İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 'Türkiye genelinde 403 ceza ve infaz kurumumuzda 377 iş yurdu müdürlüğünde 3 binden fazla atölye ve tesisimiz bulunuyor. Her yıl bu tesislerde ortalama 70 bin hükümlü üretim faaliyetlerine katılıyor. 200'den fazla meslek dalında da işbaşı meslek eğitimi veriliyor.' dedi.
Bakan Tunç, Adalet Bakanlığı Türkiye Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Islah ve Ceza İnfaz Kurumları Birliğinin (ICPA) 27. Yıllık Konferansı'nın açılış programında yaptığı konuşmada, birliğin başkanlığını yürüten Peter Severin'in vefatından üzüntü duyduğunu söyledi.
Konferansın bu yılki 'Ceza İnfaz Sistemlerinde Refah: Personel, Sistemler ve Toplum Odaklı Yaklaşımlar' temasının oldukça kapsayıcı ve insan merkezli bir vizyona işaret ettiğini dile getiren Tunç, bunun ceza infaz sistemlerinin yalnızca fiziki yapılardan ibaret olmadığını hatırlattığını belirtti.
Türkiye'de ceza infaz sistemini, insan onurunu esas alan, onarıcı adalet perspektifine dayalı ve toplumsal bütünleşmeyi önceleyen yaklaşımla sürekli geliştirmekte kararlı olduklarına dikkati çeken Tunç, adaletin toplumsal huzur ve barışın teminatı olduğunu vurguladı.
Adalet Bakanı Tunç, ceza infaz kurumlarında görevli çalışanların, ceza adalet sisteminin infaz aşamasının başarılı olmasında büyük katkıları olduğunun altını çizerek, 'Ceza infaz sistemimizin temel taşı olan personelimizin özverili emeğini görünür kılmak ve bu alandaki mesleki kimliği kurumsal hafızada daha güçlü biçimde yerleştirmek amacıyla 6 Haziran tarihini ülkemizde 'Cezaevi Personeli Günü' olarak ilan ettik.' diye konuştu.
Son yıllarda hem ceza infaz kurumlarının fiziki kapasitesini güçlendirdiklerine hem de bu kurumların ruhunu yaşatan insan kaynağını nitelik, eğitim ve liyakat yönünden desteklediklerine işaret eden Tunç, fiziki koşulları yetersiz 409 cezaevi kurumunu kapattıklarını, yerlerine insan hakları standartlarına uygun, çağdaş ve rehabilitasyon odaklı infaz kurumları oluşturduklarını belirtti.
'2002 yılında 25 bin 407 olan Ceza İnfaz Kurumu personelimizin sayısını bugün 84 bin 343'e çıkardık. Ayrıca ceza infaz kurumlarımız için insan kaynağımızı güçlendirecek önemli adımlar attık.' diyen Tunç, hükümlülerin psikolojik iyileştirilmesine verdikleri önemin sonucu olarak, 2002 yılında 77 olan psikoservis uzmanı personel sayısını, öğretmen, psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve eğitim uzmanı branşlarında geliştirip, 3 binin üzerine çıkardıklarını anlattı.
- Ceza infaz kurumlarına giren 1366 kişi okuryazar, 145 kişi hafız oldu
Bakan Tunç, ıslahın ayrılmaz bir parçası olarak mahkumların eğitimine, meslek edinmelerine ve sağlık hizmetlerine erişimine özel önem verdiklerini, bu yıl 1366 kişinin ceza infaz kurumuna girdikten sonra okuma yazma öğrendiğini, son 8 yılda 145 tutuklu ve hükümlünün hafız olduğunu söyledi.
Bu yıl denetim altındaki yükümlülerin de katkısıyla 1534 okulun fiziki olarak yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanmasına destek sağlandığını, 655 'Adalet Ormanı' oluşturulduğunu, 2,5 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu belirten Tunç, madde bağımlılığıyla mücadeleyi etkin şekilde sürdürdüklerini kaydetti.
Tunç, iş yurtları sayesinde cezaevlerinin aynı zamanda işbaşı mesleki eğitim veren büyük bir teşkilat yapısına da sahip olduğuna dikkati çekerek, 'Türkiye genelinde 403 ceza ve infaz kurumumuzda, 377 iş yurdu müdürlüğünde 3 binden fazla atölye ve tesisimiz bulunuyor. Her yıl bu tesislerde ortalama 70 bin hükümlü üretim faaliyetlerine katılıyor. 200'den fazla meslek dalında da işbaşı meslek eğitimi veriliyor.' dedi.
Dünyada 'Gazze' adlı bir açık hava hapishanesinin bulunduğunu vurgulayan Tunç, 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze'de suç işleyenlerin değil masum insanların haklarının ihlal edildiğinin altını çizdi.
Bakan Tunç, son 2 yıldan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi'nin bütün unsurlarının ihlal, insancıl hukukun tamamen göz ardı edildiğini aktararak, 'Dünyada çocuk haklarını, kadın haklarını savunan sivil toplum kuruluşları, dernekler var. Gazze, Gazze'nin çocukları söz konusu olunca hiç kimsenin aklına kadın, çocuk hakları gelmedi. Bu, dünyanın insan hakları ve insan onuru konusunda nasıl çifte standart içinde olduğunu gösteriyor. Biz, burada kapalı hapishanelerde suç işleyenlerin insan haklarından bahsederken 'Gazze Açık Hava Hapishanesi'nde dünyanın gözü önünde insanlar, çocuklar, bebekler katledildi.' dedi.
İsrail'in ateşkes kararına uyup, bu durumun kalıcı hale gelmesini dileyen Tunç, sorunun kalıcı çözümünün Filistin'de bağımsız ve özgür bir devletin kurulmasıyla mümkün olduğuna işaret etti.
Tunç, ceza adalet sistemini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerine uygun bir şekilde ileriye taşımaya devam edeceklerini belirterek, 'Cezayı yalnızca bir yaptırım olarak değil, topluma, insana ve geleceğe yönelen bir iyileştirme süreci olarak görüyoruz. Her bir adımıyla insana dokunan, her kararıyla güven veren, her uygulamasıyla medeniyetimizin vicdanını yansıtan bir infaz sistemi için çalışıyoruz. Bugün, bu konferansta cezayı değil dönüşümü, kaybetmeyi değil kazanmayı, korkuyu değil umudu konuşacağız. Adaletin, merhametle disiplinin, insanlıkla güvenliğin, refahla buluştuğu bir gelecek vizyonunu hep birlikte inşa edeceğiz.' diye konuştu.
- Brown, ICPA'nın misyonunu anlattı
ICPA Başkan Vekili David Brown ise Peter Severin'in hayatını kaybetmesinden dolayı üzgün olduğunu ifade ederek, onun dayanışma ve birlikte çalışma ruhunu yürütebilmeyi temenni etti.
Hafta boyunca verimli bir konferans gerçekleştirileceğini belirten Brown, eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın mahpuslara yönelik muameleye ilişkin kurallarını benimsediklerini, adaletin, barışın, ekmeğin, aşın herkes için erişilebilir olduğu dünya için çalıştıklarını söyledi.
Brown, bir misyonlarının ceza çekilirken rehabilitasyon ve kişilere insan onuruna yakışır şekilde muamele edilen bir sistemi inşa etmek ve bunun sürdürülmesini sağlamanın amaçları arasında yer aldığını anlattı.
- 'Türkiye uluslararası standartları sahaya indiren, geliştiren, örnek uygulamalarla zenginleştiren bir ülke'
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım ise Peter Severin'in vizyonu ve kurduğu köprülerin kendilerine emanet bir miras olarak yaşamaya devam edeceğini söyledi.
Yıldırım, dünyanın en büyük ceza infaz buluşmasına ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını dile getirerek, 'Türkiye uluslararası standartları yalnızca kabul eden bir ülke değil o standartları sahaya indiren, geliştiren, örnek uygulamalarla zenginleştiren bir ülkedir. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğümüz, BM, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'yle (AB) yakın eş güdüm içerisinde ICPA, EuroPris gibi kuruluşların sadece dinleyen değil, söz üreten, yön veren, etkin bir üyesi olarak varlık göstermektedir.' ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin reform iradesini diri tutan, küresel diyaloğa aktif katılan, sürekli öğrenen ve öğrendiğini sahaya hızla yansıtan bir ceza infaz sistemine sahip olduğunu dile getiren Yıldırım, AB destekli projelerden aldıkları ivme, genç, dinamik, eğitimli insan kaynağı gücü, sağlam ve dijital altyapısı ve aile görüşmelerine erişimi arttıran videolu görüşme gibi uygulamalarının adaletin güven telkin eden işleyişini pekiştirdiğini sözlerine ekledi.
Konferansın açılışına İstanbul Valisi Davut Gül, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve AK Parti Adıyaman Milletvekili Mustafa Alkayış, İl Jandarma Komutanı Korgeneral Yusuf Kenan Topcu, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1. Daire Başkanı Turan Kuloğlu, Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Cihan Yıldız, Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Hızır Aslıyüksek, bazı milletvekilleri ile uluslararası temsilciler katıldı.
Konferansın çeşitli paneller, oturumlar ve çalıştaylarla 31 Ekim'e kadar sürmesi planlanıyor.