İSTANBUL (AA) - Fransız yazar ve filozof Claude Romano, 'Edebiyat ve Felsefe Üzerine' başlıklı söyleşiye konuk oldu.
Ketebe Yayınları tarafından Beyoğlu'ndaki Robinson Crusoe 389 Kitabevi'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Romano, yazar William Faulkner'ın edebi temsil anlayışı ile edebiyat ve felsefe arasındaki organik ilişkiye dair görüşlerini paylaştı.
Felsefe ve edebiyatın her zaman güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu dile getiren Romano, 'Geçen yüzyılın bütün filozoflarını ele alırsanız, örneğin Delida ve Delueze, hepsi edebiyatla çok güçlü bir şekilde ilgilenmiş. Edebiyat ile felsefe aynı problemlerle ilgileniyor, sadece yöntemleri farklı.' dedi.
Felsefenin evrensel bir konsept olduğunu ancak bireyselleşmeyle de sıkı bağları bulunduğunu ifade eden Fransız yazar, sosyal medyanın algılar üzerindeki etkisine dair sorulara da cevap verdi.
- 'Tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan'
Claude Romano, dikkatin yok olmasına ve kendi kuşağının bu konudaki avantajlarına ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bilgisayarların, telefonların ve diğer araçların olmadığı bir zamanda doğduğum için şanslı olduğumu düşünüyorum. Dolayısıyla tüm bilgim çevremden ve ulaştığım kitaplardan. Günümüz gençleri için internet, sosyal medya ve resimler önemli. Onlar kelimelerin önemli olmadığı bir bağlamda büyüdü. Dolayısıyla bu entelektüel ve kültürel değişim öyle bir boyutta ki etkisini öngörmek bile zor. Daha yeni başladığımızı düşünüyorum.'
Hiçbir şeyin kitapla kurulan ilişkinin yerini tutamayacağını vurgulayan Romano, 'Umarım tüm bunlarla baş edebiliriz. Böylece insanlara düşünce özgürlüğünü ve okuma özgürlüğünü korumanın ne kadar önemli olduğunu anlatabiliriz.' şeklinde konuştu.
Yapay zeka kullanımının gerçekle bağlantılı olmadığını dile getiren Romano, yapay zekayı 'sorular sorarak satın alınan', 'sadık olmayan' ve 'gerçekle ilgilenmeyen' bir araç olarak tanımladı.
Bu durumun doğurduğu entelektüel tehlikeye dikkati çeken Romano, 'Cevap alırsınız ama sahip olduğunuz özgürlüğü kaybedersiniz, duygularınızı kontrol etme özgürlüğünü. Düşünme eylemini bir makinenin üzerine sanki bir yükmüş gibi boşaltırsınız. Kendin üzerine düşünmezsen, fikirlerini sarsmazsan hayatın ne anlamı olabilir?' görüşünü paylaştı.
- 'Bu okumalardan bir kitap çıkarma planım yoktu'
Romano, Türkçe tercümesi Ketebe Yayınlarından çıkan 'Yaşamın Ezgisi' adlı kitabına da değinerek, şunları kaydetti:
'2004 senesinin yaz aylarını Faulkner'ın romanlarını kapsamlı bir şekilde okumaya ayırdım. Bu okumalardan bir kitap çıkarma planım yoktu. Fakat Faulkner'ı okumaya başladığımda fenomenolojisinin ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Yaz ayları sona erdiğinde çıkardığım notları okudum ve kendi kendime 'Sanırım bu bir kitap oldu.' dedim. Tamamen plansız bir kitaptı. Faulkner da yazma deneyimini tıpkı bu şekilde tarif eder.'
Faulkner'ın genellikle Güney Amerika ekseninde geçen kurgu dünyasının cezbedici tarafına ilişkin sorulara da cevap veren Romano, yazarın kurgusal Yoknapatawpha şehrindeki sınırlı kültürel özelliklerin empati faktörü sayesinde evrensel duygulara hitap ettiğini söyledi.
Olay felsefesi ve hadisevi hermeneutik üzerine çalışmaları ile tanınan 1967 doğumlu Claude Romano, fenomenoloji alanında 2010'da Fransız Akademisi'nin Moran Prize ödülünü aldı. Gegner ödülüne 2011'de, Fransa'da verilen Grand Prix de Philosophie ödülüne ise 2020'de layık görülen Romano, halen Avustralya Katolik Üniversitesinde felsefe profesörü olarak görev yapıyor.