Genel

Mardin Artuklu Üniversitesinden 'Akademik Sumud Girişimi' önerisi

- Rektör Prof. Dr. İbrahim Özcoşar: - 'Nasıl ki farklı ülkelerden, etnik kökenlerden ve inançlardan vicdan sahibi bireylerin katılımıyla oluşan Sumud Filosu, Gazze'ye yönelik deniz ablukasını kırmayı amaçlayan sembolik bir iradeyi temsil ettiyse benzer biçimde bir 'Akademik Sumud Girişimi' de bilgi üzerindeki tahakkümü aşmayı hedefleyen kolektif ve entelektüel bir seferberlik olarak hayata geçirilmelidir' - 'Siyonist baskılara maruz kalan akademisyenlerin durumuna dikkati çekmek ve akademik özgürlükleri savunmak amacıyla hazırlayacağımız 'Akademide Siyonist Baskı' başlıklı raporun ilkini 2026 yılının nisan ayında yayımlayacağız. Bu raporu her yıl nisan ayında düzenli olarak uluslararası kamuoyunun bilgisine sunacağız'

MARDİN (AA) - Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki amacıyla 'Akademik Sumud Girişimi' oluşturulması önerisinde bulundu.

Prof. Dr. Özcoşar, beraberinde senato üyeleri ile MAÜ Güzel Sanatlar Fakültesi önünde yaptığı basın açıklamasında, Gazze'de aylardır süren saldırılara ve bu süreçte yaşanan gelişmelere değindi.

'Vicdan sahibi tüm akademisyenlerin ve öğrencilerin görevi bilgi aracılığıyla rasyonelleştirilmeye ve meşrulaştırılmaya çalışılan bu tahakküme karşı durmak, hakikatin sesini yükseltmek ve siyonizme karşı dayanışma zeminlerini güçlendirmektir.' diyen Özcoşar, Gazze'de binlerce çocuğun yalnızca bombardımanlarla değil, aynı zamanda açlık, susuzluk, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanması ve uluslararası yükümlülüklerin ihlali gibi nedenlerle, dünya kamuoyunun gözleri önünde hayatını kaybettiğinin unutulmaması gerektiğini belirtti.

Özcoşar, bu sessiz ölümler dünyadaki üniversitelerin laboratuvarlarında, kampüslerinde ve dersliklerinde yankı bulmadığı sürece insanlık hafızasında 'bilimin suskunluğu' ve 'soykırımla iş birliği' olarak kaydedileceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Vicdan sahibi her akademisyenin ve öğrencinin, Filistinli çocukların çığlığına kulak vermesi, bilgi, söz ve eylemle bu zulme karşı durması ahlaki bir zorunluluktur. Soykırım sona erip sorumlular hesap verinceye dek, akademinin öncelikli görevlerinden biri soykırımı görünür kılmak, bu sürecin kolektif hafızada canlı tutulmasını sağlamak ve antisiyonist bilinci yaygınlaştıracak faaliyetler yürütmektir. Üniversitelerde 'Kudüs ve Filistin' derslerinin açılması, spor etkinliklerinden sanat sergilerine, müzik dinletilerinden sinema gösterimlerine, kantin buluşmalarından söyleşilere kadar her türlü etkinliğin siyonizm ve soykırıma dair farkındalık oluşturacak biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. 'Akademik boykot' hayati bir önem taşımaktadır.'

Akademinin temel görevlerinden birinin de insanlığı 'siyonist' ideolojinin yarattığı tehditlere karşı koruyabilecek ve küresel ölçekte adalet arayışına katkı sunabilecek yeni kavramsal çerçeveler ve teorik yaklaşımlar geliştirmek olduğunu belirten Özcoşar, 'Mardin Artuklu Üniversitesi olarak bu bağlamda öne çıkan 'Evrensel Kudüs kriterleri' ve Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiği 'Kudüs ittifakı' kavramsallaştırmalarını önemsiyor, bu konularda detaylı çalışmalar yapılmasını öneriyoruz.' diye konuştu.

Özcoşar, bu süreçte özellikle ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde antisiyonist duruşları sebebiyle baskılara, soruşturmalara ve işten atılma tehditlerine rağmen bilimsel özerkliğin ve akademik etiğin onurunu koruyan tüm akademisyenleri selamladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

'Soykırımı meşrulaştırmaya yönelik gerekçeler üreten ya da soykırım hiç yaşanmıyormuş gibi davranan akademisyenlerin varlığından ise derin bir utanç duyduğumuzu kamuoyuna ilan ediyoruz. Mardin Artuklu Üniversitesi olarak, siyonist baskılara maruz kalan akademisyenlerin durumuna dikkati çekmek ve akademik özgürlükleri savunmak amacıyla hazırlayacağımız 'Akademide Siyonist Baskı' başlıklı raporun ilkini 2026'nın nisan ayında yayımlayacağız. Bu raporu her yıl nisan ayında düzenli olarak uluslararası kamuoyunun bilgisine sunacağız. Nasıl ki farklı ülkelerden, etnik kökenlerden ve inançlardan vicdan sahibi bireylerin katılımıyla oluşan Sumud Filosu, Gazze'ye yönelik deniz ablukasını kırmayı amaçlayan sembolik bir iradeyi temsil ettiyse benzer biçimde bir 'Akademik Sumud' girişimi de bilgi üzerindeki tahakkümü aşmayı hedefleyen kolektif ve entelektüel bir seferberlik olarak hayata geçirilmelidir.'