SAKARYA (AA) - Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) düzenlenen '5. Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu' başladı.

SAÜ İletişim Fakültesi tarafından, TÜBİTAK, Film Araştırmaları Derneği ve Adapazarı Belediyesi işbirliğiyle 'Siyasal İletişim Bağlamında Türk Dış Politikasında Barış Diplomasisi' temasıyla düzenlenen sempozyumun açılışı ve ilk oturumu Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapıldı.

Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve SAÜ Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aslan, açılış konuşmasında, Türkiye'nin son 10 yılda gözle görülür şekilde dış politika bağlamında sahada aktif rol üstlendiğini belirtti.

Türk dış politikasında barış diplomasisinin uygulandığını anlatan Aslan, 'Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dahil hemen hemen katıldığı bütün uluslararası toplantılarda, 'kendi fikrine katılır katılmaz hesabı yapmadan' Türkiye'nin barış diplomasisini en üst perdeden vurguladığını ve sahada da Dışişlerinin bu politikayı sistematik şekilde uyguladığını görüyoruz.' ifadelerini kullandı.

- 'Propagandaya karşı toplumsal dayanıklılıktan söz edebiliriz'

Açılış konuşmasının ardından Milli İstihbarat Akademisi (MİA) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yenal Göksun, 'Yapay Zeka Çağında Sübversif Faaliyetler, Bilişsel Güvenlik ve Toplumsal Dayanıklılık' başlıklı oturumu gerçekleştirdi.

Göksun, Türkiye'nin dünya genelindeki çeşitli kriz ve çatışma alanlarında aktif rol oynayarak çözüme önemli katkılar sunduğunu söyledi.

İletişim kavramının güvenlikle ve ülke stratejileriyle doğrudan irtibatlı olduğuna değinen Göksun, 'Arap Baharı olgusunu yaşadık. Aslında propaganda modelinden etkileşim modeline geçişi, yani dijital medyaya geçişi kırılma noktası olarak yorumluyorum. Arap Baharı ve Turuncu Devrimler bize sosyal medyanın toplumsal hareketlerde ne kadar önemli rol oynadığını gösterdi.' değerlendirmesinde bulundu.

Göksun, kişinin kendi görüşü olduğu düşünülen düşüncelerin, manipüle edilmiş görüş ve fikirler olabileceğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

'Sosyal medya kullanımının doğrudan kişilerin bireysel eğilimleri, arzuları, nefretleri, öfkelerini yansıtmaktan ziyade çeşitli manipülasyon ve müdahalelerin çıktısı olabileceğine dair bulgular daha yüksek oranda ancak günümüzde iletişim ekosistemine yapılan müdahaleler çok komplike ve görünmez olduğundan, zihinsel süreçlerimize işlenen bu müdahaleleri daha zor görebiliyor ve tespit edebiliyor hale gelmiş olabiliriz.'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan:"PKK'nin kendisini feshetmesi, Türkiye'ye silah çevirmeyeceğini belirtmesi tarihidir
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan:"PKK'nin kendisini feshetmesi, Türkiye'ye silah çevirmeyeceğini belirtmesi tarihidir
İçeriği Görüntüle

Yıkıcı faaliyetlerin yapay zekayla yeniden canlanmaya başladığını dile getiren Göksun, 'Propaganda en geleneksel yöntemlerden birisi ancak günümüzde insanlar propagandaya açık değiller. Çünkü kendi tercihlerimiz var. Dinlemek istemediğimiz siyasetçiyi geçiyoruz. Bu propagandaya karşı direncin göstergesidir, dolayısıyla toplumsal dayanıklılıktan söz edebiliriz.' diye konuştu.

- 'Bilişsel güvenliği sağlamak devletlerin de sorumluluğu'

İnsan olmanın bir gereksinimi olarak herkesin iyi tarafta olmak isteyeceğini kaydeden Göksun, günümüzdeki anlatı savaşlarının, insanı tutum belirletmekten ziyade bir tarafa çekmeye çalıştığını dile getirdi.

Günümüzde 'bilişsel güvenlik' kavramıyla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Göksun, 'Bilişsel güvenlik kavramı artık gerçekliği, hakikati aramak ya da buna karşı bir müdafaa pozisyonunda bulunmaktan ziyade insanların zihnini, yani 'bireyler olarak özgür irademizle kuracağımız fikirlerimizi oluşturduğumuz zihnimizi nasıl koruyabiliriz' konseptine geçmiş durumda.' dedi.

Göksun, 2020 yılında NATO'nun çalışmalarına giren 'zihin savaşı' kavramının, savaşın en kırılgan cephesi olduğunu ifade ederek, 'Savaş ile barış arasındaki çizginin bulanıklaştığı ve her an bulunduğumuz bu gri alan içerisinde insan zihni, gerçeklikleri tespit etmekte ya da kavramakta çok daha az imkana sahip. Bu bilişsel güvenliği sağlamak bireylerin sorumluluğu dışında devletlerin de sorumluluğu.' şeklinde konuştu.

İletişimdeki her şeyin artık bir silah olarak kullanılabildiğini vurgulayan Göksun, şunları kaydetti:

'Günümüzde anlatı savaşlarının yaşandığı bir ortamda bilgi ekosisteminin yönetilmediği ve serbest bırakıldığı koşullar altında toplumlar, kamuoyu ve bireyler yabancı devletlerin istihbarat servislerinin müdahalesine ve istismarına maruz kalabilmektedir.'

Sempozyum, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zakir Avşar'ın 'Dijital Bağımlılık ve Biz' ile Almanya Offenbach Üniversitesi Öğretim Üyesi Alan N. Shapiro'nun 'Kültürel Mi Yoksa Teknolojik Bir Simülasyonda Mı Yaşıyoruz?' oturumlarıyla yarın sona erecek.