Kültür-sanat

TRT 12 Punto'da 'Gassal' dizisi konuşuldu

Loading...

İSTANBUL (AA) - Türkiye'nin uluslararası dijital platformu tabii'nin büyük ilgi gören orijinal dizisi 'Gassal'in ekibi, TRT 12 Punto'ya konuk oldu.

TRT tarafından 7. kez düzenlenen senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu 12 Punto, 20 Temmuz'a kadar 35 ülkeden yönetmen, yapımcı ve film endüstrisi profesyonellerinin katılacağı çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Etkinlikler kapsamında Feriye Bahçesinde 'Senaryodan Üçüncü Sezona Gassal Hakkında Her Şey' başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.

Senarist ve yönetmen Sümeyye Karaarslan, söyleşide yaptığı konuşmada Gassal'in 2015'ten beri hazır olan ve sinema filmi olarak yazılan bir proje olduğunu söyledi.

Ana hikayeyi oluştururken özel hayatından bazı anılardan yola çıktığını belirten Karaarslan, 'Hikayeyi kenarda çok demlendirdim. Belki o yansımada biraz onun payı vardır. Önce sinema filmi olarak olacak oldu, olmadı, iyi ki de olmamış. Daha geniş kitlelere ulaşmış oldu. Daha sonra daha da genişlesin ve farklı bir perspektiften bakayım diye Gassal'i bir roman olarak yazdım. Ama tamamen kendime yazdım yani kimseye göndermedim, okumadık. En son yapım şirketiyle bir yol gittikten sonra komedi dizisi aradıklarını söylediler. Açıkçası 'Tamam bende var bir hikaye ama çok da anlaşılacağını düşünmüyorum.' diyerek verdim.' şeklinde konuştu.

Hikayenin karşılık bulacağının ifade edildiğini dile getiren Karaarslan, 'Hikaye sahibi, 'Benim hikayem çok güzel.' diye satmaya çalışır, bizde tam tersi oldu. Böyle yeminler ettiler yani, hayır bu çok güzel bir hikaye bunu alalım diye. tabii ile onlar buluştu açıkçası, yapım şirketi buluştu, iyi ki de olmuş.' değerlendirmesinde bulundu.

Karaarslan, senaristliği yönetmenliğe göre daha çok sevdiğinin ifade ederek, şunları kaydetti:

'Yönetmenlik bana şey gibi geliyor, biri size bir hikaye anlatıyor, onu çok seviyorsunuz ya da bir fıkra anlatıyor, gidip onu daha kalabalık bir yerde tekrar anlatıyorsunuz gibi. Şimdi fıkra anlatan kişi de çok komiktir. Ahmet (Kural) mesela müthiş bir fıkra anlatıcısıdır. Aynı hikayeyi belki başkası anlattığında ya da ben Ahmet şöyle bir şey anlatmıştı diye anlattığında çok da komik durmadığını fark ediyorum. Yönetmenlikte de mesela bir senaryoyu okuyorsunuz, bir hikayeye inanıyorsunuz ve onu başkalarına anlatıyorsunuz. Eğer hikaye yani senaryo iyi değilse oradan kesinlikle iyi bir şey çıkmıyor. Ama eğer iyiyse ve tekrar anlatımınızda bir sıkıntı varsa o da çok sorunlu oluyor. İyi bir hikaye anlatıcısı olabilmek, sunduğunuz malzemeyi çok daha artistik, daha farklı, daha özgün sunabilmek herhalde yönetmenlikte asıl önemli olan şey bu. Senaryodan işin başladığını ve nihayetinde yine senaryoyla seyirciye bir şey ulaştığını düşünerek söylüyorum tabii bunu.'

- 'Gassal diye bir senaryo geldiği zaman bir hayırdır dedim'

Oyuncu Ahmet Kural, komedi ve dram türünün kendine göre zorlukları bulunduğuna işaret ederek, 'Komedi, ritmi kaçırdığınızda düşebileceğiniz bir yer. Yani mizah canlı bir şey olduğu için dolayısıyla doğru anı yakalamanız gerekiyor ama dramda içeriden daha katmanlı bir işleyiş gerekiyor. Aslına bakarsanız biri tempoyla besleniyor, birisi sessizlikten besleniyor. Aynı yeteneğin iki farklı yüzü gibi, birinde güldürüyorsunuz, birinde düşündürüyorsunuz. Dolayısıyla ikisi de bence kardeş. Bu ikisinin de dengesini kurabildiğiniz zaman da oyuncu olunuyor. Ben de oyuncu olmaya çabalıyorum.' ifadelerini kullandı.

Kural, şöyle devam etti:

'Öncelikle Gassal diye bir senaryo geldiği zaman ben bir hayırdır dedim, çünkü okuduğunuz zaman anlıyorsunuz çok ses getireceğini ve hiç yapılmamış bir iş olduğunu. Baki'nin geçmişiyle yaşadığı acılar rehberim oldu. Yani hazırlanırken onu yargılamamaya çalıştım. Çünkü yaptığı mesleği, yani meslek olarak görmüyor, yaptığı işi yaşarken taşıyan bir adam. Trajedisi, içindeki suskunluğu aslında orada saklı. Gassallik de baktığınız zaman çok zor, neredeyse tamamen yalnızlık içeren bir meslek. Ben de bu yalnızlığın içine girmeye çalıştım. Zor yanı, içindeki o derin yaralarını ve acısını susarak gösterebilmesiydi. Kolay yanıydı dürüst olmasıydı. Çünkü numara yok Baki'de, net.'

- 'Azme ve çalışmaya ama önce istemeye ihtiyaç var'

Oyuncu Hande Soral, henüz okul yıllarındayken oyuncu olmak istediğini belirterek, 'Elbette şansa, azme ve çalışmaya ama önce istemeye ihtiyaç var. Ne kadar istersen bu işi yapmayı ya da herhangi bir işi yapmayı, sen o işin peşini bırakmadığın zaman o iş de senin peşini bırakmıyor. Her işte olduğu gibi azme ve şansa ihtiyaç var ama önce istemek.' dedi.

Nihan karakterinin bu mesleği seçme sebeplerinden birinin yaşadığı trajedi olduğunu aktaran Soral, 'Çok küçük yaşta yaşadığı kayıp ve aslında hayatında olmayan ama hayatından çıkaramadığı bir anne ve asla unutamadığı bir kardeş. Bunun yükünü attığı her adımda, aldığı her nefeste taşıyan biri. Yıkadığı her ölüde kendi kardeşini görüp kendi annesini yaşayan bir karakter.' diye konuştu.

Soral, herkesin başına gelen olaylarla başa çıkma yönteminin farklı olabileceğine işaret ederek, 'Kimi yok sayar, kimi ölenle ölür, kimi yaşamına Nihan gibi devam eder. Umarım böyle trajediler yaşamayız hayatımızda, karşılığı ne olur o an yaşayan nasıl bir ruh halindeyse öyle bir karşılık bulur. Tahmin etmesi hem güç hem de korkutucu.' ifadelerini kullandı.

Dizinin 2. sezon müziklerine imza atan Bayhan da diziye katılma hikayesini anlattı ve bir şarkı söyledi.

Tabii'nin tanıtımında Gassal'i gördüğünde konunun kendisine çok enteresan geldiğini ifade eden Bayhan, 'Bir ay sonra yapımın ikinci sezonu için teklif geldi. Çok mutlu oldum böyle bir projede olmaktan. Zaten kendi içinde başarılıydı. Başarmış bir projede bizi de kabul ettikleri için müteşekkiriz.' değerlendirmesinde bulundu.

Söyleşide konuşmacılar katılımcıların sorularını da yanıtladı ve konuşmacılar hatıra fotoğrafı çektirdi.