İSTANBUL (AA) - İstanbul'da Anayasa Mahkemesi ile Türkiye Adalet Akademisi işbirliğiyle hakim ve savcılara yönelik 'Mülkiyet ve Adil Yargılanma Hakkı Kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi Uygulamalarında Güncel Meseleler' konulu eğitim programı gerçekleştirildi.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya, Ataşehir'de bir otelin etkinlik salonunda düzenlenen eğitimin açılışında yaptığı konuşmada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne 1954 yılında taraf olan Türkiye'nin AİHM'e bireysel başvuru hakkını 1987'de kabul ettiğini söyledi.
Türkiye'nin bu mahkemenin kararlarının bağlayıcılığını ise 1990 yılında kabul ettiğini, AYM'ye bireysel başvurunun 2012 yılından bu yana Türkiye'de temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından hayati rol üstlendiğini dile getiren Özkaya, 'Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla yalnızca bireylerin hak ihlallerine karşı başvurduğu bir merci değil, aynı zamanda hukuk devletinin güçlenmesine katkıda bulunan temel aktör haline gelmiştir. Bu yönüyle bireysel başvuru hem bireylerin hak arayışına doğrudan hizmet etmekte hem de hukuk düzenimizin senkronize şekilde gelişimini desteklemektedir. Bir başka yönüyle de hem bireyler açısından daha hızlı ve etkili koruma sunmakta hem de Türkiye'nin insan haklarına ilişkin uluslararası yükümlülüklerini daha güçlü biçimde yerine getirmesine katkıda bulunmaktadır.' diye konuştu.
Özkaya, bireysel başvurunun Türkiye'de etkin, erişilebilir, AİHM öncesi tüketilmesi gereken ve örnek gösterilen bir başvuru yolu haline geldiğini anlattı.
Bunun tüm yargı camiasının ortak başarısı olduğuna dikkati çeken Özkaya, şöyle devam etti:
'Bireysel başvuru sistemi kapsamında bugüne kadar mahkememize yaklaşık 700 bin başvuru yapılmış, bu başvurularda insan hakları yargısında çok sayıda ve çok önemli kararlar verilmiş, binlerce hak ihlali giderilmiş, anayasal ilkelerin daha görünür ve işlevsel hale gelmesine vesile olunmuştur. Bu yönüyle bireysel başvuru, Anayasa'nın yaşayan bir metin olmasına imkan veren, dinamik ve dönüştürücü bir mekanizma niteliğine haiz olmuştur. Bu bağlamda 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı dahil toplam 81 bin 481 ihlal kararı verilmiştir. 2024 yılı verileri itibarıyla da yalnızca bir yıl içinde yapılan 70 bin başvuruya karşılık, mahkememizce yaklaşık 67 bin başvuru sonuçlandırılmış ve aynı dönemde 5 bin 551 ihlal kararı verilmiştir. Bugüne kadar verilen toplam ihlal kararlarından icra süreci devam edenlerin sayısı 75'tir.'
Özkaya, bu tablonun bireysel başvuru yolunun vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini korumada ne denli önemli bir işlev üstlendiğinin açık göstergesi olduğunu vurguladı.
Mahkemenin uluslararası evrensel ilke ve standartların Türk hukukuna dahil edilmesi noktasında önemli sorumluluk üstlendiğinin altını çizen Özkaya, 'Bu bağlamda da konjonktürel sebeplerle görece bir artış gözükse de esas itibarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurularla ülkemiz aleyhine verilen ihlal kararlarının azaltılması yönündeki hedefin gerçekleştirildiğini memnuniyetle ifade etmek isterim.' dedi.
Kadir Özkaya, bireysel başvurunun yanı sıra norm denetimi görevinin de istikrarlı şekilde sürdürüldüğünü, 2024 yılında açılan 236 iptal ve itiraz davasından 233'ünün sonuçlandırıldığını, 'anayasanın üstünlüğü' ilkesinin somutlaşmasına katkı sunulduğunu, benzer istatistiki eğilimin 2025'te de devam ettiğini aktardı.
AYM'nin hem bireysel başvuru yolunda hem de norm denetimi alanında hak ihlallerinin önlenmesi, anayasal ilkelerin hayata geçirilmesi ve hukuk devletinin güçlendirilmesi yolunda üzerine düşen görevi etkin ve verimli şekilde yerine getirmek için maksimum çaba gösterdiğine işaret eden Özkaya, karar verilirken de birbirini denetleyen birçok yapının içerisinde yer aldığı bir sürecin izlendiğinden bahsetti.
- 'Milletimizin bizlerden beklentisi, en adil kararları vermemizdir'
Özkaya, hakimlik ve savcılık mesleğiyle ilgili evrensel nitelikte değerlendirilen bazı temel prensiplere ilişkin, 'Milletimizin bizlerden beklentisi, anayasa ve kanunları insan onuruyla ve vicdanımızın sesiyle buluşturarak, akıl, bilim ve ahlak birlikteliğinde en adil kararları vermemizdir. Çünkü adalet, pozitif hukuk metinlerinin ötesinde insanlığın ortak vicdanında yaşayan en yüce değerdir. Adil, dürüst ve tarafsız kalabildiğimiz sürece hem kendimizi hem de toplumumuzu yüceltiriz.' şeklinde konuştu.
Bireysel başvurunun 13 yılı aşkın süredir uygulanmasında en çok gündeme gelen haklardan ikisinin 'mülkiyet hakkı' ile 'adil yargılanma hakkı' olduğunu aktaran Özkaya, bugünkü programda mülkiyet ve adil yargılanma haklarının kapsamı, karşılaşılan sorunlar ve uygulamada yaşanan ihlallerin çok yönlü olarak ele alınacağını bildirdi.
Son dönemde başta Gazze olmak üzere dünyanın birçok yerinde yaşanan olayların, uluslararası sistemde insan haklarının yerini kaba kuvvetin, tabiri yerindeyse zorbalık anlayışının almaya başladığını gösterdiğine dikkati çeken Özkaya, 'İnsanlığın ortak geleceğinin adil ve sürekli nitelikli bir barışın ancak yeryüzünde ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, adaletin ve ahlakın hakim kılınmasıyla mümkün olabileceği unutulmamalıdır.' dedi.
- 'İkincilik ilkesi, ulusal otoritelerin demokratik meşruiyetini kabul eden bir çerçeveyi desteklemektedir'
AİHM Türkiye Hakimi Saadet Yüksel ise bu mahkemenin işleyiş prensiplerini, çalışma sistemini ve görevlerini anlattı.
Yüksel, AİHM'nin işleyişinde merkezi rol oynayan 'ikincillik ilkesi' konusuna değinerek, 'Bu yaklaşımla mahkeme önüne gelen dosyalarda özellikle şu hususlara bakabilmektedir: Ulusal makamlar ve mahkemeler, meseleye yerleşik insan hakları ilkeleri ışığında ve sözleşmenin getirdiği yükümlülükler çerçevesinde yeterli, ilgili ve ikna edici bir değerlendirme yapmış mıdır?' ifadelerini kullandı.
AİHM'nin bu ilkesinin demokrasi ve egemenliğe saygı ile hakların korunmasının etkinliğini artırma temellerine dayandığına dikkati çekerek, 'İkincilik ilkesi, ulusal otoritelerin demokratik meşruiyetini kabul eden bir çerçeveyi desteklemektedir. Mahkeme, özellikle içtihatta süreç temelli incelemelere yaklaşımında yerel dengeleme ve sözleşmenin 35. maddesi uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesi kuralıyla bu saygıyı göstermektedir.' değerlendirmesini yaptı.
Programa, İstanbul Valisi Davut Gül, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Bekir Altun, Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin, AİHM Malta Hakimi Lorraine Schembri Orland, Macaristan Hakimi Peter Paczola, AYM üyeleri, İstanbul'daki adliyelerin hakimleri, başsavcıları ve bazı savcıları katıldı.