Kültür-sanat

Dağıstan Kültür ve Diller Günü Zeytinburnu'nda kutlandı

İSTANBUL (AA) - Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği tarafından 'Geçmişten Günümüze Dağıstan Tarihi, Dili ve Kültürü' başlıklı program düzenlendi.

Zeytinburnu Nikah Dairesi Salonunda, Balıkesir, Bursa, Yalova ve İzmir Dağıstan derneklerinin desteğiyle gerçekleştirilen programda, 'Dağıstan Kültür ve Diller Günü' kutlandı.

Program, Dağıstan'ın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini anlatan tanıtım videosunun gösterimiyle başladı. Etkinlik kapsamında konferans verildi, sergi açıldı ve müzik dinletisi sunuldu.

Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği Başkanı İzumrud Khizrieva, programın açılışında, Dağıstan'ın tarihi derinliği olan bir coğrafya olduğunu belirterek, Dağıstan Kültür ve Diller Günü bayramında, Dağıstan'ın dilini, kültürünü ve zengin yapısını tanıtmayı amaçladıklarını söyledi.

Türkiye, Rusya ve Dağıstan arasındaki kardeşliği güçlendirmeyi amaçladıklarını dile getiren Khizrieva, 'Dernek olarak Dağıstan'ın zenginliğini yaşatmak ve özellikle Türkiye'deki kardeşlerimize tanınmak adına çeşitli etkinlikler ve kültürel programlar düzenlemeye devam ediyoruz. Bu akşam Dağıstan'ın çok sesli yapısını, zengin halk kültürünü, müziğini, danslarını, dillere destan misafirperverliğini hep birlikte yaşamak için buradayız.' dedi.

- 'Dağıstan bir kültürün adıdır'

Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da Dağıstan'da birçok halkın yan yana yaşadığını aktararak, Kafkas dil grubundan Avarca, Lezgice, Dargice, Lakça, Tabasaranca, Rutulca, Agulca, Çeçen-İnguş ve Türk dil grubundan Kumukça, Nogayca, Terekeme ile Hint-Avrupa dil grubundan da Tatça'nın Dağıstan'da konuşulan diller arasında bulunduğunu belirtti.

Haritalar eşliğinde Dağıstan bölgesine ilişkin bilgiler veren Oğurlu, 'Dağıstan, aynı zamanda bir kültürün adıdır. Sadece Dağıstan Cumhuriyeti, siyasi bir anlam, yani politik bir sınır ayrımını ifade etmez. Dağıstan bunun ötesinde başka bir şey ifade eder. Dağıstanlılık, yemek, mutfak kültüründen, dil yakınlığından hatta dini kimlik ve mezheplerine kadar ortaklığı ifade eden bir şeydir.' değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Bal ise Mirza Hasan Al-Kadari tarafından 1892'de yazılan 'Asar-ı Dağıstan' adlı eserin Dağıstan tarihine ilişkin kapsamlı bilgiler verdiğini ifade etti.

Bal, Al-Kadari'nin 1834'te kendi ifadesine göre şimdiki Azerbaycan sınırlarına da yakın olan Dağıstan'ın Balaken bölgesinde dünyaya geldiğini belirterek, 'Al-Kadari'nin 'Asar-ı Dağıstan' kitabı, klasik bir tarih kitabıdır ama aslında yazarımız sadece tarihçi değildir. Aynı zamanda şairdir. Kitabını 19. yüzyılın sonlarında yazmış.' dedi.

Çocukluğundan itibaren Alkadari'nin hayatının sürgünlerde geçtiği bilgisini veren Bal, Alkadari'nin dönemin önemli isimlerden dersler aldığını, başka kitaplar da yazdığını anlattı.

Prof. Dr. Bal, Asar-ı Dağıstan'da da 19. yüzyıl Dağıstan tarihine ait kapsamlı bilgiler bulunduğuna işaret ederek, eserin Türkçe baskısının 2003'te Tarık Cemal Kutlu editörlüğünde hazırlanarak, Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yayımlandığını söyledi.

Yeditepe Üniversitesinden Zeynep Büşra Sungur ise konuşmasında kültürel antropoloji alanında doktora yaptığını, Dağıstan Avarlarından olduğunu, ailesinin yaklaşık yüzyıl önce Türkiye'ye gelip yerleştiğini kaydetti.

Sungur, bölgenin tarihine ve kültürüne değinerek, 'Rusya'da, Dağıstan'da ortak dil Rusça ama bizim köyümüzde konuşulan ortak dil Avarca.' dedi.

Dağıstan tarihi ve kültürüne ilişkin çalışmalarından elde ettiği sonuçları ve araştırmalarını programda paylaşan Sungur, görseller eşliğinde Dağıstan'ın İskitler ve Kimmerlerin tarihine ilişkin bilgiler verdi.

Konuşmaların ardından Basri Baba Kebapları tarafından hazırlanan Dağıstan yemekleri katılımcılara ikram edildi. Program Dağıstan müzikleri dinletisiyle sona erdi.