Genel

Diyarbakır Çayönü Tepesi'nin kadın işçileri 'tarih' kazıyor

- Ergani ilçesinde dünya uygarlık tarihine ışık tutan 12 bin yıllık Çayönü Tepesi'nde yürütülen arkeolojik kazıda, mevsimlik tarım işçisi 32 kadın, uzman ekiplerin çalışmasına katkı sunuyor - Kazı Başkanı Doç. Dr. Savaş Sarıaltun: - 'Mevsimlik tarım işçisi kadınlar bugün topraktan tarih çıkarıyor. Bu bölgenin, ülkemizin, Anadolu ve Mezopotamya'nın tarihini ortaya çıkarıyorlar'

DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde dünya uygarlık tarihine ışık tutan 12 bin yıllık Çayönü Tepesi'nde yürütülen arkeolojik kazıda, mevsimlik tarım işçisi 32 kadın da çalışıyor.

Ergani ilçesinde 1964'te başlatılan ve günümüze kadar aralıklarla süren Çayönü Tepesi'ndeki arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor.

Dünya uygarlık tarihine ışık tutan, göçebelikten yerleşik yaşama, avcılık ve toplayıcılıktan üreticiliğe geçilip tarıma ilk başlanılan yerler arasında bulunan alanda, tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarılması için çalışma yürütülüyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun başkanlığında yapılan kazı çalışmalarında, 37 işçi ve 14 arkeolog çalışıyor.

Kazıda, işçilerden 32'si, arkeologlardan da 8'i kadınlardan oluşuyor.

- 'Müthiş buluntuları ayıklıyorlar'

Doç. Dr. Sarıaltun, Çayönü Tepesi'ndeki kazıların çok fazla veriye ulaşılması bakımından bilim dünyası açısından önemli olduğunu söyledi.

Çayönü'ndeki kazı çalışmalarının Prof. Dr. Halet Çambel tarafından başlatıldığını anımsatan Sarıaltun, Çambel'in sadece kazı çalışmaları yürütmediğini aynı zamanda yerelin kalkınmasıyla ilgili birçok yenilik ortaya koyduğunu belirtti.

Çambel'in bu çalışmalarını devam ettirmek istediğini anlatan Sarıaltun, 2025 yılı kazı çalışmalarına kadınların fazla olduğu işçilerle başladıklarını kaydetti.

Mevsimlik tarım işçileriyle çalıştıklarını ifade eden Sarıaltun, şöyle konuştu:

'Özellikle tarım işçileriyle çalışıyoruz. Toprağa çok alışkınlar. Mevsimlik tarım işçisi kadınlar bugün topraktan tarih çıkarıyor. Bu bölgenin, ülkemizin, Anadolu ve Mezopotamya'nın tarihini ortaya çıkarıyorlar.'

Sabahın erken saatlerinde kazıya başlayan kadınların öğleden sonra çocuklarına zaman ayırdığını belirten Sarıaltun, çevredeki kırsal mahalle ve ilçe merkezindeki kadınlarla çalıştıklarını bildirdi.

Sarıaltun, şöyle devam etti:

'Bahçelerini ekip biçiyorlar. Evinde pirincin taşını ayıklayan kadınlar şu anda toprağın içerisinden arkeolojik buluntuları ayıklıyorlar. Müthiş buluntuları ayıklıyorlar. Bu açıdan da biz çok mutluyuz. Kadınlar ailenin ekmek teknesine bir katkı sunuyor. Kadınlar evin ekonomisini güçlendiriyor. Kendilerinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını bir nebze de olsa karşılıyorlar. Herhangi bir buluntuda da koştura koştura bize geliyorlar. Bulduklarında çok keyif alıyorlar. Onlar keyif aldıkça biz de keyif alıyoruz. Şu an 1 aylık kazı dönemindeyiz ve buluntu sayımız 60'ı buldu. Umarım birlikte daha güzel noktalara değineceğiz.'

- 'Evde bulguru, pirinci ayıklar gibi burada toprağı ayıklıyoruz'

Kazıda çalışan 5 çocuk annesi Suna Pala da eşinin engelinden dolayı yatağa bağlı olduğunu belirterek, evlatlarının okul masraflarını ve evinin ihtiyaçlarını karşılamak için kazı alanında çalıştığını söyledi.

İşini severek yaptığını anlatan Pala, 'Eskiden fındık, çapa işine gidiyordum. Uzaktı. Şimdi sabah erken gelip öğleden sonra evimize gidiyoruz. Çocuklarımıza zaman ayırıyoruz. Evde bulguru, pirinci ayıklar gibi burada toprağı ayıklıyoruz. Eskiden tarım şimdi tarih işçisi olduk.' ifadelerini kullandı.

- 'Ekmek teknemiz kapımızın önünde'

4 çocuk annesi Aysel Gezer (46) ise mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde çok zorlandığını kaydetti.

Evlerine yakın tarihi bir alanda çalışmanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Gezer, 'Nakış işler gibi toprağı ince kazıyoruz. Bir boncuk, taştan kolye ya da küpe, boncuk bulduğumuzda çok seviniyoruz. Ekmek teknemiz kapımızın önünde. Burada tarihle ilgili birçok bilgi edindik.' dedi.

Bilhan Gök de 3 çocuk annesi olduğunu, daha önce hayvancılıkla ilgilendiğini, pamuk tarlasında çalıştığını dile getirdi.

Evinde uzak yerde çalışmanın zor olduğunu belirten Gök, 'Toprağı kazdığımız için mutluyuz. Burada herhangi bir şey ya da boncuk bulduğumuz da hepimiz seviniyoruz. Burada tarihe dokunduğumuz için mutluyuz. Evimize ekmek götürebiliyoruz.' diye konuştu.