Belediye davaları canlı mı yayınlanacak?

Devlet Bahçeli, daha önce kamuoyunun yakından takip ettiği başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olmak üzere bazı CHP'li belediyelere yönelik “Rüşvet ve yolsuzluk operasyonları” adı altında yapılan operasyonlar, TRT'den canlı mı yayınlanacak? sorusunu harekete geçirdi

Bildiğiniz üzere davaların canlı yayınlanma isteğini ilk önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel dile getirmişti. Özgür Özel bu konuyu dile getirdiğinde Cumhurbaşkanına meydan okumuş: "Sen savcılarına güveniyorsan ben de Ekrem başkanıma güveniyorum. Gelin dava TRT'den canlı yayınlansın" demişti. Özgür Özel’in bu çıkışı, davayı yolsuzluk ve rüşvet zemininden çekip siyasi bir dava haline çevirmek istiyor şeklinde değerlendirildi.

Birkaç ay önce bu mesele gündeme geldiğinde duruşmalarının televizyondan canlı yayınlanıp yayınlanması, hukuk, siyaset ve toplumsal erişim açısından büyük tartışmalara yol açmış, gündemimizi epey meşgul etmişti. Bahçeli, dünkü grup toplantısında, Özgür Özel’in 'Duruşmalar TRT’de canlı yayınlansın' teklifine destek verdi: "Özgür Özel duruşmaların TV’den canlı yayınlanmasını talep etmişti. O halde biz de bu beklentinin makul ve meşru değerlendirilmesini ak koyun, kara koyunun teşhir edilmesini temenni ediyoruz. Millet gerçekleri görsün" dedi. Bahçeli'nin açıklamaları Cumhurbaşkanına sorulduğunda "Hayrolur" diye cevap vermişti. Teklifin asıl sahibi Özgür Özel de olumlu yaklaşınca gündemin bir numaralı maddesi haline geldi bu mesele.

Bahçeli'nin bu çıkışını İmamoğlu'nun fişinin çekilmesi şeklinde yorumlayanlar da oldu. Özgür Özel, İmamoğlu'nu ipe götürecek yorumları yapanlar da oldu. Onlara göre ; Davada 42 itirafçı vardı. Gizli tanık falan değil. Mahkemede "Ben şundan şu kadar aldım. Şu bana şu kadar verdi. Verdiğini şuna verdim" gibi söylemlerle eski çalışma arkadaşlarının iki ayağını bir pabuca koyacaktı.

Ama şöyle bir hakikat de var ki, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, duruşmaların halkın katılımına açık olması esastır ancak bazı müesseseler yargıç kararıyla, yargı bağımsızlığının korunması, delillerin güvenliği sanık ve mağdurların haklarının korunması gerekçesiyle yayın yasağı getirebilirdi.

Bu işin önünde kanuni bir engel var. Mevzuat canlı yayına engel. Böyle bir şeyin olabilmesi için bir değişiklik şart. Tüm partiler razı olduğuna göre bu engel de kaldırılabilir. Böyle bir durumda da magazine meraklı halkımıza gün doğar. TRT reyting rekorları kırar. Dünya TRT'ye kilitlenir.

Türkiye'de büyük bir kesimin bu davanın canlı yayınlanmasından yana olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu kesim, yerel yönetimlerde şeffaflığın olması gerektiği düşüncesinde.

Davanın canlı yayınlanması, dava sürecine siyasi bir renk katar, eğlenceli olur diyenler de az değil.

Canlı yayının mahkeme heyetleri üzerinde baskı oluşturabilir, sanıkların psikolojisi bozulabilir, diyenler de var.

Biz bütün bunları konuşurken dünyada benzer durumlar var mıdır? sorusu da gündemi meşgul eden soru.

Birçok demokratik ülkede, meşhur davalar kamuoyuna açık şekilde yayınlanıyor. Amerika’da bazı eyalet mahkemeleri ve Kanada’da benzer uygulamalara var. Bu bağlamda Türkiye’de de şeffaflık ve yargı bağımsızlığının korunması dengesi sağlanabilirse bu uygulama Türkiye’de de başlayabilir.

Sürecin sonunda Özgür Özel “Canlı yayın” kapısını çaldığına pişman mı olacak? Bahçeli çalınan bu kapıyı araladığına pişman mı olacak? Erdoğan’ın “Hayrolur” sözü kime yarayacak? 42 İtirafçı davayı nasıl etkileyecek? Davanın sonunda Ekrem İmamoğlu ve ekibi bitecek mi? Yoksa diplomasız da olsa gerçek bir Cumhurbaşkanı adayı olarak mı karşımıza çıkacak? Bütün bu soruların cevabını bize zaman verecek.