Kültür-sanat

Yönetmen Ceyhan Kandemir, Gökçeada'da çekilen 'Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim' filmini anlattı:

- Yönetmen Ceyhan Kandemir: - 'Adanın birçok hikayesi var. Bu adanın hikayelerinin içinde mutlaka başka hikayeler de çıkacak. Üzerinde de çalışıyoruz. Ben adada başka bir hikaye çekmek isterim'

İSTANBUL (AA) - ÖZLEM LİMON - Yönetmenliğini Ceyhan Kandemir'in üstlendiği uzun metraj sinema filmi 'Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim' filminin ilk gösterimi, çekimlerinin yapıldığı Gökçeada'da gerçekleştirildi.

Gökçeada Belediyesi, Gökçeada'nın Lozan Antlaşması ile kazanılmasının 102. yılını birçok etkinlikle kutluyor. Film, bu kapsamda özel gösterimle ada halkıyla buluştu.

'Karla' ve 'Ruhun Lekesi' filmlerinden sonra, üçlemenin son filmi 'Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim', Karla'nın hayat yolculuğunda yaşadığı karar alma süreçlerindeki 24 saatini işliyor.

Filmin oyuncu kadrosunda Karla Kandemir, Yeliz Gerçek, Kubilay Karslıoğlu, Emre Kızılırmak, Aslıhan Kandemir, İrem Kahyaoğlu, Cansu Özdenak, Nuri Karadeniz, Celalettin Demirel, Mehmet Şimşek ve Mete Yasin Demirok yer alıyor.

- 'Mutluluğu yakalamaya çalışan karakterler görüyoruz'

Filmin yapımcılığını Cansu Özdenak ve Özkan Binol üstlendi.

Nusret Bey Eğitim Kültür Doğa ve Tarih Dayanışma Vakfı Başkanı Nusret Avcı'nın destek verdiği filmin görüntü yönetmenliğini Ahmet Serdar Taşyürek, kurgusunu Yusuf Tekke, uygulayıcı yapımcılığını Mehmet Şimşek yaptı.

Senaryosunu Nafiseh Laleh'in kaleme aldığı filmin özgün müziğini ise Cahit Berkay hazırladı.

Yönetmen Ceyhan Kandemir AA muhabirine yaptığı açıklamada, üçlemenin ilk filminin 'Karla', ikincisinin 'Ruhun Lekesi', son filmin ise 'Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim' olduğunu belirterek, üçlemenin ana ekseninin ise insanın derin yalnızlığını hissettirmeye odaklandığını söyledi.

Daha önce bir kukla tiyatrosunda babasıyla çalışan 9 yaşındaki kız çocuğu ile babasının derin yalnızlığının anlatıldığını aktaran Kandemir, 'Bu bir anlamda hem sanatsal üretim boyutundaki yani onun tiyatro içindeki hem de üretim anlamındaki kaygılarıydı. Bu yalnızlığı 70 yaşlarındaki Karla'nın gözünden anlatan ilk filmde, bir kukla tiyatrosunda geçiyordu hikayeler. Yine o kukla karakterlerinden bir tanesinin hikayesini 'Ruhun Lekesi'nde Karla'nın gözünden gördük.' dedi.

'Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim' filminde de bireylerin hepsinde bir yalnızlık hissiyatı oluştuğunu belirten Kandemir, 'Aslında ne kadar adada yaşam alanı bulsalar da o tutunmak, o köprü kendi içlerinde minimalist de olsa bir derin yalnızlığı oluşturuyor. Karla'da da bu his var. 3 filmin ana merkezinde böyle bir şey vardı. 14-9 yaşındaki çocuğun hikayesinden öte kimliklerini, kökünü sorgulayan ve toplumun içinde mutluluğu yakalamaya çalışan karakterler görüyor, bunları irdelemeye çalışıyoruz. Bundan sonraki filmlerimde de mutlaka buna benzer çalışmalar olacaktır.' ifadelerini kullandı.

- 'Kendi evimizde hissettik'

Kandemir ana karakter Karla'nın 'Ben kimim?' sorusunun peşinden giderek kendi kimliğini bulma ve kendini keşfetme çabasını anlattığını, içsel çatışmalar ve çevresel etkiler altında, içinde bulunduğu toplumda kendi yerini ve amacını sorgulayan derin bir varoluşsal ikilem yaşadığını vurguladı.

Gökçeada'da gerçekleştirilen çekim deneyimini ve bölgeden aldıkları destekten memnuniyetini dile getiren Kandemir, şunları kaydetti:

'Adanın birçok hikayesi var. Bu adanın hikayelerinin içinde mutlaka başka hikayeler de çıkacak. Üzerinde de çalışıyoruz. Ben adada başka bir hikaye çekmek isterim. Çünkü adanın kendi halkından ve yerel yönetimlerden çok önemli destekler alıyoruz. Bu da bize mutluluk veriyor. Çekimler sırasında kendi evimizde hissettik. Çok kolaylıklar sağlandı. Ticari kaygı ve para kazanma amacımız yok. Bağımsız filmler bunlar. Kendi imkanlarımızla çekiyoruz. Hem buradaki yerel yönetimler hem de halkın desteği de bize çok büyük bir motivasyon sağladı.' ifadelerine yer verdi.

Yönetmen Kandemir, yaklaşık 35 festivali dolaşan ve büyük beğeni toplayan filmin, Gökçeada'da bu geniş katılım ve izleyiciyle buluşmasından duyduğu mutluluğu aktardı.

- 'Her yıl yeni etkinliklerimiz çıkacak'

Gökçeada'da ödül almaktan ve plaket takdiminden dolayı mutlu olduğunu söyleyen Kandemir, 'Kendimi kelebeklerin uyuduğu yerdeymiş gibi mutlu, huzurlu hissediyorum. Bir yıl kadar önce, filmimizi burada çekmeye başladığımız zaman mekan arayışında sayın Nusret Avcı'yla Nusret Bey Vakfında tanıştık. Farklı mekanlar ararken 'Filmimizi artık kesinlikle burada çekmemiz lazım.' dedik. Gerçekten film için mekan olarak böyle tasarladığımız bir mekandı Gökçeada. Bu çok değerli benim için. Sayın Nusret Avcı'nın önderliğinde ve manevi desteğiyle başladı filmimiz.' açıklamasını yaptı.

Nusret Bey Eğitim Kültür Doğa ve Tarih Dayanışma Vakfı Başkanı Nusret Avcı ise çekilen filmin 'adanın var olduğunun bir göstergesi' olduğunu kaydederek, 'Yine ekip olarak filmdeki sanatçıların başarısı ve bu işin organizasyonu için başta Ceyhan Kandemir olmak üzere emeği geçen bütün sanatçılara teşekkür ediyorum. Dediğim gibi bu bir başlangıç. Neden bir başlangıç? Çünkü bu ada hak ediyor. Hak ettiği alanlarda gelişmeyi hep izleyeceğiz. Her yıl yeni etkinliklerimiz çıkacak. Bunlar daha önce konuştuğumuz konuların sonuçlanmasını yaşayacağız hep birlikte. Ada Türkiye'nin bir yıldızı aslında. Keşfedilmemiş bir yer.' dedi.

Nusret Avcı, Gökçeada'nın gelişimini teşvik etmek için destek olunması çağrısında bulundu.