Biyografi

Abdullah Çatlı kimdir?

Ülkücü Gençlikten Kaçak Hayata

1956 yılında Nevşehir’de doğan Abdullah Çatlı, genç yaşta ülkücü hareketin içerisinde yer aldı. 1970’li yıllarda, siyasi şiddetin tırmandığı dönemde, Çatlı’nın adı çok sayıda kanlı olayla anılmaya başlandı.

Başta Bahçelievler Katliamı olmak üzere, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bedrettin Cömert’in öldürülmesi gibi olaylarda adı geçti. 1980 darbesinin ardından hakkında açılan davalardan kaçmak için yurt dışına çıktı.


Yurtdışında Karanlık İlişkiler ve Sahte Kimlikler

12 Eylül sonrası yurtdışına kaçan Çatlı, burada da karanlık işlerden uzak durmadı. Uyuşturucu kaçakçılığı, silah ticareti ve sahte kimlik kullanımı gibi suçlardan yargılandı, çeşitli ülkelerde tutuklandı ve hapis yattı.

Çatlı’nın bu dönemde "devlet adına" çalıştığı, Ermeni terör örgütlerine karşı yasa dışı operasyonlara katıldığı, hatta sahte diplomatik pasaportlarla uluslararası düzeyde faaliyet yürüttüğü iddia edildi. Bu iddialar, ölümünden sonra da uzun süre gündemde kalmaya devam etti.


Susurluk Kazası: Derin Devletin Açığa Çıktığı An

Abdullah Çatlı’nın isminin hafızalara kazındığı olay ise 3 Kasım 1996 tarihinde meydana geldi. Balıkesir’in Susurluk ilçesi yakınlarında bir Mercedes marka araç, trafik kazası geçirdi. Araçta bulunanların kimlikleri kamuoyunda büyük bir skandala yol açtı:

  • Abdullah Çatlı, olay yerinde “Mehmet Özbay” adına düzenlenmiş sahte kimlikle ölü bulundu.

  • Hüseyin Kocadağ, İstanbul Emniyeti'nin eski müdür yardımcısı, kazada hayatını kaybetti.

  • Gonca Us, Çatlı’nın yanındaki genç kadın, olay yerinde can verdi.

  • Sedat Edip Bucak, dönemin DYP Şanlıurfa Milletvekili ve aşiret lideri, yaralı olarak kurtuldu.

Araçtan çıkan ruhsatsız silahlar, susturucular, ve Emniyet'e ait mühimmatlar, devlet içinde organize bir suç yapılanmasına işaret etti. Bu olay, Türkiye tarihinde “Susurluk Skandalı” olarak yer aldı ve "derin devlet" kavramını kamuoyunun gündemine taşıdı.


Ölümünden Sonra da Bitmeyen Tartışma

Abdullah Çatlı, ölümüyle birlikte ardında cevapsız sorular, karanlık ilişkiler ve devletin gayri resmi yapılarıyla ilgili ciddi şüpheler bıraktı. Sevenleri tarafından “vatansever” olarak anılırken, eleştirmenleri tarafından suikastlar, yasadışı işler ve devlet-mafya-siyaset bağının sembol ismi olarak tanımlandı.

Çatlı’nın adı, hâlâ bazı siyasi tartışmalarda ve derin devlet iddialarında sıkça geçiyor. Kimi çevrelerce milliyetçi idealler uğruna hayatını riske atan bir figür, kimilerince ise hukuk dışı eylemleri devlet kılıfıyla meşrulaştıran bir suçlu olarak değerlendirilmekte.


Tarihin Gölgesinde Bir İsim

Abdullah Çatlı’nın yaşamı, Türkiye'nin yakın tarihinde devletin kontrol edemediği yapıların, gayriresmî güç odaklarının ve hukuk dışı operasyonların sembolü olarak zihinlere kazındı. Hayatı kadar, ölümü de Türkiye'yi derinden sarstı