TBMM (AA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı atanmış bir vali değildir, bağımsız bir Türk devletinin adil ve özgür seçimler sonucu seçilmiş devlet başkanıdır.' dedi.

Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, KKTC'nin 6'ncı Cumhurbaşkanı seçilen Tufan Erhürman'ı tebrik ederek başladı.

Seçim sürecinde Türkiye'den bazı siyasi aktörleri esefle izlediklerini anlatan Dervişoğlu, 'KKTC'nin bağımsızlığına önce Türkiye'nin saygı duyması gerektiğini' belirtti.

'KKTC Cumhurbaşkanı atanmış bir vali değildir, bağımsız bir Türk devletinin adil ve özgür seçimler sonucu seçilmiş devlet başkanıdır.' diyen Dervişoğlu, şöyle konuştu:

AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ercan, Sivas'ta Konuştu:
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ercan, Sivas'ta Konuştu:
İçeriği Görüntüle

'Yapılan seçimleri federasyon ile bağımsız devlet arasında bir referandum gibi sunmak, hadiseyi bu şekilde ele almak düşmanları sevindirmek, Türkiye için de bir mağlubiyet algısı yaratmaktır. Okumadıkları, okuyup anlamadıkları, anlayıp da inanamadıkları tarihi gerçeği tekrarlayayım ki o pamuk ipliğine bağlı milli özgüvenleri öğrensin. Kıbrıs Türk halkının bir devleti vardır ve garantörü de Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu hakikat öylesine köklü, öylesine güçlüdür ki ne tek bir seçimle değişir ne de değiştirmeye kimsenin gücü yetebilir. Devlet aklı ve ahlakı olanlar bunu bilir ve buna dikkat ederek söylem üretirler.'

Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda dün kabul edilen Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 30 Ekim 2025'ten itibaren 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresine ilişkin görüşlerini de paylaştı.

Suriye ile ilgili yapılacak herhangi bir anlaşmanın, Türkiye'nin toprak ve nüfus güvenliğinin hilafına olmasının asla kabul edilemeyeceğini dile getiren Dervişoğlu, tezkereye ilişkin sorular yöneltti. Dervişoğlu, Türkiye'nin gözetiminde bir mekanizma kurulmasının elzem olduğunu, aksi durumda büyük zafiyetlerin ortaya çıkacağını belirtti.

Ekonomi politikalarını eleştiren Dervişoğlu, bu yıl faiz giderlerinin 40 milyar dolara yükseldiğini anlattı. Dervişoğlu, 'Yani artış yüzde 82'dir. Çocukların öğle yemeğinden kesmişsin, emeklinin hak ettiği maaşına el koymuşsun, ödediğimiz onca vergi, damga vergisi, ÖTV, KDV toplamışsın. Türk insanını, üreticimizi, çiftçimizi, işçimizi değil, faiz baronlarını abad etmişsin.' dedi.

Çiftçiye ayrılan tarımsal destek tutarını hatırlatan Dervişoğlu, şunları söyledi:

'Tarımsal destek sadece 4,9 milyar dolardır. Oysa 2006 tarihli Tarım Kanunu açıktır. Devlet, çiftçiye milli gelirin en az yüzde 1'i oranında destek vermek zorundadır. Türkiye'nin milli geliri 1,5 trilyon dolardır. Bunun yüzde 1'i, 15 milyar dolar eder. Ama bu hükümet, çiftçiye yasal hakkının üçte birini bile vermiyor. Tarımdaki bu tablo yalnızca bir ihmal değil, bir tercihtir. Bu, üretimi değil ithalatı, çiftçiyi değil faizi tercih eden bir anlayıştır. O sebeple, tarlalar boş, haralar sessizdir. Çiftçi kazanamaz durumdadır. Tüketiciler ise markette ve pazarda gıdaya ulaşamaz hale gelmiştir.'

- 'Suç varsa elbette cezasız kalmamalı'

Dervişoğlu, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne yönelik eleştirilerde bulunarak, faizi besleyen değil üretimi büyüten, ithalatı değil istihdamı destekleyen bir bütçe istediklerini söyledi.

Bütçe verilerini sıralayan Dervişoğlu, 'Bu bütçe açığıyla bu enflasyon nasıl o seviyeye düşecek? Rakamlar yalan söylemez ama bu bütçe yalan söylemekten imtina etmiyor. Çünkü 2026 rakamlarının gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok.' ifadesini kullandı.

Usulsüzlük iddiasıyla açılan bazı soruşturmalara değinen Dervişoğlu, Meclis'te bu konuda araştırma komisyonu kurulmasını ve soruşturmalarla ilgili tüm aktörlerin iş ve işlemlerinin denetlenmesi gerektiğini belirtti.

Dervişoğlu, kamu gücünü kullanarak 'manipülasyon yapan' herkesin hesap vermesi ve denetimin her aşamasının milletle paylaşılması gerektiğini kaydetti.

Bazı belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturmalarına da değinen Dervişoğlu, 'Suç varsa elbette cezasız kalmamalıdır ancak adaletin tecellisi geciktirilmemelidir. Aksi ispat edilinceye kadar herkes masumdur. Bu nedenle tutukluluğun bir tedbir olmanın ötesinde cezaya dönüştürülmemesi gerekmektedir.' diye konuştu.

Dervişoğlu, DEM Parti tarafından Diyarbakır'da düzenlenen yürüyüşü eleştirerek, 'Bizim de tavrımız bellidir. Biz 'kardeşlik, eşitlik, hürriyet, cumhuriyet' diyeceğiz. Ey yanlış yolun şaşkın yolcuları, size rağmen Türk vatandaşlığını parçalatmayacağız. Kalkınmış, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni elbirliğiyle, Türkmen'iyle, Kürt'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle büyük Türk milleti olarak biz payidar kılacağız.' dedi.