Genel

Bakanlar Kacır ve Ersoy, 'Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu Sergisi'nin açılışında konuştu:

- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır: - 'Buradaki her bir parça, Anadolu'nun sabrını, zarafetini ve üretken ruhunu yansıtırken, yeniden hayat bulan sof dokumacılığının sürdürülebilir bir gelecek için nasıl bir ilham kaynağı olabileceğini de gösteriyor. Ankara'nın zanaatkarlık mirasını yaşatırken, aynı zamanda ülkemizin tasarım ve üretim gücünü dünyaya tanıtıyor' - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: - 'Sof kumaşın yeniden dokunmaya başlaması, tarihimize, kültürümüze ve medeniyetimize ve onun biricikliğini yansıtan eserlerine olan hassasiyetimizin bir göstergesidir'

ANKARA (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 'Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu Sergisi'ne ilişkin, 'Buradaki her bir parça, Anadolu'nun sabrını, zarafetini ve üretken ruhunu yansıtırken, yeniden hayat bulan sof dokumacılığının sürdürülebilir bir gelecek için nasıl bir ilham kaynağı olabileceğini de gösteriyor. Ankara'nın zanaatkarlık mirasını yaşatırken, aynı zamanda ülkemizin tasarım ve üretim gücünü dünyaya tanıtıyor.' ifadelerini kullandı.

Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesinde düzenlenen 'Anadoludakiler: Sof'un Zamansız Yolculuğu Sergisi'nin açılışındaki konuşmasında, Türkiye'nin 1788 coğrafi işaret ve geleneksel ürünle bu alanda Avrupa'da birinci, dünyada ikinci sırada bulunduğunu söyledi.

Yurdun dört bir yanında, geleneksel birikimi modern üretim anlayışıyla buluşturan, toprağına, sanatına ve zanaatına bağlı binlerce kooperatif ve girişimci bulunduğunu ifade eden Kacır, bakanlık olarak bu toprakların kültürel, tarihi ve ekonomik zenginliklerini özüne yakışır biçimde yaşatmak ve geleceğe taşımak için emek veren her girişimi desteklediklerini vurguladı.

Anadolu'nun tüm kültür hazinesini güçlü bir koruma şemsiyesi altına aldıklarını belirten Kacır, henüz 2 yılını doldurmayan projeyle Anadolu'nun dört bir yanında istihdamı artıran, yerel üreticiyi güçlendiren, gönüllere dokunan ve dünyada ses getiren çok önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi.

- 51 projeye 358 milyon lira kaynak ayrıldı

Mehmet Fatih Kacır, '81 İl 81 Ürün Programı' ile kadim Anadolu medeniyetlerinin özgün ürünlerine küresel marka değeri kazandırmak üzere harekete geçtiklerini, geleneksel değerlerden beslenen 51 projeye 358 milyon lira kaynak sağladıklarını bildirdi.

Kacır, proje kapsamında gündeme getirilen kültürel mirasın en nadide örneği olarak Ankara'ya ait 'sof kumaşını' öne çıkardı ve şu bilgileri paylaştı:

'Ankara Kalkınma Ajansı eliyle sağlanan 91 milyon liranın üzerindeki destekle, sof kumaşının üretimini canlandırmak, tanıtım ve pazarlamasını güçlendirmek üzere Kızılcahamam, Çamlıdere, Güdül, Altındağ ve Ayaş'ta dokuma atölyeleri kuruldu. 'İz Ankara El Sanatları ve Tasarım Merkezi'nde gerçekleştirilen AR-GE ile aslına sadık sof kumaşı yeniden üretildi ve ticarileşme adımlarıyla ustaların emeği ekonomik karşılığını buldu. 'Zamansız Zarafet: Sof Dokumanın Yeniden Doğuşu' projesiyle üretim kapasitesi artırılarak ticaret hacmi genişletildi. Projenin elde ettiği başarı, Başkent'in kadim değeri olan sof kumaşını tekrar gün yüzüne çıkarıyor. Mahmut Paşa Bedesteni gibi tarihi adreslerde düzenlenen etkinliklerle bu miras yaşatılırken, ülkemizin tasarım ve üretim gücü dünyaya tanıtılıyor.'

Bakan Kacır, sergide sof kumaşından yapılmış ürünleri işaret ederek, 'Buradaki her bir parça, Anadolu'nun sabrını, zarafetini ve üretken ruhunu yansıtırken, yeniden hayat bulan sof dokumacılığının sürdürülebilir bir gelecek için nasıl bir ilham kaynağı olabileceğini de gösteriyor. Ankara'nın zanaatkarlık mirasını yaşatırken, aynı zamanda ülkemizin tasarım ve üretim gücünü dünyaya tanıtıyor.' dedi.

Anadolu'nun binlerce yıllık hafızasının, küresel ticaretin amansız mücadelesi içerisinde yitip gitmesini istemediklerini vurgulayan Kacır, 'Anadoludakiler' projesinin yerel üreticinin gelirini artıran, kadın istihdamını ve girişimciliğini güçlendiren bir ekosistem oluşturacağına inandıklarını dile getirdi.

Kacır, projeye destek olan Emine Erdoğan'a teşekkür etti.

- 'Hassasiyetimizin bir göstergesi'

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Türkiye'nin kültürel mirasına ait tüm değerlere sahip çıkmayı sürdüreceklerini belirtti.

Ersoy, köklü bir medeniyet mirasına sahip olmanın büyük bir gurur olduğunu belirterek son 23 yıldaki çalışmalarla kültürel değerlerin tek tek gün yüzüne çıkarıldığını söyledi.

Türkiye'nin yalnızca yurt içindeki değil dünyanın dört bir yanındaki eserlerine sahip çıktığını dile getiren Ersoy, 'Tarihin en zor koşullarında dahi düşünmeyi, üretmeyi ve inşa etmeyi kendine ilke edinmiş, hayatı güzelleştirmeyi ve iyileştirmeyi inancının bir parçası olarak görmüş ceddimize ait her ne varsa bizim için kıymetlidir, değerlidir ve özeldir. Bize düşen görev ise hiçbir ayrım gözetmeksizin, zorluklara takılmadan, engelleri gözümüzde büyütmeden bu kültürel mirası bulmak, ayağa kaldırmak ve sahip çıkmaktır.' diye konuştu.

Ersoy, sadece yerin üstündeki eserlerin değil, yerin altındakilerin de korunmasıyla ilgili tüm dünyanın yakından merakla takip ettiği çalışmaları hayata geçirdiklerini belirterek, 'Saygıdeğer Hanımefendi'nin çok değerli destekleriyle sof kumaşın yeniden dokunmaya başlaması, tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize ve onun biricikliğini yansıtan eserlerine olan hassasiyetimizin bir göstergesidir.' dedi.

Ankara keçisinin tiftiğinden üretilen sof kumaşın tarihsel kullanım alanlarına değinen Ersoy, 'Sof kumaş yazın serin, kışın sıcak tutarak, az buruşan ve sağlıklı yapısıyla özellikle giyim ve şal üretiminde tercih edilmiştir. Yumuşak dokusuna rağmen yüksek dayanıklılığı ve mevsimsel konforu sayesinde toplumun seçkin kesimleri tarafından rağbet görerek kültürel tarihimizde ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur.' bilgisini paylaştı.

Bakan Ersoy, sof kumaşın bu özellikleriyle yalnızca gündelik bir kullanım malzemesi olmaktan çıkararak yüzyıllar boyunca Anadolu'dan Avrupa'ya uzanan değerli bir ticaret ürünü haline geldiğini belirterek şunları kaydetti:

'Bir dönem herkesin imrendiği sof kumaşı ustalık, emek ve sabır isteyen bir zanaatin ürünüdür. Maalesef devlet ekonomisine önemli katkılar sağlayan, kültürümüzün estetiğini ve sarayın ihtişamını yansıtan bu kıymetli kumaş özellikle Sanayi Devrimi'nin yol açtığı değişimler neticesinde unutulmaya yüz tutmuştur. Ayrıca bu geriye gidiş ustaların da birer birer kaybolmasına neden olmuştur. '

Bakan Ersoy, projenin gerçekleşmesine emek veren kadın girişimciler, zanaatkarlar, araştırmacılar ve tüm kurumlara teşekkür etti.

- 'Kültürel hafıza güçlendirildi'

Ankara Valisi Vasip Şahin, 'İz Ankara Tasarım ve Sanatları Merkezi'nin' Ankara Valiliği ve Ankara Kalkınma Ajansı iş birliğiyle 2018'de başlatılan bir proje olduğunu belirtti.

Şahin, merkezin amacını 'Ankara'ya özgü değerlerin, geleneksel el sanatlarının ve yerel üretim kültürünün modern tasarımlarla yeniden buluşmasını sağlamak; bu zengin mirası koruyarak gelecek nesillere aktarmak' sözleriyle aktardı.

Merkezin Kale bölgesindeki tarihi dokuda 2020'de faaliyete geçtiğini hatırlatan Şahin, burada sof, Nallıhan ve kilim dokuma ile gümüş takı, cam tasarım ve dikiş alanlarında üretim yapıldığını ifade etti.

Şahin, sanayileşmeyle unutulma tehlikesi yaşayan 400 yıllık sof dokuma geleneğinin yeniden hayata geçirilerek hem kültürel hafızanın güçlendirildiğini hem de modern tasarımla çağa uyarlandığını söyledi.

- 'Sof kumaşı diğer benzeri muadil ürünlerinden önemli ölçüde farklılaşıyor'

Program öncesi basın mensuplarına etkinliğe ilişkin açıklama yapan Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ankara'nın kalkınma hikayesinde önemli bir yer tutan Ankara tiftik keçisinin sof kumaşından üretilmiş 35 kıyafetin bugün görücüye çıktığını belirtti.

Şimşek, şunları kaydetti:

'Sof kumaşı diğer benzeri muadil ürünlerinden önemli ölçüde farklılaşıyor. İnceliği, uzunluğu, mikron kalınlığı, parlaklığı ve dayanıklılığıyla aslında tüm dünyaya mal olmuş bir ürün. Geçmiş yıllarda Ankara'nın kalkınma hikayesinde de tiftik ve tiftikten üretilen sof kumaşı tüm dünyaya bir ticari ürün olarak hazırlanıyordu. Günümüzde bu ürün unutulmaya yüz tutmuş bir hale geldi. Bu konu, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin başta Anadolu Dokuma Atlası ve Anadoludakiler Projesi ile daha fazla gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu proje vesilesiyle üretimi yerelde canlandırmaya çalışıyoruz.'