Bugün Golan Tepeleri yalnızca İsrail ile Suriye arasındaki sınır anlaşmazlığı değildir. Golan, ABD–Rusya küresel rekabetinin, İran–İsrail bölgesel savaşının ve Orta Doğu’ya biçilen yeni siyasî mimarinin düğüm noktalarından biridir. Bu nedenle açık konuşmak gerekir:
Golan sorunu çözülmeden Orta Doğu’da kalıcı barış mümkün değildir.
Yüksekliği Ele Geçiren Savaşı da Ele Geçirir
Golan’ın askerî değeri tartışma götürmez. Bu bölge, Suriye’nin başkenti Şam’ı neredeyse çıplak gözle izleyebilecek bir yükseklikte konumlanmıştır. Yani Golan’a hâkim olan güç, Suriye’nin kalbine de hâkim demektir.
1967’den önce Suriye, bu yüksekliği savunma hattı olarak kullanıyordu. Ancak Altı Gün Savaşı’yla birlikte bu üstünlüğü tamamen kaybetti. O günden sonra Şam savunmasız kaldı. Bugün İsrail’in Suriye içlerine rahatlıkla hava saldırısı düzenleyebilmesinin temel sebebi de işte bu stratejik kayıptır.
Suriye açısından Golan’ın kaybı yalnızca toprak kaybı değildir:
Güvenlik kaybıdır,
Caydırıcılık kaybıdır,
Stratejik derinliğin çöküşüdür,
Devlet aklının savunma refleksinin kırılmasıdır.
Su: Orta Doğu’nun Görünmeyen Silahı
Orta Doğu denince akla petrol gelir. Oysa artık yeni savaşların ana sebebi sudur. Golan Tepeleri, Ürdün Nehri’ni besleyen ana su havzalarından biridir. İsrail’in içme suyunun ve tarımsal üretiminin önemli bir bölümü bu havzaya bağlıdır.
Kuraklığın kader olduğu bir coğrafyada:
Su demek tarım demektir,
Tarım demek gıda demektir,
Gıda demek siyasal bağımsızlık demektir.
Bu yüzden İsrail için Golan: Sadece askerî bir bölge değil, geleceğin gıda güvenliği ve su hâkimiyetidir
İşgal 1967’de Başladı, Hukuksuzluk 1981’de Kurumsallaştı
1967’de İsrail Golan’ı işgal etti.
1973’te Suriye geri almak istedi, başaramadı.
1981’de İsrail bu kez hukuka rağmen bölgeyi tek taraflı ilhak etti.
Birleşmiş Milletler bu ilhakı tanımadı. Uluslararası hukuk reddetti. Dünya itiraz etti.
Ama sahada bir gerçek değişmedi: Güç hukuku yendi.
2019’da ABD’nin ilhakı tanımasıyla birlikte bu hukuksuzluk artık sadece işgal değil, uluslararası düzenin fiilen çökertilmesi anlamına geldi.
Bugün Orta Doğu’da neden hukuk işlemiyor?
Çünkü güçlü olanın hukuku yazdığı bir düzen kurulmuştur.
Yerleşimler: Bu Bir Toprak Değil, Nüfus Savaşıdır
Bugün Golan’da:
30’dan fazla yasa dışı Yahudi yerleşimi,
Yaklaşık 30 bin İsrailli yerleşimci,
25 bin civarında kimliğini ve toprağını terk etmeyen Suriyeli Dürzi yaşamaktadır.
Uluslararası hukuka göre bu yerleşimlerin tamamı suçtur.
Ama işgal yalnız toprakla yapılmaz; demografiyle yapılır.
Golan’da bugün olan şey şudur: Toprak değişiyor, nüfus değişiyor, kimlik değişiyor, tarih sistemli biçimde siliniyor.
Bu, modern çağın en planlı demografik mühendislik projelerinden biridir.
Golan Bugün İran–İsrail Savaşının Sessiz Cephesidir
Suriye iç savaşı Golan’ın anlamını bambaşka bir boyuta taşıdı. Bugün Golan:
İsrail ile İran’ın,
İsrail ile Hizbullah’ın,
ABD ile Rusya’nın
dolaylı olarak karşı karşıya geldiği en tehlikeli temas hattıdır.
İsrail’in Şam’a, Dera’ya, Humus’a yaptığı saldırıların büyük bölümü Golan hattı üzerinden yürütülmektedir. Çünkü burası İsrail için en güvenli saldırı koridorudur; Suriye için ise en savunmasız cephedir.
Orta Doğu’nun Tarihî Çıkmazı Golan’da Düğümleniyor
Bugünkü tabloyu yalnız 1967 ile açıklamak eksik olur. Golan meselesi, Osmanlı sonrası kurulan sömürge düzeninin bir sonucudur. Sykes–Picot’la cetvelle çizilen sınırlar, bu coğrafyaya barış değil, kalıcı kriz miras bıraktı.
Filistin çözümsüz kaldı. Irak parçalandı. Suriye dağıldı. Lübnan istikrarsızlaştı.
Ve Golan, bu zincirin en stratejik halkalarından biri hâline geldi.
Sonuç: Golan Bir Toprak Parçası Değil, Bir Bölge Kaderidir
Golan:
Suriye için egemenliktir, devlet hafızasıdır, onurdur.
İsrail için askerî mutlak üstünlüktür, su hâkimiyetidir, güvenlik kalkanıdır.
Orta Doğu için ise bitmeyen savaşın kilit taşıdır.
Bu yüzden gerçeği eğip bükmeden ifade edelim:
Golan çözülmeden:
Orta Doğu’da barış olmaz,
İsrail-Suriye gerginliği bitmez,
İran-İsrail savaşı durmaz,
Filistin adil çözüme ulaşamaz,
Bölge asla normalleşmez.
Ve tarihin bize defalarca gösterdiği hakikat şudur:
Golan düğümü çözülmeden Orta Doğu’nun kaderi de çözülmez.