VAN (AA) - MESUT VAROL/ALİ ÇELİK - Van'ın Gürpınar ilçesindeki İremir Höyüğü'nde yürütülen kazı çalışmalarında yaklaşık 5 bin yıllık olduğu değerlendirilen Erken Tunç Çağı'na ait karbonlaşmış arpa taneleri bulundu.
Otbiçer Mahallesi'ndeki höyükte Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 2020 yılında başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor.
Van Müzesi başkanlığında, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanifi Biber'in bilimsel sorumluluğunda yürütülen çalışmalarda arkeolog, antropolog ve sanat tarihçilerinden oluşan 15 kişilik ekip yer alıyor.
Geçen yıllarda Erken Tunç Çağı'na ait depo alanını tespit eden kazı ekibi, bu yıl da aynı noktada fırın ve çömleklerin olduğu mutfak bölümünü ve bu bölümdeki alt ve üst ezgi (öğütme) taşlarını, küçükbaş hayvan kemiklerini, kırık bir küpün içinde ve çevresinde 5 bin yıllık olduğu değerlendirilen arpa tanelerini ortaya çıkardı.
Elekten geçirilerek muhafaza altına alınan, Erken Tunç Çağı'na ait karbonlaşmış arpa taneleri, laboratuvar ortamında incelenecek.
- 'Bulgular buranın tarımsal anlamda önemli bir merkez olduğunu gösteriyor'
Prof. Dr. Biber, AA muhabirine, şu ana kadar farklı dönemlere ait 8 tabakayla karşılaştıkları höyüğün bölgede kazısı devam eden en eski yerleşim yeri olduğunu söyledi.
Höyüğün asıl tabakalarının Karaz (Doğu Anadolu'dan Güney Kafkasya'ya uzanan coğrafyada Erken Tunç Çağı'na ait kültür) ya da Erken Transkafkasya denilen kültürün yaşam alanını oluşturduğunu belirten Biber, şunları kaydetti:
'Bu yılki çalışmalarımızda 2023'te açtığımız depo mekanının çevre temizliği sırasında, mekanın kuzey duvarına bitişik durumda bir fırın ve çömlekler tespit ettik. Bu in situ (Arkeolojide bir buluntunun, gündelik yaşamda kullanıldığı yerde ele geçmesi) haliyle korunmuş olduğundan bizim için çok önemli. Mutfak bölümünün yanında yer alan ve daha önce izinsiz kazlarla açılmış olan alanda yürütülen temizlik ve sondaj kazısında biraz daha derine inildi, orada da sondaj kesitinde taş temel üzerine kerpiçle devam eden bir duvar olduğunu gördük. Bu alanda muhtemelen Geç Kalkolitik Çağ'a tarihlendirilebilecek seramik parçaları çıktı. Bu da bizim için çok önemli.'
Kazılar sürdükçe yeni bulguların gün yüzüne çıktığını dile getiren Biber, 'İremir Höyüğü'nün konisine yakın bir diğer açmada ise bir depo mekanı olduğunu düşündüğümüz yapının kalıntılarını bulduk. İçerisinde, oldukları yerde parçalanmış büyük boyutlu küpler ele geçti. Sanırım burası, höyüğün en geç tabakasına ait depo alanıdır. Depo mekanlarının yanında da alt ve üst ezgi taşları, obsidiyen (cam kaya) kesici ve delici aletler ile kemik aletler bulundu. Bu bulgular, bize İremir Höyüğü'nün tahmin ettiğimizden çok daha önemli bir merkez olduğuna işaret ediyor. Elde ettiğimiz bulgular, genelde Van Gölü çevresinin özelde de Gürpınar Ovası'nın dip tarihine ışık tutacak bilgiler sunduğu için çok önemli.' ifadelerini kullandı.
Bulguların medeniyetlerin sosyal yaşantısına ilişkin de bilgi sunduğunu anlatan Biber, '2020'de kaçak kazı yapılan çukurun kenarında karbonlaşmış buğdaylar bulmuştuk. Bu yılki çalışmalarımızda parçalanmış küpün yanında arpalar ele geçti. Bu bulguların yanı sıra en son açmamızda ortaya çıkardığımız büyük küpler, bize buranın tarımsal anlamda önemli bir merkez olduğunu gösteriyor.' dedi.
Biber, kazı çalışmalarına destek veren Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Van Valiliği, Van YYÜ Rektörlüğü, Gürpınar ve Edremit kaymakamlıklarına teşekkür etti.
- 'Bu coğrafyadaki en erken yerleşim yeri kazısı burada yapılıyor)
Van YYÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz ise kazıda ortaya çıkan kemiklerin Urartu öncesi tarım ve hayvancılıkla ilgili önemli bilgiler verdiğini belirtti.
Höyüğün bölgede kazısı devam eden en eski yerleşim yeri olduğunu vurgulayan Yılmaz, 'Aşırı derecede küçükbaş hayvan yetiştiriciliği var. Az sayıda büyükbaş hayvan izine rastladık. Yaban hayvanı konusunda şu ana kadar net olarak tespit ettiğimiz yaban keçisi, kızıl geyik ve bir ayının parçalarını gördük. Ayı, derisi için avlanmış olabilir. Her katmanda çıkan çanak, çömlek, ezgi taşları ve arpaları değerlendiriyoruz. Katmanları inerek bu yoğunluğun nasıl olduğunu belirleyeceğiz. Bölgede genellikle Urartu kaleleri ve nekropollerinde (mezarlık) kazılar yapılıyor ama bu coğrafyadaki en erken yerleşim yeri kazısı burada yapılıyor.' diye konuştu.





