TEKİRDAĞ (AA) - MUHAMMET FATİH KABASAKAL - Afet anlarında hayati öneme sahip gıdaya erişimi kolaylaştırmak amacıyla çalışmalar yürüten Eriş Gıda, suya ve pişirmeye ihtiyaç duyulmadan tüketilebilen ve yaklaşık 20 yıla kadar raf ömrü bulunan 'Afet ve Acil Durum Noodle'ı üretti.
Eriş Gıda, başta deprem olmak üzere, çeşitli afetlerde acil gıda ihtiyacına çözüm olması amacıyla geliştirdiği ürünle hem Türkiye'de hem de dünyada fonksiyonel gıda alanında öne çıkıyor.
Afet durumlarında yardımların ulaşması için geçen kritik süre olarak kabul edilen ilk 72 saatte, bağışıklık sisteminin ihtiyaç duyabileceği birçok vitamin, mineral, yüksek protein ve zengin lifi içerisinde barındıran ürün, nitelikleriyle de hayati önem taşıyor.
Eriş Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Eriş, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, şirketlerinin serüveninin büyük dedeleri Ali Eriş tarafından 1920'lerin zorlu şartlarında tahıl ticaretiyle başlatıldığını söyledi.
Eriş, tahıl ticaretinin ardından 1940'lı yıllarda fındık işleme tesisi kurulduklarını, 1950'li yıllarda işlenen fındıkların ihracatına başladıklarını, daha sonra ise yılın tamamına yayılan sürekli bir iş yapmak arzusuyla 1974'te ilk un fabrikalarının temellerini attıklarını ve 1976'da un üretimlerine başladıklarını belirtti.
Gelinen noktada markanın, Türkiye'nin en bilinen üç değirmen firması arasında yer aldığına dikkati çeken Eriş, şunları kaydetti:
'Yolumuza istikrarlı şekilde devam ediyoruz. 1976'da kurulan şirketimiz, bugün 50'den fazla ülkeye ihracat yapar hale geldi. Ayrıca, Eriş olarak farklı alanlarda da girişimlerimiz oldu. AR-GE çalışmalarımız neticesinde, 2013'de noodle üretimine başladık. O günden bugüne unla birlikte noodle üretimine ve ihracatına devam ediyoruz. Bunun dışında enerji alanında faaliyet gösteren ve hububat ticareti yapan yan şirketlerimiz de mevcut.'
Eriş, 'Ürünlerimizi diğerlerinden ayıran en önemli özellikler kalite, hijyen ve vicdan ilkeleridir. Bu üç temel kavram bizim ürünlerimizi en çok ayıran unsur. Biz kendi soframızda tüketmediğimiz hiçbir ürünü üretmeyiz. Ailemizle tüketmediğimiz hiçbir ürünü piyasaya sunmayız. Bu prensibi kendimize düstur edindik.' dedi.
- 'Bilime dayalı ürünler geliştirme hedefiyle bu merkezi kurduk'
Uzun yıllar Asya bölgesine gerçekleştirdikleri ihracatlar sonucunda noodle ununda önemli bir tecrübe kazandıklarına değinen Eriş, iki yıllık AR-GE süreci sonunda ürünü üretebileceklerine inandıklarını anlattı.
Eriş, şirket olarak un işlerini çeşitlendirme arzularının da olduğunun altını çizerek, 2013'te bu alana giriş yaptıklarını ve çalışmalarla fonksiyonel noodle ürünleri geliştirdiklerini söyledi.
Türkiye'nin noodle alanında uzmanlaşmış ilk gıda AR-GE merkezlerinden birini kurduklarını dile getiren Eriş, merkezlerde tüm gıda ürünleri alanında da faaliyet gösterdiklerini ifade etti.
Tüm çalışmalarını AR-GE merkezlerinin bilimsel altyapısıyla geliştirdiklerini vurgulayan Eriş, şöyle devam etti:
'Biz tesislerimize fabrika değil, kampüs diyoruz. Üniversite-sanayi işbirliklerini çok önemsiyoruz, işimize bilimle yaklaşıyoruz ve 'Hamurumuzda bilim var' diyoruz. AR-GE merkezimizde şu anda un ve noodle alanında yüksek lisans ve doktora tezleri yapan arkadaşlarımız çalışıyor. Bilime dayalı ürünler geliştirme hedefiyle bu merkezi kurduk.'
- 'Probiyotikli Noodle'
Eriş, kendi AR-GE Merkezleri ile Yıldız Teknik Üniversitesi'nin ortak çalışmasının çıktısı olarak geliştirdikleri 'Probiyotikli Noodle' ürünlerine de değinerek, bu üründe de renklendirici, koruyucu ya da Mono Sodyum Glutamat gibi katkı maddeleri kullanmadıklarını kaydetti.
Söz konusu ürünün dünyada ilk olurken, tek patentli üreticisinin de şirketleri olduğunu vurgulayan Eriş, fonksiyonel gıda alanında ciddi bir yenilik sunduklarını ve sağlıklı, katkı maddesi içermeyen birçok yeni ürün üzerinde de AR-GE çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
Abdullah Eriş, hızla değişen dünyada insanların tükettikleri gıdalardan yalnızca doymayı değil, aynı zamanda fayda elde etmeyi istediklerini ve marka olarak Probiyotikli Noodle ürünlerini buna uygun olarak geliştirdiklerini anlattı.
İnsanların noodle tüketirken aynı zamanda probiyotik alabildiklerinin altını çizen Eriş, bununla da yetinmediklerini, maden suyuyla üretmeyi başardıkları ürünün tüketilmesiyle günlük B vitamini ihtiyacının önemli ölçüde karşılayabildiğini söyledi.
- 'Ürünün 10 ila 20 yıl arası raf ömrü bulunmakta'
Abdullah Eriş, AR-GE merkezlerinde geliştirdikleri deprem gibi durumlarda hayat kurtarıcı nitelik taşıyan 'Afet ve Acil Durum Noodle' isimli ürüne ilişkin de bilgi vererek, şöyle devam etti:
'Afet dönemlerinde pek konuşulmasa da en temel ihtiyaç gıdadır. Ancak bu dönemde yalnızca gıdaya ulaşmak yetmez, aynı zamanda sağlıklı içme suyu ve pişirme amaçlı uygun şartlara da erişim gerekir. Afet dönemlerinin analizini yaptıktan sonra, özellikle ilk 72 saatin çok kritik olduğunu belirledik. Genelde yardımlar bu süreden sonra ulaştığı için, bu ilk 72 saati sağlıklı şekilde geçirmeyi sağlayacak bir ürün geliştirmeyi hedefledik.
Suya ya da ateşe erişim olmadan da tüketilebilecek bir ürün nasıl yapılır sorusundan yola çıktık. AR-GE merkezimizde yoğun bir literatür taraması ve bilimsel araştırma yaptık. Sonucunda iki farklı afet ürünü geliştirdik, biri çölyak hastalarına ve glüten hassasiyeti olan bireyler için glütensiz, diğeri de glüten içeriğine sahip Noodle. Her iki ürün de yüksek protein, lif içeriğine sahip ve A, C vitamini, magnezyum gibi mineral ve vitaminleri barındırıyor.'
Krakerimsi yapıda üretilen ürünün suya ya da ateşe ihtiyaç duymadan ambalajı açıldığında doğrudan tüketilebildiğini belirten Eriş, glütensiz seçeneğinin ise bazı bireylerin alerjik durumlarını göz önünde bulundurarak üretildiğini vurguladı.
Eriş, geniş çaplı bir afet senaryosuna göre ihtiyaçları belirlediklerine işaret ederek, 'Bu ürünün 10 ila 20 yıl arası raf ömrü bulunmakta. Bu tamamen sosyal bir projeydi, ticari bir hedefle yola çıkmadık. İnsanların afetlerde gıdaya, besin maddelerine, vitamine ve enerjiye ulaşamamasından kaynaklı sağlık sorunlarını azaltmayı hedefledik. Bugün geldiğimiz noktada bu ürünümüzü üretmeyi başardık.' diye konuştu.
- 'Türkiye Yüzyılı'ndaki ihracat hedeflerine destek sunmayı amaçlıyoruz'
Şirketlerinin gelecek vizyonuna da değinen Abdullah Eriş, sağlıklı, katkı maddesi içermeyen ürünleri AR-GE merkezlerinde geliştirip, endüstriyel ölçekte üretmeyi hedeflediklerini söyledi.
Eriş, 'gıda işinin hijyen ve vicdan işi olduğu' düsturundan asla ödün vermeyeceklerini vurgulayarak, fonksiyonel çalışmalar yapmayı sürdüreceklerini kaydetti.
Yüzde 100 yerli ve milli olan firmanın, AR-GE merkezi tarafından elde edilen fonksiyonel gıda çıktılarını sanayileştirip, endüstriyel tarafta üretmeyi amaçladıklarına işaret eden Eriş, sözlerini şöyle tamamladı:
'Ürettiğimiz bu ürünleri dünya tüketicisinin beğenisine sunmak istiyoruz. Bugün 50'ye yakın ülkeye yaptığımız ihracatı artırmayı hedefliyoruz. Bu ihracatla ülkemizin ekonomisine katkı sağlamayı ve Türkiye Yüzyılı'ndaki ihracat hedeflerine daha fazla destek sunmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, Eriş AR-GE Merkezi tarafından geliştirilecek sağlıklı, fonksiyonel ve insan sağlığına zararlı katkılar içermeyen gıda ürünleri üretmek, bu ürünleri dünya genelinde daha fazla tüketiciye ulaştırmak ve tüm bunları yüzde yüz yerli ve milli sermayemizle hayata geçirmek istiyoruz.'