İSTANBUL (AA) - Biruni Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, gelecek 5 yıl içinde gastronomide tamamen robotların yönettiği restoran zincirleri, DNA'ya özel tarif platformları ve sıfır atıkla üretim gibi yenilikler beklediklerini belirtti.

Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özer, yapay zekanın teknolojilerinin gastronomi alanında yaratıcılığı destekleyen yeni bir dönemi başlattığını aktardı.

Özer, yapay zekanın artık gastronomi alanında sadece teknik bir yenilik değil, aynı zamanda bir vizyon sunduğunu belirterek, 'Menü planlamasından tarif geliştirmeye, tabak sunumundan sürdürülebilirliğe kadar birçok alanda devrimsel etkiler yaratıyor.' ifadelerini kullandı.

Yapay zekanın gastronomiye katkılarına değinen Özer, IBM'in 'Chef Watson' projesinin, binlerce tarif, tat profili ve malzeme uyumu verisini analiz ederek özgün tarifler oluşturduğunu kaydetti.

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi ilk mezunlarını verdi
Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi ilk mezunlarını verdi
İçeriği Görüntüle

Klasik mutfak anlayışının sezgiye ve tecrübeye dayalı olduğunu ve yapay zekanın bu süreci bilimsel verilerle desteklediğini ifade eden Özer, 'Yapay zeka, hardal yağı ile mango arasında uçucu aromatik benzerlik olduğunu saptayarak daha önce düşünülmemiş eşleşmeler sunabiliyor. Bu, mutfağa farklı bir boyut kazandırıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

- Yapay zeka uygun menüler belirleyebiliyor

Yapay zekanın menü planlamasında kullanılabildiğine dikkati çeken Dr. Özer, 'Büyük restoran zincirleri ve üniversite yemekhaneleri, geçmiş tüketim verilerini analiz ederek en uygun menüyü belirleyebiliyor. Türkiye'de henüz yaygın olmasa da büyük oteller ve sağlıklı beslenme uygulamaları bu sistemleri kullanmaya başladı.' ifadelerini kullandı.

Özer, sürdürülebilir yemek üretimi konusunda yapay zekanın sunduğu imkanlara da değinerek, yapay zekanın, gıda atıklarını azaltmak, karbon ayak izini düşürmek ve su kullanımını optimize etmek için güçlü araçlar sunduğunu kaydetti.

Tüketici verilerine göre kişiye özel menüler oluşturmanın da mümkün hale geldiğini aktaran Özer, 'Bir kişinin yaşına, alerjilerine, hastalık geçmişine, hatta ruh haline göre bile menü oluşturulabiliyor. Bu sistemler gastronomide kitlesel üretimden bireyselleştirilmiş hizmete geçişin önünü açıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Özer, görsel tanıma sistemlerinin yemek sunumlarında da etkili olduğunu belirterek, bu sistemlerin tabaktaki renk dengesi, boşluk oranı ve geometrik uyumu analiz edebildiğini aktardı.

Yapay zekanın insan dokunuşunu tamamen ortadan kaldırmayacağını ifade eden Özer, 'Yapay zeka teknik süreci optimize edebilir, fakat sezgi, kültürel birikim ve sanatsal sunum gibi insana özgü değerleri taklit edemez. Doğru kullanıldığında AI, yaratıcılığı baskılamak yerine daha da derinleştirebilir.' bilgisini paylaştı.

Özer, gelecek 5 yıla ilişkin öngörülerini de paylaşarak, şunları kaydetti:

'Tamamen robotlar tarafından işletilen ilk restoran zincirleri, DNA'ya özel kişiselleştirilmiş tarif platformları, sıfır atıklı üretim ve kültürel yemeklerin dijital olarak yeniden yorumlanması gibi gelişmeler kapıda. Gelecekte gastronomi, teknolojik zeka ile kültürel hafızanın ortak ürünü olacak.'