DOHA (AA) - ÖZLEM LİMON- BATUHAN PARİN- Doha Film Enstitüsü (DFI) tarafından düzenlenen Doha Film Festivali (DFF), enstitünün bölgesel yetenekleri ve sinemada özgün hikayeleri destekleme misyonuyla 28 Kasım'a kadar sanatseverlerle buluşacak.
Bu yıl ilk kez düzenlenen festivalde, açılış filmi 'The Voice of Hind Rajab' filminin oyuncu kadrosu ve filmin gerçek hayattaki kahramanları, Gazze'de hedef alınan araçtaki Filistinli Hind Rajab'ı anmak amacıyla sahnede bir araya geldi.
Yönetmen Kaouther Ben Hania, filme ilişkin AA muhabirine, başka bir film için hazırlık yaparken Gazze Şeridi'nden gelen haberlerden derinden etkilendiği belirterek, devam eden bir soykırım sırasında sanatın ve hikaye anlatıcılığının amacını sorguladığını söyledi.
- 'Hikayelerimizi anlatmak bizim ve gençlerin görevi'
Genç yönetmenlerin kendi hikayelerini kendilerinin anlatması gerektiğini vurgulayan Hania, 'Çünkü hikayelerimizi anlatmazsak, başkaları bizim için anlatacak. Genel olarak bu iyi bir şey değil. Hepimiz biliyoruz ki Arap, Müslüman ve özellikle Filistinlilerin tasviri pek iyi değil. Bu yüzden hikaye anlatma sanatında ustalaşmak, hangi dünyada yaşadığımızı anlamak ve hikayelerimizi anlatmak bizim ve gençlerin görevi.' şeklinde konuştu.
Kaouther Ben Hania, bilgiye kolay ulaşılan bir dünyada yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti:
'Çok fazla bilgiye sahip olduğunuzda sanki hiçbir bilginiz yokmuş gibi oluyor çünkü insanlar unutabiliyor. Bir 'son dakika' haberi, başka bir son dakika haberini silebilir. Biz böyle yaşıyoruz. Bu yüzden benim için sinema, edebiyat, sanat, sosyal medyanın da neden olduğu bu amnezi durumuna düşmemek için hatırlamamız gereken yerler, bir yayın akışı var. Dün, hatta bir saat önce ne gördüğünü unutuyorsun. Bir film, izleyip bir iki saat boyunca başkasının hayatını yaşadığında, başka bir deneyim yaşatıyor, çünkü bir insanın deneyimini yaşıyorsun. Bu yüzden herhangi bir son dakika haberinden çok daha güçlü.'
İnsan beyninin genellikle soyut sayılarla boğuştuğuna ancak bireysel hikayelerle derin bir bağ kurduğuna değinen Hania, 'Hikaye için en uygun tek alanda yapmaya karar verdim. Bu hikayede herhangi bir kurgu yok. Bu gerçeklik. Kurgudan çok daha ileri bir gerçeklik. Bu gerçeği anlamlandıramazsınız çünkü en trajik senaryo bile bundan daha fazlası ya da buna yaklaşan bir şey olamaz. Hikaye oradaydı. Aslında ben yazmadım. Sadece yaşanan olaylara sadık kaldık. Bu gerçekten etkileyiciydi.' dedi.
Yönetmen Hania, filmin temel amacının yalnızca olanları açıklamak değil aynı zamanda insanlara deneyim hissettirmek olduğunu vurgulayarak, sinemanın empatiyi teşvik etmek ve izleyicinin 'Hind'in sesini unutmamasını' sağlamak için en güçlü araç olduğunu kaydetti.
- Kaouther Ben Hania
Tunus'taki Ecole des Arts et du Cinema'da (EDAC) eğitim gören başarılı yönetmen daha sonra Paris'te La Femis ve Sorbonne'da eğitimine devam etti.
Tunuslu yönetmen Hania, öğrencilik yıllarında kısa film çalışmaları yapıp, yönetti, belgesel ve kurgu çalışmalarıyla çok sayıda ödül aldı.
'The Voice of Hind Rajab'ın senaryosunu yazıp yönetmen koltuğuna oturan Hania, 'Derisini Satan Adam' (The Man Who Sold His Skin) yapımıyla 'En İyi Uluslararası Uzun Metraj' kategorisinde Oscar ödülüne aday gösterildi.
'The Voice of Hind Rajab' filmi 7 Eylül'de düzenlenen 82. Venedik Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü 'Gümüş Aslan'ı kazandı.
Yapımda Amer Hlehel, Clara Khoury, Motaz Malhees ve Saja Kilani rol alırken, Brad Pitt, Joaquin Phoenix, Rooney Mara, Alfonso Cuaron ve Jonathan Glazer gibi uluslararası isimler projeye destek verdi.




