Politika

Konuşulmamış konuları konuşulmuş gibi ortaya koymak açık bir provokatörlüktür

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Komisyonda konuşulmamış, hiçbir anında komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış konuları konuşulmuş gibi ortaya koymak açık bir provokatörlüktür." ifadelerini kullandı.


TBMM

"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı.

TBMM Tören Salonu'ndaki toplantıda, "Cumartesi Anneleri" ve "Barış Anneleri" hazır bulundu.

Kurtulmuş, toplantının açış konuşmasında, komisyonunun ilk 3 toplantısında çalışma düzeninin tesis edildiğini, dün gerçekleştirilen toplantıda ise toplumun farklı kesimlerini dinlemeye başladıklarını söyledi.

"Amacımız, bütün bu görüşmelerle birlikte geçmişin tartışmalarını tekrar etmek değildir"

Dün şehit ailelerini, gazileri ve "Diyarbakır Anneleri"ni dinlediklerini aktaran Kurtulmuş, bugün ise "Cumartesi Anneleri"ni ve "Barış Anneleri"ni dinleyeceklerini söyledi.

Türkiye'de, 40 yılı aşkın süredir devam eden süreçte, yaşanılan acıların herkesin ortak acısı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu acıları yarıştırmak, bu acıları birini diğerinin önüne geçirmek gibi herhangi bir tavır içerisinde olmamak gerektiği kanaatindeyim. Esas mesele, geçmişte yaşadıklarımızı karıştırmak, kurcalamak ve bunlar üzerinden yeni tartışmalar ortaya koymak değil, tam tersine geçmişte yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak üzere siyaset kurumu olarak tedbirlerimizi almak ve yolumuza esenlik içerisinde, huzur içerisinde, komisyonumuzun adında da yer aldığı gibi, kardeşlik içerisinde ve demokrasi içerisinde yürümektir. Amacımız, bütün bu görüşmelerle birlikte geçmişin tartışmalarını tekrar etmek değildir. Ortak geleceği kurabilmek için kararlılığımızı arttırmaktır."

"Komisyonda konuşulmamış konuları konuşulmuş gibi ortaya koymak açık bir provokatörlüktür"

Sürecin 86 milyonun ortak faydasına olacak şekilde bir an evvel bitirilmesini isteyen, samimiyetle, iyi niyetle bir araya gelen, çözüm üretmek için gayret sarf edenler olduğu gibi sayıca az olsa da süreci zehirlemek isteyenlerin de olduğunu belirten Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bunu dün uyarı olarak ortaya koymuştuk. Ne yazık ki bir, iki gelişme bu uyarımızda ne kadar hakkı olduğumuzu ortaya koydu. Bu komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış, komisyonun kurulmasından önceki süreçlerde dahi gündeme gelmemiş, komisyonun hiçbir anında komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış bazı konuları hem de gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymak en hafif tabiriyle açık bir provokatörlüktür. Bu tür provokasyon içerisinde olacak çevrelere karşı da komisyondaki 51 üyemizin hepsi ortak bir kararlılık içerisindedir. Müsaadenizle bu kararlılığımızı sizlerin adına buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum. Mesele, bu milletin bir daha yaşadığı bu acıları yaşamayacak bir şekilde, barış içerisinde, huzur içerisinde, yüksek demokrasi standartları içerisinde adaletle yarınlara taşımaktır. Bunun için de bu komisyon üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmektedir. Türkiye'de 11 siyasi partiyi temsil eden, 51 kişiden oluşan bu komisyon şimdiye kadarki süreçte büyük bir olgunluk içerisinde, herkes farklı fikirlerini çok net bir şekilde söyleyerek ama sonuçta hepimiz ortak hedefe hizmet ederek yani barışa, esenliğe, huzura hizmet ederek komisyon çalışmalarını bugüne kadar getirdik. En kısa zamanda tamamlayarak da millete karşı olan ödevimizi başarıyla yerine getirmeyi ümit ve temenni ediyorum."

Kurtulmuş'un konuşmasının ardından "Cumartesi Anneleri" ve "Barış Anneleri" söz alıyor.

"Komisyondaki 51 üye ortak bir kararlılık içerisinde"

TBMM'nin NSosyal hesabından yapılan açıklamada, komisyonun bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında TBMM Tören Salonu'nda toplandığı anımsatıldı.

Kurtulmuş'un, toplantının açılışında, 40 yılı aşkın bir süredir yaşanan acıların herkesin ortak acısı olduğunu belirttiği, bu acıların bir daha yaşanmaması için siyaset kurumunun kardeşlik ve demokrasi içerisinde hareket ederek, gerekli tedbirleri alması gerektiğinin altını çizdiği aktarıldı.

Açıklamada, Kurtulmuş'un, Terörsüz Türkiye sürecini 86 milyonun ortak faydasına olacak şekilde bir an evvel sonuçlandırmak için çalışanlar ve bunun için gayret sarf edenler olduğu gibi, bu süreci zehirlemek isteyen sayıca çok az bazı grupların da bulunduğuna dikkati çektiğine işaret edildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"TBMM Başkanımız, komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış, komisyonun kurulmasından önceki süreçlerde dahi gündeme gelmemiş, toplantıların hiçbir anında komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış sözleri hem de gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymanın en hafif tabiriyle açık bir provokatörlük olduğunu vurgulamıştır. TBMM Başkanımız Kurtulmuş, komisyon çalışmalarını sekteye uğratabilecek çabalara karşı komisyondaki 51 üyenin ortak bir kararlılık içerisinde olduğunu belirtmiştir."

Komisyon toplantısında "Cumartesi Anneleri" ve "Barış Anneleri" ile İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı temsilcilerinin dinlendiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 27 Ağustos 2025 Çarşamba günü saat 11.00'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'un başkanlığında TBMM Tören Salonu'nda 6'ncı toplantısını gerçekleştirecektir. Bu toplantıda, önceki dönem Meclis Başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop'un sürece ilişkin görüş, öneri ve değerlendirmeleri alınacaktır. Ayrıca komisyonun 28 Ağustos Perşembe günü saat 14.00'te Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'un başkanlığında TBMM Tören Salonu'nda gerçekleşecek 7'nci toplantısında Türkiye Barolar Birliği dinlenecektir."

Komisyon, altıncı toplantısını 27 Ağustos'ta, yedinci toplantısını 28 Ağustos'ta yapacak

"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun beşinci toplantısı sona erdi.

Toplantının ikinci oturumunda, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı ile İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri gözlem, öneri ve görüşlerini ifade etti.

İHD Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, komisyonun yasayla kurulmamasını eleştirdi, çalışma süresinin kısa olduğunu söyledi.

İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Vetha Aydın Yüksel, Derneğin çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kendilerinin bu sürecin hem tanığı hem mağduru olduklarını ifade eden Yüksel, "Kürt meselesinde çıkan sorunlardan kaynaklı hem mağdur hem tanık olarak karşınızda duruyorum. İHD'nin dili, İHD'lilerin istediği devamlı barıştır. Yargı süreçlerine maruz kalsak da tehdit edilsek de kurulan komisyonla birlikte bu çalışmaları yürüteceğiz. Barış hakkını savunmaya, insan hakları ihlallerini görünür kılmaya devam edeceğiz. İnsan haklarına dayalı bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, kalıcı barışın tesisi için önerileri olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Komisyonun, PKK militanlarının silahsızlanması ve toplumsal yaşama katılması için gerekli yasal düzenleme hazırlıklarına başlayarak bu konuda olumlu dünya deneyimlerinden ve uzman kişilerden faydalanması gerektiğini düşünüyoruz. Kürt toplumunda manevi değeri yüksek olan Şeyh Said, Seyit Rıza, Said Nursi gibi büyüklerin mezar yerlerinin açıklanarak, naaşlarının ailelerine teslim edilmesi gerekiyor. Bu husus toplumun sürece güvenini artıracağı gibi onlarca yıldır devam eden kişilerin yakınlarını gömebilme hakkının ihlalini de sona erdirecektir."

İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği Genel Başkanı Kaya Kartal, tarihi bir süreçten geçildiğini dile getirdi.

Kartal, sürecin hukuki metinlerle taçlandırılması gerektiğini belirterek, çözüm yönünde atılan adımları destekleyecek ve tekrar silaha dönülmesini engelleyecek fikirler üretmenin önemine dikkati çekti.

Çözüm önerileri olarak geçmişi kurcalamaktan ziyade geleceği inşa etmek perspektifinden hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Kartal, "Bu toplumun özellikle Kürtler ve Türkler açısından baktığımızda çok temel birleştirici unsurları var. Din, bunlar içinde en önemlisi." dedi.

Kartal, infaz kanununun yamalı bohçaya döndüğünü ve artık değişmesi gerektiğini söyledi, bazı belediyelerde yapılan görevlendirmelere son verilmesi gerektiğini savundu.

Süreçte ciddi bir aşamaya geçildiğini, silahların yakıldığını ifade eden Kartal, "Bunun artık geri dönüşünün olmaması lazım." diye konuştu.

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Mahsum Batı, sürecin şeffaf olmasını temenni ettiklerini söyledi. Batı, Tahir Elçi dosyasının klasik bir cezasızlık örneği olduğunu savundu.

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkan Yardımcısı Erkan Şenses, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararını önemsediklerini ifade etti.

Şenses, kalıcı barış ve refah ortamının oluşabilmesi için ciddi bir demokratizasyona ihtiyaç olduğunu söyledi.

"Evet umudumuz var, bu süreç tamamlanacaktır"

İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Fehmi Bülent Yıldırım ise İHH'nin uluslararası ara buluculuk tecrübelerine vurgu yaptı.

Daha önce Filipinler'de hükümet ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi, Tayland'da Patani bölgesinde Malay Müslümanları ve hükümet arasındaki görüşmelerde ve Afganistan'da Taliban ile diğer gruplar arasında ara buluculuk görüşmelerinde yer aldıklarını belirten Yıldırım, "Uluslararası ara buluculuklarda şunu gördük, ülkenin dışında herhangi bir el bu barış masalarına veya çözüm süreçlerine veya silah bırakma süreçlerine müdahil oluyorsa süreç bir noktadan sonra tıkanıyor ilerlemiyor. O nedenle Meclis'teki bütün partilerin burada görev alması, burada bir iradenin varlığını gösteriyor ve Meclis Başkanımızın da buna başkanlık yapması nedeniyle evet umudumuz var, bu süreç tamamlanacaktır." diye konuştu.

Yıldırım, Kürt, Türk ve Arap kardeşliğinin Orta Doğu'daki oyunları bozacağına inandıklarını vurgulayarak, "Suriye, Irak, Orta Asya, Kafkasya, Ermenistan, Rusya ve Almanya, Fransa, daha birçok yerle görüştük, çalıştaylar düzenledik." dedi.

İsrail'in Mavi Marmara baskınında Türk ve Kürtler ile Arapların şehit olduğunu söyleyen Yıldırım, Türklerin, Kürtlerin ve Arapların İsrail zulmü karşısında birleştiğini dile getirdi.

Türkiye'nin bölgesindeki tehlikelere işaret eden Yıldırım, "Önümüzde çok büyük bir tehlike var, bu da İsrail'in şımarıklığıdır. Bu tehlike bugünden yarına kapımıza kadar geliyor." ifadesini kullandı.

Orta Doğu'da barışın sağlanması için bütün bölgesel dinamiklerin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Orta Doğu'yu birlikte ele almadıktan sonra, bütün Kürt bölgelerini ele almadıktan sonra sadece Türkiye üzerinden yapılabilecek herhangi bir gelişme yeterli olmayacaktır." diye konuştu.

"Bütüncül bir yaklaşım şart"

İHH İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Vahdettin Kayhan, Vakfın 2016 sonrası çalışmalarına değinerek, o dönemde İnsani Yardım Masası bünyesinde "Kürt Masası"nı kurduklarını belirtti. Kayhan, bölgedeki tüm illerde STK'lerle, kanaat önderleriyle, akademisyenlerle ve aşiret reisleriyle, Kürt meselesiyle ilgili görüş beyan eden herkesle temas kurduklarını söyledi.

Kürt meselesinin yalnızca Türkiye'ye ait değil, bölgesel bir sorun olduğunu dile getiren Kayhan, "Suriye'de de Irak'ta da İran'da da aynı mesele önümüze çıkıyor. Bu nedenle bu bütüncül bir mesele, bu meselenin bütüncül olarak çözülmesi Türk-Kürt-Arap kardeşliğinin inşa edilmesi Orta Doğu'nun barışı, huzuru, güveni demektir. Bu alanda İHH olarak elimizden gelen bütün gayretleri gösteriyoruz." dedi.

"Ortak ve resmi görüşler değil"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının değerlendirmelerinin ardından toplantıya ara verdi.

Kurtulmuş, toplantıda herkesin kendi fikrini ve bakış açısını dile getirdiğini belirterek şunları kaydetti:

"Komisyona davet ettiğimiz insanların dile getirdiği görüşler komisyon tarafından kabul edilen ortak bir görüş değildir. Herkes kendi görüşünü dile getiriyor. Bütün bu konuşmaları özetlemek gerekirse katılan misafirlerimizin ortak olarak söylediği şey, sürece destek olacakları, bu sürecin doğru bir süreç olduğu, iyi yönetilmesi ve bir an evvel barış ve kardeşlik içinde tamamlanması gerektiği yönündeki görüşleridir. Her bir grup bundan sonraki süreçte katkı sunmak istediklerini ifade ettiler. Bundan evvel konuşanların konuşmaları hakkında söz almayalım. Zaten baştan kararlaştırdığımız anlayışa da uygun düşmez. Bunların hepsi tutanaklarda yerini aldı. Tutanaklarda yer alan görüşlerin komisyonun ortak, resmi görüşü olmadığını tutanaklara geçirmiş olayım."

CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, silahların susmasından herkesten daha memnun olduğunu söyledi.

Elçi, barış tesis edilmek isteniyorsa konuşulacak biricik konunun "adalet" olması gerektiğini savunarak, "Savaşın karşısında 'barış', barışın temelinde 'adalet' vardır. Bu amaçla çıkılan yolda önümüzdeki taşları temizleyerek ilerlememiz gerekir. Barışı tesis edebilmek için objektif ve bağımsız bir yargının olması birinci öncelik olmalıdır." diye konuştu.

Kurtulmuş, Komisyonun gündeminde yer alan konuların tamamlandığını söyledi. Komisyonun 27 Ağustos Çarşamba günü saat 11.00'de aynı salonda altıncı toplantısını gerçekleştireceğini belirten Kurtulmuş, bu toplantıda TBMM'nin önceki dönem başkanlarının dinleneceğini ifade etti. Kurtulmuş, "28 Ağustos Perşembe günü de burada saat 14.00'te Türkiye Barolar Birliğini ve hukukçuları dinleyeceğiz." dedi.