ERZURUM (AA) - TEVHİD FURKAN NEHRİ - Erzurum'da tezhip sanatını sınırların dışına taşıyan emekli öğretim görevlisi 70 yaşındaki Sadrettin Er, ortaokulu bitirdikten sonra başladığı sanat serüvenini evinin odasında sürdürüyor.

Ortaokul yıllarında resim öğretmeni tarafından yeteneği keşfedilen ve sanata yönlendirilen Sadrettin Er, liseyi bitirdikten sonra usta çırak ilişkisiyle Ankara'da bir resim atölyesinde profesyonel sanat hayatına başladı.

Ardından resimden geleneksel Türk sanatlarına yönelen Er, lisans eğitimini sürdürürken tezhip alanında sanat hayatına devam etti.

Ordu'da sonbaharın renkleri havadan görüntülendi
Ordu'da sonbaharın renkleri havadan görüntülendi
İçeriği Görüntüle

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin ilk akademisyenlerinden olan Er, yarım asrı aşkın süredir müzehhip olarak hem onlarca esere imza attı hem de akademik anlamda geleneksel Türk sanatlarına katkı sundu.

- Tezhip, minyatür, hat, resim gibi sanatları buluşturuyor

'Sadrettin Er Tarzı' diye adlandırdığı eserlerinde, tezhip, minyatür, hat, resim gibi sanatları buluşturan Er, her birinin yapımı en az bir buçuk yıl süren 60'a yakın büyük eser hazırladı.

Üniversitede 30 yıl akademisyenlik yaptıktan sonra emekli olan Er, sanat hayatını Erzurum'daki evinin odasında devam ettiriyor.

Sadrettin Er, AA muhabirine, sanatla tanışmasını ve akademiye uzanan yolculuğunu anlattı.

Ortaokulda resim öğretmeninin, yeteneğini fark ettiğini ifade eden Er, 'Bize resim çalışması yaptırdı. Öğrencilerin içerisinde birkaç öğrenciye 'sizleri ayrı bir yolda görüyorum' dedi. O hocamız bizi o yıllarda zenginleştirdi ve sanatın farkına vardım. Liseden sonra da Ankara'ya sınava gittim. Orada Narmanlı bir ressam vardı, Halil Akkurt. Onu buldum ve onunla çalışmak nasip oldu. Atölye açtık, Ankara'da ilk resim atölyesi ve resim eğitimimi ondan aldım.' dedi.

Sonra İstanbul'da eğitim enstitüsünde resim bölümüne başladığını aktaran Er, 'Orada resimle başladım. Fakat resmin ruhumda bana ait olmadığını gördüm. Geleneksel Türk sanatlarını kaynak olarak görünce 1984 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümüne girdim ve oradan mezun oldum.' diye konuştu.

Tezhip sanatıyla akademik hayata da başladığını söyleyen Er, Atatürk Üniversitesi'nde 1992 yılında kurulan ve 1994 yılında eğitime başlayan Güzel Sanatlar Fakültesinin ilk hocalarından olduğunu anlattı.

- 'Eserlerin yapımı 1,5 ila 2 yıl sürüyor'

Akademide 30 yıl hizmet ettiğini aktaran Er, 'Benim 'Sadrettin Er Tarzı' dediğim bir yolum var. Tezhibin kitap sanatından dışarı çıkıp, bir noktada saray, ev, mimari alanlarda kullanılması için tezhip ve minyatürün güncel olayları, motifleri, orijinal biçimde kaynaştırarak ve felsefi yönünü izleyerek bu çalışmalarıma devam ediyorum. Eserlerin yapımı 1,5 ila 2 yıl sürüyor. Çünkü eserlerin her bir alanı ayrı bir tasarım. Bazı yeri tezhip, bazı yeri minyatür. Yani bir eser 10-20 eser kaynağının birleşimi oluyor.' ifadelerini kullandı.

Er, tezhibin kendi malzemeleri ile çerçevenin dışına çıkmayı başardığını ifade ederek, '60'a yakın eserim oldu. Hiçbir eserimi satmadım. Bir hedefim vardı, ailemin gelecek nesillere bu eserlerimi aktarması. 'Bu sanatları ileri yüzyıllara taşımak olabilir mi' diye düşünmüştüm. 70 yaşıma geldim ve zannediyorum ki böyle de olacak. Bu eserler geleceğe taşınacak.' dedi.

Artık gözlerinde rahatsızlıkların başladığını belirten Er, 'Hayat nerede fırsatı durdurursa orada duracağım. Çünkü ben geleceğe doğru bir şeyler bırakmak istedim. Dünyada fırçamdan ve eserlerimden başka hiçbir şeyim yok.' diye konuştu.