızca Gazze’de değil; Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta ve Ortadoğu’nun dört bir yanında aynı senaryo yıllardır devam ediyor. Bombaların altında can veren çocukların çığlığı, Batı’nın kulaklarını tıkadığı en büyük insanlık dramı olarak karşımızda duruyor.

Ve asıl yüzleşmemiz gereken gerçek şudur:
Dün Paris’te “insan hakları” adına yürüyen birçok Avrupa devlet başkanı ve lideri, bugün Gazze’deki soykırımın ve Ortadoğu’daki katliamların açık destekçisidir. Kimi doğrudan silah gönderiyor, kimi diplomatik kalkan sağlıyor, kimi ise sessiz kalarak zulmün ortağı oluyor. Onlar için Paris’teki 12 can “insan”dır; ama Gazze’de öldürülen on binlerce bebek, kadın ve yaşlı “insan” değildir. İşte Batı’nın sahte insanlık anlayışı tam da budur.

Buradan sormak gerekiyor:
Neden Avrupa’da 12 can için ayağa kalkan dünya liderleri, Gazze’de öldürülen binlerce bebek için susuyor?
Neden Paris sokaklarında “özgürlük” adına yürüyenler, Ortadoğu’da yakılan hastaneleri, yıkılan evleri, bombalanan camileri görmezden geliyor?
Neden insan hayatı söz konusu olduğunda Batı, doğuya başka, kendisine başka bir ölçü uyguluyor?

Bu ikiyüzlülük, insanlığın vicdanında açılmış en derin yaradır. Çünkü adalet coğrafyaya göre değişmez. İnsan hayatı, renginden, inancından ya da doğduğu topraktan dolayı değer kaybetmez. Eğer Paris’te dökülen bir damla kan kıymetliyse, Gazze’de akıtılan her damla kan da aynı değeri taşır. Aksi halde bu dünya, güçlülerin çıkarları üzerine inşa edilmiş bir sahte düzenin maskesinden ibarettir.

Bugün Batı’nın desteklediği zulüm, sadece Filistin’in değil, insanlığın geleceğini de yok etmektedir. Dün insan hakları adına yürüyenler, bugün soykırımın suç ortaklarıdır. Ve bu tarihsel utanç, yarın yalnızca Ortadoğu halklarının değil, bütün insanlığın vicdanında Batı’yı mahkûm edecektir.

Unutmayalım:
İnsanlık, Paris sokaklarında yürüyen liderlerle değil; Gazze’de enkazdan çıkarılan çocuklarla, Şam’ın bombalanmış semalarındaki dualarla, Sana’da açlıktan ölen bebeklerin gözyaşlarıyla yeniden yazılacaktır.