İSTANBUL (AA) - Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM), Beykoz Üniversitesi ve İtalya'daki Cagliari Üniversitesi Siyasal ve Sosyal Bilimler Bölümü işbirliğiyle İstanbul'da düzenlenen 'Global Strateji Konferansı'nda, küresel krizlerin arttığı dönemde uluslararası organizasyonların yeri ve rolü ele alındı.
'Uluslararası Sistemde Bölgeselleşme: Parçalanan Bir Dünyada İstikrar Arayışı' temasıyla Beykoz Üniversitesinin Kavacık kampüsünde düzenlenen konferansta, 'Uluslararası organizasyonların yeri ve bakış açısı' başlıklı oturum yapıldı.
Moderatörlüğünü gazeteci İpek Yezdani'nin yaptığı oturuma, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Lazar Comanescu, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Özden Zeynep Oktav konuşmacı olarak katıldı.
KEİ Genel Sekreteri Büyükelçi Comanescu, konuşmasında, ülkelerin dışa bağımlılıklarını azaltma yönündeki yaklaşımlarının giderek güçlendiğini ancak bunun gerçekçi bir çıkış yolu olmadığını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) gibi kurumların yeni sorunlar karşısında reforme edilmesinin zorunlu olduğunu belirten Comanescu, 'Küresel örgütler veya büyük güçler, çözüm önerileri getirebilir ancak bölgelerden yükselen girişimlerin dikkate alınması zorunludur. Çünkü bölgesel aktörler, inisiyatiflerin yerel gerçekliklere nasıl uyarlanacağını en iyi görebilenlerdir.' ifadesini kullandı.
Comanescu, KEİ'nin 33 yılı aşkın süredir bölgesel işbirliği için önemli bir platform olduğunu vurgulayarak, üye ülkeler arasındaki ikili sorunlara rağmen ortak paydalarda buluşma konusunda farkındalığın arttığını dile getirdi.
- TDT'nin vizyonu
TDT Genel Sekreter Yardımcısı Kocaman da konuşmasında, TDT'ye üye devletlerin yaklaşık 30 yıldır bağımsız olduğuna dikkati çekerek yürütülen programlar ve projeler aracılığıyla üye devletlerde kurumsallaşmayı güçlendirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Bölgesel örgütlerin çoğunun yalnızca ticaret ya da bağlantısallığa odaklandığını anlatan Kocaman, 'TDT, eğitimi de içeren çok daha geniş bir alana temas ediyor. Bu nedenle program ve proje odaklı yaklaşımı olan genç bir Örgüt olarak doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan dirençli bir bölge inşa etmeyi hedefliyoruz.' dedi.
Kocaman, TDT'ye üye devletler arasındaki ticaret hacminin gerçek potansiyelinin altında olduğuna işaret ederek 'Son 10 yıldaki çabalar sayesinde bu rakamı 10 milyar dolardan yaklaşık 80 milyar dolara çıkarmayı başardık. Hala potansiyelin gerisinde olsa da kısa vadede bunu 100 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- 'Bugün izlememiz gereken, riskten korunma politikalarıdır'
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Oktav da İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana askeri harcamalara çok fazla yönelmeyen ve daha çok diplomatik bir aktör olarak uluslararası sisteme normlar ve değerler kazandıran Avrupa Birliği'nin (AB), İsrail'in Gazze'de işlediği suçlar karşısında büyük bir sınav verdiğini belirtti.
BRICS'e üye devletlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkati çeken Oktav, bu artışın nedeninin orta güçlü ülkeler ve bölgesel güçlerin ne ABD'ye tamamen karşı çıkabilmesi ne de Rusya ve Çin'e tam olarak bağlanabilmesi olduğunu, bu nedenle söz konusu ülkelerin riskten korunma politikaları izlediğini ifade etti.
Oktav, dünyanın eş zamanlı pek çok krizle mücadele ettiğini ve yakın gelecekte hangi sorunlarla karşılaşılacağı öngörülemediği için bu dönemin 'endişe çağı' ve 'çoklu kriz çağı' olarak tanımlandığını söyleyerek, 'Uluslararası sistemde güvenebileceğimiz bir süper güç yok ve düzen gerçekten öngörülemez. Ancak karşımızdaki asıl sınama, bir modeli diğerine tercih etmek değil. Bugün izlememiz gereken, riskten korunma politikalarıdır.' değerlendirmesinde bulundu.