ŞAM (AA) - Suriye'nin başkenti Şam'da düzenlenen 10. Uluslararası Dini Araştırmalar ve İnsani Değerler Sempozyumu'nda, akademik hayatın tekrar canlandırılması ve Biladüşşam bölgesinde tarih boyunca farklı etnik ve dini topluluklar arasındaki birlikte yaşama kültürü vurgulandı.
Türkiye İmam Hatipliler Vakfı'nın (TİMAV) organizasyonunda ve Şam Üniversitesi'nin desteğiyle düzenlenen 10. Uluslararası Dini Araştırmalar ve İnsani Değerler Sempozyumu, ikinci gününde de devam ediyor.
Sempozyumda bugün 'Levant bölgesinde birlikte yaşam, Memlük ve Osmanlı dönemlerinde edebiyatçıların ilim, bilim ve sanat hayatına katkıları' gibi temalar ele alındı.
- 'Konferans, Suriye'nin medeniyet mirasını yeniden canlandırma açısından önemli bir fırsat'
Şam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı İmadeddin Reşit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konferansa olan geniş katılıma ve bilimsel verimliliğe dikkati çekerek, etkinliğin Suriye'nin tarihi ve kültürel kimliğini yeniden canlandırma çabalarına önemli katkı sunduğunu söyledi.
Etkinliğin temel amacının 'siyaset, bilgi ve medeniyet arasındaki uyumu yeniden değerlendirmek' olduğunu ifade eden Reşit, 'Suriye, bir dönem medeniyetlerin meşalesi olan bir ülkeydi. Ancak yaşanan uzun durgunluk nedeniyle nefesi kesildi ve yeniden canlandırılmaya ihtiyaç duyuyor. Bu konferans, bölgenin bir zamanlar sahip olduğu kimliği yeniden hatırlatmayı amaçlıyor.' dedi.
Reşit, TİMAV'ın Suriye'de bilgi, kültür, yeniden yapılanma ve siyasi alanlarda sağladığı desteğin belirleyici rol oynadığını belirterek, 'Türkiye dışında gerçekleştirilmesi ve 95 kişilik bir heyetin tek bir uçakla ülkeye gelmesi büyük bir çabadır. Konferans, Suriye'nin medeniyet mirasını yeniden canlandırma açısından önemli bir fırsat.' diye konuştu.
Reşit, 'Türkiye'de neredeyse her ilde bir üniversite var. Bu birikim, yeniden yapılanma sürecine önemli katkı sağlayabilecek düzeydedir.' dedi.
- 'Bilgi, yükseköğretim aracılığıyla dünya ölçeğinde eşi görülmemiş bir bütünleşme yaşıyor'
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülfettin Çelik, 'Son 50 yılda bilgi, yükseköğretim aracılığıyla dünya ölçeğinde eşi görülmemiş bir bütünleşme yaşıyor.' dedi
Düzenlenen sempozyumun yalnızca Suriye özelinde değil, klasik İslam coğrafyasının tamamını ilgilendiren bir bağlamda ele alınması gerektiğini vurgulayan Çelik, klasik dönem bilgi ve kültür mirası ile modern yükseköğretim birikiminin buluşabileceği yeni bir akademik zemin oluşturmanın mümkün olabileceğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye ile akademik alanda daha yakın işbirliğine ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Çelik, 'Ortak gelecekte buluşma fırsatlarımız çok geniş. Suriye'nin sahip olduğu birikim, son yıllarda zayıflamış olsa da yeni yönetim ve yeni yapılanmayla yeniden güç kazanacağına inanıyoruz.' dedi.
- 'Bölge, farklılıklarla birlikte yaşama kültürünü besleyen bir medeniyet havzasıdır'
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şinasi Gündüz, Biladüşşam'ın dini ve kültürel mirasının, bölgede farklılıkların bir arada yaşanabileceği yeni bir toplumsal yapının inşasına önemli katkılar sunabileceğini söyledi.
Buradaki medeniyet mirasının insanlıkla yeniden buluşturulmasının büyük önem taşıdığını söyleyen Gündüz, 'Bölge farklılıklarla birlikte yaşama kültürünü besleyen bir medeniyet havzasıdır.' dedi.
Suriye'de uzun yıllardır süren çatışmaların büyük yıkıma yol açtığına işaret eden Gündüz, Şam çevresinde gördükleri tahribatın bölge halkını diasporaya sürüklediğini, Türkiye'nin 3 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
Gündüz, birçok Suriyelinin Avrupa'ya göç ettiğini, bu insanların sahip oldukları bilgi ve birikimle yeniden ülkelerine dönebilmelerinin bölgenin akademik, entelektüel ve toplumsal hayatını canlandırabileceğini ifade etti.
- 'Suriye'nin yeniden ayağa kalkması için akademik ve kültürel katkıya hazırız'
İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi Araştırma ve Yayınlar Başkanı (IRCICA) Prof. Dr. Cengiz Tomar, uzun yıllar önce öğrencilik ve akademik çalışmalar sebebiyle yaşadığı Şam'a 20 yıl sonra yeniden gelmenin kendisi için özel bir anlam taşıdığını belirterek, 'Suriye'nin yeniden ayağa kalkması için akademik ve kültürel katkıya hazırız.' dedi.
Suriye'nin zor yıllar geçirdiğini vurgulayan Tomar, 'Burası 15 yıldır çok ağır bir dönem yaşadı. Aslında bunun öncesinde de 60-70 yıla dayanan sıkıntılar vardı. Bu süreç hem binaları hem insanları hem de toplumun moralini yıprattı. Ancak bugün yeniden bir umut havası var.' ifadelerini kullandı.
Tomar, 'Biz akademisyenler ve üniversiteler olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Suriye halkını tanıyorum, çalışkan ve üretken insanlar. 5-10 yıl içinde buranın yeniden ayağa kalkacağına inanıyorum. Şam'da yaşamış biri olarak bu ülkeye katkı sunmayı bir borç biliyorum.' şeklinde konuştu.