İSTANBUL (AA) - Sarsılmaz, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF 2025) ziyaretçilerine geniş ürün yelpazesinin yanı sıra atış poligonu, artırılmış gerçeklik, müze ve atölye alanı sundu.

Anadolu Ajansının (AA) 'Global İletişim Ortağı' olduğu, Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteğiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda ve KFA Fuarcılık AŞ'nin organizatörlüğünde İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) gerçekleştirilen IDEF 2025, bugün sona eriyor.

Fuarda yer alan Sarsılmaz, yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği 300'ü aşkın ürününü yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisine sunarken standında yer alan Harp ve Av Silahları Müzesi, Gravür İzler Atölyesi, atış poligonu ve artırılmış gerçeklik alanını ziyarete açtı.

Çanakkale'de, Kale Seramik 68. Kuruluş Yıl Dönümü ve Seramik Bayramı ile fabrika temel atma törenleri yapıldı
Çanakkale'de, Kale Seramik 68. Kuruluş Yıl Dönümü ve Seramik Bayramı ile fabrika temel atma törenleri yapıldı
İçeriği Görüntüle

Sarsılmaz Satış Koordinatörü Nuri Kızıltan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harp ve Av Silahları Müzesi'nin yoğun ilgi gördüğünü söyledi.

Sarsılmaz'ın yaklaşık 150 yıllık geçmişe sahip olduğunu belirten Kızıltan, stantlarında çakmaklı tüfeklerden toplara kadar silahların gelişim sürecinin incelenebildiğini belirterek, 'Bugün burada av ve harp silahları sergileniyor. Bu alandaki en önemli nokta, Osmanlı Dönemi'nde temelleri atılan bir sürecin varlığı. Zamanla adım adım gelişen ve büyüyen bu yolculuk, Osmanlı ordusunun kullandığı silahlardan kendi ürünlerimizi üretmeye başladığımız döneme kadar uzanıyor.' diye konuştu.

Kızıltan, müzede darbe almış silahların da olduğuna dikkati çekerek, 'Maalesef yani maalesef dedim ama aynı zamanda bir övünç kaynağı da burada şehit mertebesine ulaşabilmeyi engellemiş silahlarımız da var. Bunlardan çok var ama biz burada birkaçını sergiliyoruz.' dedi.

Yerli ve milli ürünlerle Türk ordusunu donattıklarını kaydeden Kızıltan, Sarsılmaz'ın gelişim sürecine ilişkin şunları kaydetti:

'Av tüfekleriyle başlayan bir sürecimiz var. 1990'lı yıllarda tabancaya geçiş, 2000'li yıllarda piyade tüfekleri ve makineli tabancalara geçiş. 2010'larda piyade tüfeklerinden sonra makineli tüfeklere, 2020'lerde de ATAK helikopterinin burun topu 20 milimetre top ve uzaktan komuta sistemleri, robotlar böyle devam ediyor.'

Kızıltan, silahların dekoratif özelliğinden de söz ederek, silahın deseni, rengi, işlemesi, tezgahtaki işlemleri ya da el yapımı işlemelerinin statü belirleyici özellikler taşıdığını olduğunu söyledi.

- 'Dost ve kardeş ülkelerimize de destek olabilecek bir yapıya ulaştık'

Türkiye'nin her alanda teknoloji transferi yaptığını anlatan Kızıltan, şöyle devam etti:

'Size gelebilecek saldırıları da düşünsel olarak bile engelleyebiliyorsunuz. O güce sahipsiniz. 'Ya ben Türkiye'ye bulaşmayayım, bunlar her şeyi yapabiliyorlar. Dolayısıyla ben zorluklar yaşayabilirim. Bu nedenle de hiç bu işe girişmeyeyim.' diyor yani havadaki gücümüz, İHA'lar, SİHA'lar, uçaklar, helikopterler... Dolayısıyla oradaki gücümüz, yerdeki makineli tüfekler, robotlar, o kadar hızlı bir gelişim içerisinde ki artık sadece Türkiye değil dünyadaki dost ve kardeş ülkelerimize de destek olabilecek bir yapıya ulaştık. En önemlisi de zamanında teknoloji transferleri yapıp bunları üretmeye çalışırken şimdi teknoloji transfer eden ülke konumuna geldik.'

Savunma sanayi sektörünün Türkiye'nin parlayan yıldızı olduğunu belirten Kızıltan, bunun ihracatta da kendini gösterdiğini ve büyük bir ivmeyle arttığını sözlerine ekledi.