Politika

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Aksaray Üniversitesinin Akademik Yıl açılışında konuştu: (1)

- 'Dünya, kendisi için çözümleri bulması gereken kurumların dahi artık sorun kaynağı haline geldiği bir noktadan geçiyor. En başta Birleşmişler Milletler Güvenlik Kurulu bugünkü yapısıyla dünyada savaşları durdurmak barışı sağlamak şöyle dursun kendisi çatışmaların tarafı haline gelmeye çalışıyor' - 'Filistin ve Gazze meselesi küresel adalet anlayışı içerisinde küresel vicdanın da test edildiği bir alandır. Tarih doğru tarafta duranları yazacaktır'

AKSARAY (AA) - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dünyanın, kendisi için çözümleri bulması gereken kurumların dahi artık sorun kaynağı haline geldiği bir noktadan geçtiğini belirterek, 'En başta Birleşmişler Milletler Güvenlik Kurulu bugünkü yapısıyla dünyada savaşları durdurmak, barışı sağlamak şöyle dursun kendisi çatışmaların tarafı haline gelmeye çalışıyor.' dedi.

Kurtulmuş, Aksaray Üniversitesi (ASÜ) 2025-2026 Akademik Yılı açılışı dolayısıyla üniversitenin konferans salonunda düzenlenen programda, Aksaray'ın, Anadolu'nun kalbi olduğunu, böylesi güzel bir şehirde ve böylesi büyük bir üniversitede öğrencilerle birlikte olmanın ayrıcalığını yaşadığını söyledi.

ASÜ'nün kısa bir süre içerisinde yaklaşık 20 bin öğrenciye ulaşmasının ve bunların yaklaşık 2 bininin de yabancı öğrenci olmasının büyük bir başarı olduğunu aktaran Kurtulmuş, 'Üç fakülte dışında bütün fakültelerin yer aldığı gelişmiş bir kampüse sahip Türkiye'nin iyi üniversitelerinden birisiyiz. Bu vesileyle hem öğretim üyesi arkadaşlara hem de öğrencilere bu öğretim yılında büyük başarılar diliyorum.' diye konuştu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu topraklarda yaşayan her gencin, üzerinden 102 yıl geçen Milli Mücadele'den bu yana iki temel duyguyu bugüne kadar birlikte taşıdıklarını dile getirdi.

Bunlardan ilkinin milli ruhun esasını oluşturan özgürlük, diğerinin ise adalet duygusu olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'Aksaray'daki böylesine önemli bir üniversitenin öğrencilerinin de 100 yıl geçmiş olmasına rağmen aynı duyguya sahip olduklarını ve bu duygu içerisinde de aynı milli mücadele içerisindeymiş gibi önümüzdeki dönemin yoğun ve devasa sorunlarıyla da mücadele etme azim ve kararlılığı içerisinde olduğunu gayet iyi biliyorum. İnşallah bu anlamda kendinizi yetiştirerek, ilimi hikmetle ve irfanla buluşturarak dünyaya, dünyanın bütün sorunlarına karşı meydan okuyabilecek bir yetkinliğe sahip olacaksınız. Gençlerimizi hangi alanda yetişiyor olursa olsun bu ana çerçevede bu bilinçle yetiştirmek mecburiyetindeyiz.'

- 'Bugün devasa sorunlarla karşı karşıyayız'

Kurtulmuş, küresel adalet arayışının, bugünün dünyasının en önemli meselelerinin başında geldiğini bildirdi.

Büyük kazanımlar elde edilen bir dönemde, teknolojinin en üst seviyede olduğu dönemlerden geçtiklerine değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'İnsanoğlunun hemen her şeye sahip olduğu ama birçok konuda da yoksunluk içerisinde olduğu bir dönemdeyiz. Yoksunlukların en başında gelen ise adalet yoksunluğu. Dolayısıyla hiç şüphesiz ki insan yitik olan şeyin peşinde koşar ve o yitik olanın peşinde mücadele eder. Bugün devasa sorunlarla karşı karşıyayız. İklim krizlerinden bölgesel çatışmalara, iç savaşlara, silahlanma yarışına ve iklim krizlerine bağlı olarak ortaya çıkan küresel kuraklık ve su krizlerine kadar çok büyük problemlerle boğuşuyoruz. Bunların hemen hemen her gün bizim gündemimizde etki ettiğini, artık hiçbir sorunun tek başına bir ülkenin, bir bölgenin ya da bir kıtanın sorunu değil, bütün insanlığın ortak sorunları olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu çerçevede bu sorunların en temelinde bu bütün sorunların kaynağında yatan hususun da küresel ölçekte bir adaletsizlik olduğunu gayet iyi şekilde biliyoruz.'

Kurtulmuş, ne yazık ki dünyada adaleti tesis etmek üzerine kurulmuş olan bütün uluslararası kurum ve kuruluşların da neredeyse tamamen fonksiyonsuz hale geldiği bir sürecin içerisinde olduklarını vurguladı.

Başta dünyada savaşları ortadan kaldırmak için kurulmuş olan, barışı ve yeryüzünde adaleti sağlamak için kurumsal varlığı ortada bulunan Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere hemen hemen küresel kurumların tamamının fonksiyonsuz hale geldiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Bu kurumların tamamının ya sadece kağıt üzerinde bir güçten ibaret olduğunu ya da bir takım binalardan ibaret olduğunu gayet iyi biliyoruz. Dünya, kendisi için çözümleri bulması gereken kurumların dahi artık sorun kaynağı haline geldiği bir noktadan geçiyor. En başta Birleşmişler Milletler Güvenlik Kurulu bugünkü yapısıyla dünyada savaşları durdurmak, barışı sağlamak şöyle dursun kendisi çatışmaların tarafı haline gelmeye çalışıyor. Çünkü artık veto diplomasisi diyebileceğimiz uluslararası alanda yeni bir alan açılmıştır. BM'de dünya üzerinde söz sahibi olduğu iddiasıyla 2. Dünya Savaşı sonrası dengeleri sürdürmek isteyen 5 ülke sahip olduğu veto gücüyle birlikte dünyadaki herhangi bir sorunun çözümsüz hale gelmesini sağlayabilmektedir. Örnek mi istersiniz, Ukrayna krizi. Örnek mi istersiniz, iki seneyi aşkın süredir devam eden Gazze'deki insanlık suçları ve soykırımı. Maalesef bu veto diplomasi yoluyla dünyada veto gücünü kullanarak istediği etki alanını oluşturabilen ülkelerden birisi hangi konuyu veto ediyorsa o ne kadar büyük insanlık suçu olursa olsun ne kadar büyük ortak sorun olursa olsun ne yazık ki çözülemiyor, çözümsüz halde bırakılıyor. En başta küresel adalet arayışında yeni bir küresel siyasi ve ekonomik mimariye ihtiyacımız olduğu ortadadır.'

İklim kriziyle boğuşulduğuna değinen Kurtulmuş, 'Niçin iklim krizlerinin yükünü minimal etkileri olan ülkeler ödeyecek de dünyayı bu hale getiren, kirleten, iklimi perişan eden, bozan, büyük güçler niye bunun bedelini ödemeyecek? Böylesi çifte standartlı bir dünya düzeni nasıl ve ne kadar daha devam edebilecek? Onun için diyoruz ki bu sorunları çözebilmek için cesur ve güçlü sözlerle yolumuzu açmak, yolumuza devam etmek durumundayız.' görüşünü paylaştı.

- 'Tarih doğru tarafta duranları yazacaktır'

Kurtulmuş, Filistin ve Gazze meselesinin, özellikle büyük güçlerin ikiyüzlülüğünü de ayan beyan ortaya koyduğunu hatırlattı.

Gazze'de yaşananların binde birinin dünyanın başka bir yerinde olsaydı, dünyada kıyamet koparacak olan ülkelerin, insani kriz karşısında, 100 bini aşkın insanın öldüğü, hala binlerce insanın cesetlerini yıkıntılarının altında olduğu bu soykırım karşısında bir kelime bile söylememiş olmalarının dikkat çekici olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

'Bu ikiyüzlülük hükümetler tarafından ne kadar sürdürülürse sürdürülsün küresel adalet talebine sahip olan ve bunu dile getiren yeryüzünün insan ve vicdan sahibi özellikle gençleri meydanlara çıkmakta, sokaklarda toplanmakta ve siyonizmin insanlık dışı suçlarını avazı çıktığı kadar protesto ederek önlemeye gayret ediyorlar. Filistin davası, ikiyüzlülüğün de ortaya konulduğu bir yer. Aynı zamanda Filistin ve Gazze meselesi küresel adalet anlayışı içerisinde küresel vicdanın da test edildiği bir alandır. Tarih doğru tarafta duranları yazacaktır. Burada onurla ifade etmek isterim ki yeryüzünde millet ve devlet olarak hep beraber Filistin halkının yanında duran en önemli devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Türkiye sadece masum ve mazlum durmakta kalmadı her uluslararası platformda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere güç merkezli değil, hak ve adalet merkezli yeni bir dünya sistemin kurulması için avazımız çıktığı kadar bağırdık. Sözün en kuvvetlisini en zor platformlarda dile getirerek üzerimize düşenin bir kısmını hiç olmazsa yerine getirmeye gayret ettik.'

(Sürecek)