Genel

Huzurevi sakinleri, Kurban Bayramı'nı geçmişe özlemle geçiriyor

- Ankara'da huzurevinde kalan 106 yaşındaki Halil İbrahim Gökoğlu: - 'Çocukluk devremizin bayramları bambaşkaydı tabii. İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda ve Kadırga'da eşek sırtında, at sırtında gezmeler olurdu. Bisikletle dolaşırdık. Burada da Gençlik Parkı'na giderdik, dönme dolaba binerdik' - Yaklaşık bir yıldır huzurevinde yaşayan Emel Çetin: - '365 günde iki dini bayramımız var. Anneler, babalar, dedeler, bekliyor. Eskisi gibi olmasını istiyorlar'

ANKARA (AA) - Ankara'daki 75. Yıl Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi sakinleri, Kurban Bayramı'nı çocukluk dönemlerindeki bayramlara duydukları özlemle geçiriyor.

Huzurevinde kalan yaşlılar, bayram dolayısıyla kendilerini ziyarete gelen yakınlarıyla ve birbirleriyle bayramlaştı.

Emekli öğretmen Gönül Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir yıldır huzurevinde kaldığını belirterek, kuruluşta düzenlenen programda arkadaşlarıyla bayramlaştıklarını söyledi.

Uzaktaki çocukları ve akrabalarıyla telefondan bayramlaştıklarını anlatan Şimşek, yakınlarının kendisini sık sık ziyarete geldiğini belirtti.

Huzurevi sakinlerinden Cemil Gürkan da 5 yıldır burada kaldığını aktararak, kuruluştaki arkadaşlarıyla aile ortamı oluşturduklarını ifade etti ve '7 çocuğum var. Onlarla güzel bayramlar geçirdik ama burada da güzel bayramlar geçiriyoruz.' dedi.

- 'Çocukluk devremizin bayramları bambaşkaydı'

Huzurevinin en eski sakinlerinden orman yüksek mühendisliğinden emekli 106 yaşındaki Halil İbrahim Gökoğlu da güzel bir bayram geçirdiğini dile getirerek, çocuklarının kendisini ziyarete geleceğini söyledi.

Geçmişte yaşadığı bayramları anlatan Gökoğlu, 'Çocukluk devremizin bayramları bambaşkaydı tabii. İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda ve Kadırga'da eşek sırtında, at sırtında gezmeler olurdu. Bisikletle dolaşırdık. O zamanın bayramı böyleydi. Burada da Gençlik Parkı'na giderdik, dönme dolaba binerdik.' diye konuştu.

Gökoğlu, 'O günleri özlüyor musunuz?' sorusuna, 'Özlemez olur muyum, keşke o günlere geri dönebilsek. Rabb'imize dua etsek de bizi o devre götürse.' yanıtını verdi.

Bayramlarda büyükleri ziyaret etmenin önemine değinen Gökoğlu, şunları kaydetti:

'Büyükler çocuklarından, yakınlarından daima bir yakınlık, samimiyet bekler. Onların iki kelime dahi konuşmaları onları biraz daha hayata yaklaştırır. Onun için hiçbir zaman tavsiye etmiyorum. Tatile gideceklerse büyüklerini de beraberlerinde götürsünler. Onları balkona oturtsunlar, kendileri dolaşsınlar. Yaşlanmak, hayattan kopmak demek değil. Gençlere bir büyükleri olarak bunu tavsiye ederim.'

- 'Koşa koşa tatile gitmenin hiçbir anlamı yok'

Huzurevine bir sene önce geldiğini belirten Emel Çetin ise bayram coşkusunun çocuklukta yaşandığını, bunu yaşlandıktan sonra pek hissetmediğini ifade etti.

Çetin, bayramda büyüklerini ziyaret etmek yerine tatile gitmeyi tercih edenlerin yanlış bir seçim yaptıkları görüşünü dile getirerek, '365 günde iki dini bayramımız var. Anneler, babalar, dedeler, bekliyor. Eskisi gibi olmasını istiyorlar. Onları kırmamak lazım. Bayramlaşsınlar sonra gidebilirler. Yani koşa koşa tatile gitmenin hiçbir anlamı yok.' değerlendirmesini yaptı.

- 'Anne ve babalarımız başımızın tacı. Yalnız bırakmak kesinlikle olmaz'

Emekli öğretmen Nurten Ünal da ailesinin kendisini ziyaret etmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek, 8 yıldır kaldığı kuruluşta günlerinin güzel geçtiğini belirtti.

Huzurevindeki annesini ailesiyle ziyaret eden Ünver Ünal ise kuruluştaki annesini hiç yalnız bırakmadığını, bayramda da ziyaretine geldiklerini söyledi.

'Anne ve babalarımız başımızın tacı. Yalnız bırakmak kesinlikle olmaz' diyen Ünal, şu ifadeleri kullandı:

'İnsanlar, bu tip yaşlı bakım merkezlerini maalesef yanlış değerlendiriyorlar. 'Annesine, babasına bakamadı' diye düşünüyorlar. Kesinlikle alakası yok. İnanın burada daha rahatlar. Çünkü annem kendi işini görür, yemeklerini yapar, çamaşırını yıkar ama gereksinimleri sadece bunlar değil. Sohbet etmek, arkadaşlık kurmak... Ben ne kadar yaparsam yapayım onun seviyesine çıkmam mümkün değil. Ama buradaki herkesle arkadaş oluyor, sohbet ediyor. Onun için ben bu yargının yanlış olduğuna inanıyorum. Nerede rahat edeceklerse görevimiz, onları orada yalnız bırakmamak.'