Genel

'İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programı' ile ilgili bilgilendirme toplantısı Ankara'da düzenlendi

ANKARA (AA) - Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) desteği ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen 'Türkiye'de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı Projesi' kapsamında 'AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı' hibe bileşeni ve bilgilendirme toplantısı Ankara'da yapıldı.

Yararlanıcı kurumu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olan ve yürütücü kuruluşlar UNDP, AB ve Türkiye tarafından ortaklaşa finanse edilen proje kapsamında, Ankara'da 'İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programı' eğitimi başladı.

Toplantının açılışında konuşan BM Kalkınma Programı, İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Meral Mungan Arda, BM Dünya Meteoroloji Örgütü'nün 2024 verilerinin iklim değişikliği konusunda 'oldukça kritik bir dönüm noktasına' girildiğini gösterdiğini belirterek, 'Biz iklim değişikliğinin etkilerini bu kadar yakından hisseden, deneyimleyen ilk nesiliz ve bununla ilgili bir şey yapabilecek olan da son nesiliz.' ifadesini kullandı.

Paris Anlaşması çerçevesinde aşılmaması hedeflen 1,5 santigrat derecenin üzerine çıkıldığına dikkati çeken Arda, Türkiye'nin iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu dile getirdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in söz konusu durumla ilgili seçilecek iki yol bulunduğunu söylediğini hatırlatan Arda, 'Bunlardan bir tanesi iklim felaketi, bir diğeri ise iklim eylemi. Hangi yolu seçeceğimize bizler karar veriyor olacağız.' diye konuştu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Proje Uygulama Dairesi Başkanı İsmail Raci Bayer, etkinlik sayesinde Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum kapasitesin güçlendirmek amacıyla desteklenen hibe projelerinin çıktılarının paylaşılması ve geleceğe yönelik işbirliklerinin güçlendirilmesinin amaçlandığını kaydetti.

Bayer, 'İklim Değişikliğine Uyum Hibe projelerimizin ortak noktası yalnızca teknik çıktılarla sınırlı kalmamak aynı zamanda toplumda farkındalık oluşturmak, yerel paydaşları sürece katmak ve uzun vadeli dayanıklılığımızı arttırmaktır.' dedi.

AB Türkiye Delegasyonu, Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölümü Bölüm Başkan Vekili, Ateşe Christian Ballaro, AB'nin politika önceliğinin sürdürülebilir kalkınma ve çevrenin korumasını teşvik etmenin yanı sıra şimdiki ve gelecek nesiller için güvenli ve sağlıklı bir çevre sağlayarak halkın refahını temin etmek olduğunu vurguladı.

Ballaro, düzenlenen bu etkinliğin iklim değişikliğine karşı mücadelenin ortak bir mücadele olduğunu, yalnızca ortak çıkar değil aynı zamanda insanları bir araya getirerek üretken işbirliği yaratma fırsatı sunduğunu gösterdiğini belirtti.

Ballaro, AB tarafından başlatılan 'Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın 2050'ye kadar Avrupa'yı ilk iklim-nötr hale getirmeyi hedeflediğine ve bu kapsamda ekonominin güçlendirilmesi, insanların yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve doğanın korunması için yenilikçi araştırma ve yatırımlara destek verilmesinin amaçlandığına işaret etti.

AB'nin bugüne kadar çevre alanına 1,5 milyar avroluk destekte bulunduğunu belirten Ballaro, bu program kapsamında ise yerel düzeyde iklim uyumu için 7 milyon avroya yakın bütçeyle 29 hibe sağlandığını kaydetti.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Orhan Solak ise iklim değişikliğinin günün bir gerçeği ve geleceği tehdit eden küresel bir sorun olduğuna dikkati çekti.

İklim değişikliğine bağlı rekorların kırıldığı yılların yaşandığına işaret eden Solak, şu şekilde konuştu:

'Türkiye olarak iklim değişikliğinin en yoğun hissedildiği bölgelerden birindeyiz, dünya ortalamasının çok daha üzerinde risklerle yüzleşiyoruz. Kuraklık dünya ortalamasının 2-3 kat üzerinde Türkiye için kuraklık söz konusu. Sadece afetler değil küresel tedarik zincirleri bozuluyor üretim alanları daralıyor, su, gıda krizi ve iklim göçlerine varan etkiler ve riskler söz konusu. İklim değişikliğini çevresel, ekonomik ve sosyal etkileriyle tüm ülkeleri bölgeleri sektörleri ve toplumun her kesimini ilgilendiren kalkınma ve güvenlik meselesi olarak nitelendiriyoruz.'

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, projenin 'çok zor bir dönemde ancak doğru zamanlamayla' yürütüldüğünü belirtti.

Özcan, Ufuk Avrupa, Dijital Avrupa ya da Erasmus Plus programları dahil Türkiye'nin yer aldığı bildirim programlarının iklimle ilgili dizayn edilmiş önemli form ve çağrılar içerdiğini dile getirdi.