ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Kerbela'da yaşanan neyse aslında Gazze'de de bir benzeri yaşanıyor. Masum insanlar açlığa, susuzluğa mahkum edilerek katlediliyor. Bir soykırım uygulanıyor. Geçmişte Kerbela'da kimden yanaysak bugün de aynı taraftan yana olmak zorundayız.' dedi.
Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nda düzenlenen, Alevi İnanç Önderleri ve Cemevi Başkanları İstişare Toplantısı'na katıldı.
Burada konuşan Yılmaz, hükümet olarak her alanda istişareye büyük önem verdiklerini, 23 yıldır Anadolu'nun her bir köşesinden, toplumun tüm kesimlerinden gelen seslere kulak vererek kararlarını şekillendirdiklerini söyledi.
Farklılıkları zenginlik olarak gördüklerini vurgulayan Yılmaz, 'Ortak olduğumuz şeyler o kadar fazla ki Allah'ımız bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir, Ehl-i Beyt sevgimiz bir, vatanımız bir, bayrağımız bir, devletimiz bir.' diye konuştu.
Yılmaz, bu ortak değerlere hep birlikte sahip çıkacaklarını, bir taraftan da farklılıklara saygı göstereceklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
'Kimse bir diğerini ötekileştirmeyecek. Kimse bir diğerini kendisine benzetmeye, illa kendisi gibi olsun noktasına getirmeyecek. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul edeceğiz, seveceğiz, sayacağız. Yapmamız gereken bu. Alevi-Bektaşi kültürünün inancının içinde insan merkezde. Ben öyle görüyorum. En temel hadise insan. İnsanı merkeze aldığınız sürece çözülmeyecek bir mesele yok.
Bugün de hem bölgemizin hem dünyanın buna çok ihtiyacı var. Bu insanı merkeze alan, muhabbeti merkeze alan anlayışa çok ihtiyacı var. Dolayısıyla, ben bu çalışmaların sadece ülkemiz için değil tüm insanlık hayırlara vesile olacağına inanıyorum. Bugün Gazze'de yaşananları hep birlikte görüyoruz. Kerbela'da yaşanan neyse aslında Gazze'de de bir benzeri yaşanıyor. Masum insanlar açlığa, susuzluğa mahkum edilerek katlediliyor. Bir soykırım uygulanıyor. Geçmişte Kerbela'da kimden yanaysak bugün de aynı taraftan yana olmak zorundayız. Mazlumun yanında zalimin karşısında olmak zorundayız ve bunu da hep birlikte yapacağız, yapmaya devam edeceğiz.'
- 'Bizi biz yapan değerlerden biri de Ehli Beyt sevgisidir'
'Anadolu yüzyıllar boyunca hoşgörü, dayanışma ve birlikte yaşama kültürüyle şekillenmiş bir medeniyet merkezidir. Alevi Bektaşi inancı ve kültürü bu medeniyetin en güçlü damarlarından biridir.' diyen Yılmaz, cemevlerinin birlik, muhabbet ve kardeşlik mekanı olduğunu kaydetti.
Ehli Beyt muhabbetiyle bu topraklarda kardeşliği büyüttüklerini belirten Yılmaz, 'Bizi biz yapan değerlerden biri de Ehli Beyt sevgisidir. Alevi'si, Sünni'si, Kürt'ü, Türk'ü, doğusu, batısı bütün ülkemizde bu sevginin varlığını hep birlikte görüyoruz. Bu da birliğimizin, kardeşliğimizin en güçlü dayanaklarından biridir. Bu manada Allah Resulü'nün güzide Ehli Beyt'ini sevmek, onlara hürmet göstermek her Müslüman'ın görevidir. Necip milletimiz tarafından Ehli Beyt'in özellikleri, faziletleri, menkıbeleri ve maruz kaldıkları elem verici olayları konu edinen müstakil eserler yazılmış, nesilden nesle bu aktarılmıştır.' ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Osmanlı döneminde Hicaz'a gitmeden önce ziyaret edilecek yerler arasında Kudüs'le birlikte Ehli Beyt'in merkezi olan Necef, Kerbela ve Bağdat'ın da yer aldığına, onların sevgisini yaşatmak için asırlar boyunca çocuklara Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma, Hatice, Zeynep, Ümmü Gülsüm isimlerinin konulduğuna işaret ederek, 'Geçtiğimiz muharrem ayı vesilesiyle bir kez daha andığımız Kerbela hadisesi bize her çağda adaletin, vicdanın ve kardeşliğin ne denli kıymetli olduğunu hatırlatmaktadır.' dedi.
- 'Terör demokrasinin ve kalkınmanın düşmanıdır'
Uluslararası hukukun ayaklar altına alındığı, kuralların, kurumların içinin boşaltıldığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
'Ben güçlüysem haklıyım' diyen bir zihniyet görüyoruz ve bu tehlikeli bir zihniyet. Halbuki, haklının güçlü olması lazım. İşte biz Türkiye Cumhuriyeti olarak böyle bir duruş sergiliyoruz. Hem haklı olacağız hem de güçlü olacağız diyoruz. Ekonomimizle, diğer politikalarımızla, teknolojimizle, savunma sanayimizle, bütün gücümüzle caydırıcı bir güç olacağız. Bir taraftan da barışı, diplomasiyi, kardeşliği ön plana çıkaracağız. İkisini bir arada yapmak durumundayız. Hem caydırıcı bir güç olacağız, hem de barışı, hakkı, masumların hukukunu savunacağız ve ben inanıyorum ki bu mücadeleden her zaman olduğu gibi haklılar galip çıkacak.'
Yılmaz, toplumun kanaat önderlerinin barış ve kardeşlik mesajlarını daha yüksek sesle dile getirmesi gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hacı Bektaş Veli'den ilhamla 'Bir olalım, iri olalım, diri olalım. Hep birlikte Türkiye olalım.' dediğini hatırlattı.
Terörsüz Türkiye sürecine işaret eden Yılmaz, 'Terör, demokrasinin ve kalkınmanın düşmanıdır. Terörün olduğu yerde bir ülke gelişemez, kalkınamaz. Terörün olduğu yerde temel hak ve özgürlüklerinizi kamil bir şekilde yaşayamazsınız. Böyle bir ortam oluşmaz. Dolayısıyla, terörün ortadan kalıcı bir şekilde kalktığı bir ortam hem kalkınmamıza, ülkemizin gelişmesine, refahına hem de demokrasimize, hak ve özgürlüklerimize büyük katkılarda bulunacaktır.' ifadelerini kullandı.
- 'Alevi Bektaşi toplumunun çok büyük katkılarda bulunacağına yürekten inanıyorum'
Yılmaz, TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun, bugüne kadar gayet olgun bir şekilde çalışmalarını yürüttüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'İnşallah bugüne kadar geldiği gibi bundan sonra da aynı olgunlukla devam eder. Bazı konular vardır ki bunları siyasetin üstünde görmemiz lazım. Siyasi polemiklere, kısa dönemli siyasi kazanımlara heba etmememiz lazım. İnşallah, bütün partiler bu olgunluk içinde, Meclisimizdeki bu çalışmayı tamamlarlar.
Bu komisyonumuzun hedefi, terör örgütü kendisini feshetme kararı aldı biliyorsunuz, bununla ilgili bir değerlendirmeler yapmak milletimizin temsilcisi olarak, milli iradenin tecelligahı bir kurum olarak Meclisimiz bu değerlendirmeleri yapıyor. Bütün kesimleri dinliyor. Bir düzenleme ihtiyacı varsa bu terör örgütünün tasfiyesiyle ilişkili bu konularda fikirlerini bu komisyon ortaya koymuş olacak. Verimli bir şekilde çalışmalarını tamamlayıp, ülkemizin bu uzun yıllardır çektiği sıkıntıların ortadan kaldırılmasına vesile olmasını diliyoruz. Bu süreçlerde de yine insani değerleriyle, birliği öne çıkaran değerleriyle Alevi Bektaşi toplumunun çok büyük katkılarda bulunacağına ben yürekten inanıyorum.'
Terörsüz Türkiye'nin, tüm bölge için terörsüz, daha istikrarlı, müreffeh ve geleceğini daha sağlam temeller üzerinde kuran bir bölge demek olduğunun altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:
'Kerbela'dan bugüne kadar değişmeyen hakikat şudur. Zalim kim olursa mahkum olur. Mazlum kim olursa insanlık vicdanında yankı bulur ve nihayetinde her türlü kötülüğe karşı insanlığın ortak vicdanı galip gelir. Bugün burada sizlerle buluşmamız ortak değerlerimizin etrafında kenetlenmenin ne kadar kıymetli olduğunu göstermektedir. Devletimizin iradesi açıktır. Hiçbir vatandaşımız inancı, kültürü veya kimliği nedeniyle ötekileştirilmeyecek, herkes eşitlik temelinde kucaklanacaktır. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığımız da bu iradenin kurumsal teminatıdır. Ne geçmişte yaşanan acılar ne de bugün karşılaşılan zorluklar bizi ortak geleceğimizden kardeşlik iklimimizden alıkoyamaz. Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın. Hep birlikte el ele vererek, farklılıklarımızı zenginlik görerek, ortak değerlerimizi büyüterek Türkiye'yi, ülkemizi daha müreffeh ve daha huzurlu yarınlara kavuşturacağız.'