Kültür-sanat

'Woven Legacies (Dokuma Mirasları)' etkinliği İstanbul'da sanatseverlerle buluşacak

- Hindistan İstanbul Başkonsolosu Shri Mijito Vinito: - 'Yapmak istediğimiz şey tekstili, tarih boyunca yaşayan insanların gözünden, çalışanların ellerinden ve tasarımcıların yaratıcılığından takip etmek. Haydarabad Nizamlığı koleksiyonundan eserler sunmaktan özellikle heyecan duyuyoruz'

İSTANBUL (AA) - Hindistan İstanbul Başkonsolosluğunun hazırladığı, küratörlüğünü Serra Oruç'un üstlendiği 'Woven Legacies (Dokuma Mirasları)' programı 27-29 Kasım'da sanatseverlerle buluşacak.

Hindistan'ın dokuma mirasını merkeze alan etkinlikte, antika koleksiyonerleri, tasarımcılar, sanatçılar, tarihçiler, tekstil ve el sanatları uzmanları bir araya gelecek.

Etkinlikte, tekstil gelenekleri ve geleneklerin çağdaş tasarımla küresel kültürdeki rolü üzerine söyleşiler yapılacak. Ayrıca, kültürel mirası yaratıcı ve etik çerçeveler içinde yeniden tasavvur etmeyi amaçlayan, zanaatkarlıkta sürdürülebilirlik anlayışının ele alınması hedefleniyor.

Organizasyonda Hindistan ve Türkiye arasındaki ortak tarih, dokumalar üzerinden ele alınacak, tekstil sergisi ve panel de düzenlenecek.

- 'Direnişin sembolü haline geldi'

Hindistan İstanbul Başkonsolosu Shri Mijito Vinito ile küratör Serra Oruç, Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya gelerek etkinliğe ilişkin bilgi verdi.

Antika koleksiyoncuları, tasarımcılar, sanatçılar, tarihçiler, tekstil ve zanaat uzmanlarının etkinlikte bir araya geleceğini aktaran Vinito, Hindistan'ın tekstil gelenekleri, çağdaş tasarım ve kültürdeki gelişen rolleri hakkında sohbetler yapılacağını belirterek, bu sebeple programın eşsiz olduğunu söyledi.

Vinito, açılış töreninin 27 Kasım'da yapılacağını bildirerek, 'Hintli ve Türk uzmanlardan panel tartışmaları ve sunumlar olacak. 28 Kasım'da bu etkinlik tüm gün sürecek ve 29 Kasım'da sergi devam edecek. Serra Hanım ile çalışma fırsatı bulduğumuz için çok gururluyuz. Kendisi, bu alanda uzun bir çalışma geçmişine sahip çok başarılı bir küratör, uzman ve bir Hindistan aşığı.' dedi.

Yazar William Dalrymple'nin 'Altın Yol' kitabında İpek Yolu'ndan önce var olan bir deniz ağından bahsettiğine işaret eden Vinito, şu bilgileri verdi:

'Tekstilin büyük rol oynadığı ticaret ve kültürde Hindistan'ın hakimiyeti hakkında yazıyor. Hafif pamuklu tekstiller, antik dünyayı o kadar büyüledi ki Hindistan birinci yüzyılda Roma'nın en büyük ticaret ortağı haline geldi. Bunu takiben, Hindistan ile dünyanın geri kalanı arasındaki İpek Yolu bağlantıları, elbette Türkiye de dahil olmak üzere iyice yerleşti. Tekstil, her Hintlinin ve elbette her Türkün kalbine yakın bir şeydir ve bu yüzden binlerce yıldır bu projeyi yapıyoruz. Zanaatkarları yükselten şey buydu. Tanınma sağladı ve aynı zamanda masaya yemek getirdi. Hindistan'ın İngiliz sömürgeciliğine karşı özgürlük mücadelesi sırasında Mahatma Gandhi, pamuk, ipek ve yünden elle dokunmuş doğal elyafın kullanıldığı 'Swadeshi' hareketi olarak adlandırılan şeye öncülük etti. Bu, direnişin sembolü haline geldi.

Swadeshi hareketi, İngiliz makine yapımı tekstil ürünlerine karşı Hindistan'da üretilen ürünleri teşvik etti ve bu etki Hindistan'da günümüze kadar sürdü. Doğal boyalar, bugün Hindistan'da hala önemli bir tekstil politikasıdır. Tekstil Bakanlığı 1985'te kurulmuştur. Dünyada Tekstil Bakanlığına sahip az sayıdaki ülkeden biri olan Hindistan, bu sektörün önemi ve halk üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, bugün Türkiye'nin hemen ardından dünyanın 6. büyük tekstil ihracatçısıdır ve bu sektör Hindistan'da 45 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır.'

Etkinliğin Hindistan Tekstil Bakanlığı tarafından da desteklendiğini paylaşan Vinito, 'Yapmak istediğimiz şey tekstili, tarih boyunca yaşayan insanların gözünden, çalışanların ellerinden ve tasarımcıların yaratıcılığından takip etmek. Haydarabad Nizamlığı koleksiyonundan eserler sunmaktan özellikle heyecan duyuyoruz. Birçoğunuz Haydarabad Nizamı'nın Türkiye ile doğrudan bir bağlantısı olduğunu biliyorsunuz.' ifadelerini kullandı.

- 'Tüm bu güzellikleri Orta Asya'dan Avrupa'ya getirmek bir efsane değil'

Küratör Oruç ise tekstilde harika bir tarih olduğunu vurgulayarak, 'Antikalara ve güzelliklerine dair farkındalığı artırmak için miras eşyalarına karşı bir tutku geliştirdim. Çünkü geçmiş hikayelerimiz olmadan biz kimiz? Daha iyi bir geleceğe ulaşmak için geçmişimizle bağlantılı olmalıyız. Konseptle ve nasıl bir araya geldiğiyle başlamak için sloganım bu.' diye konuştu.

Etkinliği insanların karşılaşmasına benzeten Oruç, 'Temayı ve her şeyi tartışıyorduk. Konsolosluk ve ben, mirasın güzelliğini göstermek konusunda çok tutkuluyduk ama aklımızda hiçbir isim yoktu. Sadece insanlara anlatmak istediğimiz hikayeleri biliyorduk. Tam da bu noktada Hindistan ve Türkiye'nin büyük bağlantısı gibi görünen bir hikayeyle karşılaştık. Hikayeyi kendi bakış açısından anlatan, yaşayan bir miras.' görüşünü paylaştı.

Oruç, Hindistan'dan, saray koleksiyonundan ve özel bir koleksiyondan antika tekstil eserler sergileneceğini aktararak, şunları kaydetti:

'Günümüz tasarım idealleriyle eski tekniklerle üretilen yeni ürünler de sergilenecek. Bu noktada sizinle paylaşmak istediğim bir hikaye var. İpek Yolu ve bu ticaret yolunda seyahat eden insanlar. Tüm bu güzellikleri Orta Asya'dan Avrupa'ya getirmek bir efsane değil. Aslında gerçek bir hikaye. Bu hikayelerin derinliklerine inerseniz kültürler arası referans bağlantılarını bulabilirsiniz. Sergimiz sırasında paylaşmak istediğimiz hikayeler bunlar ve nasıl yeni üretim yapabiliriz gibi yeni hikayeler yaratmak istiyoruz. Mirasın değişken bir giysi, şal veya hatta bir halı olduğunu gösterebiliriz. Evinize koyabilirsiniz çünkü mirastan bahsettiğimizde çok endişeli ve eski hissettirir. Ama size parti elbisenizi eski geleneksel tekniklerle elle diktirebileceğinizi göstermek istedik.'