Genel devlet açığı düştü! Harcamalar ve gelirler arttı
Genel devlet açığı düştü! Harcamalar ve gelirler arttı
İçeriği Görüntüle

İSTANBUL (AA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Arap dünyasını daha müreffeh hale getirmenin yolunun bir araya gelmek ve bir arada durmak olduğunu belirterek, 'Sanayi, turizm ve tarımda, Arap ülkelerinin sermaye birikimleriyle Türk özel sektörünün üretim tecrübesini bir araya getirmeliyiz. Ayrıca Arap ülkelerinde de ortak yatırımlar gerçekleştirebiliriz.' dedi.

Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen 16. Türk-Arap Ekonomi Forumu (TAF16) bu yıl 'Dünyayı Bağlayan 3 Köprü' temasıyla İstanbul Four Seasons Bosphorus Otel'de başladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in basına kapalı gerçekleşen konuşmasıyla başlayan forum, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Furkan Karayaka, Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki, Arap Odalar Birliği Genel Sekreteri Khaled Hanafy ve Al-Iktissad Wal-Aamal Group İcra Kurulu Başkanı Walid Abou Zaki'nin açılış konuşmalarıyla devam etti.

Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, kritik bir dönemde ama doğru zamanda bir araya geldiklerini kaydederek, dünyanın adeta bir ateş çemberinden geçtiğini söyledi.

İsrail'in saldırgan politikalarının bölgede huzur ve istikrarı tehdit ettiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, aynı zamanda Suriye'deki normalleşme sürecini büyük bir memnuniyetle takip ettiklerini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, 'Elbette Arap ülkelerinin de Suriye'ye sağlayacağı destek ve yardımlarda, buradaki ekonomik kalkınma çabalarına ivme katacaktır. Bizler, bu coğrafyanın kadim ve köklü milletleriyiz. İnancımız gereği, birbirimizi kardeş olarak görmeliyiz. 'Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap var' öğüdüne uygun davranmalı ve ortak hareket edebilmeliyiz. Bu çerçevede, son yıllarda Arap ülkeleriyle ticari ilişkilerimizin gelişmesinden memnuniyet duyuyoruz. Ancak çok daha iyisini yapacak potansiyelimizin, mevcut olduğuna da inanıyoruz. Zira aramızdaki ticaret ve yatırım hacminin, olması gerek seviyenin altında kaldığını görüyoruz.' şeklinde konuştu.

- 'Türkiye ve Arap dünyasını daha müreffeh hale getirmenin yolu bir araya gelmek'

Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Arap dünyasını daha müreffeh hale getirmenin yolunun bir araya gelmek ve bir arada durmak olduğunu vurguladı.

Hisarcıklıoğlu, bunun yolunun da ticareti artırmak olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'En somut örnek, işte yanı başımızda. Asırlarca birbirine düşman olan Avrupa devletleri, birbirleriyle yaptıkları ticareti artırarak birlikte zenginleştiler. AB ülkeleri, dış ticaretlerinin yüzde 70'ini birbirleriyle yapıyorlar. Böyle bir ekonomik işbirliği kurmanın ilk şartı, gerekli hukuki zemini oluşturmak. İşte bu vizyon doğrultusunda, İslam Ticaret ve Kalkınma Odasıyla, İstanbul'da Tahkim Merkezi kurduk. Bunu, ülkelerimizdeki iş çevrelerine daha iyi tanıtmalı, kullanmalarını teşvik etmeliyiz. Daha fazla ticaret yapabilmek için, sınır geçişlerini de kolaylaştırmalıyız Zira iş insanları, en rahat ulaşabildikleri ülkeyle ticaret ve yatırım yapar. Biz Türkiye'de bu konuda, başarılı bir çalışma gerçekleştirdik'

57 İslam ülkesi başta olmak üzere farklı coğrafyalardaki kara gümrük kapılarını modernize etmeyi amaçladıklarını bildiren Hisarcıklıoğlu, malların serbest dolaşımı için İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde başlatılan Tercihli Ticaret Anlaşması'nın çok önemli adım olduğunu ve bunun kapsamının daha da genişletilmesi gerektiğini dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, 'Sanayi, turizm ve tarımda, Arap ülkelerinin sermaye birikimleriyle Türk özel sektörünün üretim tecrübesini bir araya getirmeliyiz. Ayrıca Arap ülkelerinde de ortak yatırımlar gerçekleştirebiliriz.' diye konuştu.

- 'Son 20 yılda Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ekonomik bağların daha güçlü ve derin hale geldi'

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Karayaka da son 20 yılda Türkiye ve Arap ülkeleri arasındaki ekonomik bağların daha güçlü ve derin hale geldiğini vurgulayarak, iki taraflı ticaretin 2024'te 75 milyar düzeyine ulaştığını, 27 binden fazla Arap sermayeli şirketin Türkiye'de faaliyetleri bulunduğunu, 2024'te Arap ülkelerinden 4,5 milyon ziyaretçinin Türkiye'ye geldiğini bildirdi.

Karakaya, Türkiye'deki yatırım ortamına ve uluslararası doğrudan yatırım konusuna değinerek, 'Son 20 yıla baktığımızda Türkiye, 282 milyar dolardan fazla yabancı yatırım çekmiştir. 30 yıl önce bu düzey 15 milyar dolardı. Geçen yıl Türkiye'ye yaklaşık 400 doğrudan yabancı yatırım projesi başlatıldı. 14 milyar dolarlık sermaye yatırımı yapıldı ve yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlandı. Bu yılın ilk 7 ayında Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin 8,4 milyar dolar düzeyine ulaştığını görüyoruz, bu da geçen yıl aynı dönemine kıyasla yüzde 32'lik artış anlamına geliyor.' dedi.

Türkiye'nin dünyanın önemli yatırım merkezlerinden biri olduğunu ve ülkenin yatırımcılara fırsatlar sunduğunu aktaran Karakaya, Türkiye'nin yatırımcılar için stratejik bir platform sunduğunu, büyük ve dinamik bir iç pazarı bulunduğunu, her yıl yüz binlerce profesyonelin iş gücüne katılarak yatırımcılar için sağlam bir insan kaynağı havuzu sunduğunu belirtti.

Karakaya, Türkiye'ye yatırım yapma nedenlerinden bahsederek sözlerini şöyle tamamladı:

'Türkiye, yatırımcılar için bölgedeki en kapsamlı teşvikleri sağlayan ülkelerden biri. Sosyal güvenlik ödemelerinde destek veriyor, KDV'de muafiyet veriyor, gelir vergisinde indirim sağlıyor. Serbest ticaret bölgelerine ek olarak gümrük muafiyetleri ve daha basitleştirilmiş prosedürler gibi çeşitli imkanlar sağlıyor. 740'tan fazla global şirket Türkiye'deki teknoparklarda faaliyette bulunuyor. Bu durum, ekosisteme katkıda bulunarak çeşitli fintek oyun ve e-ticaret unicornları ortaya çıkarmıştır. Türkiye, aynı zamanda kendini inovasyon merkezi olarak konumlandıran bir ülke. İstanbul'da ve diğer büyük şehirlerde modern bir altyapı, global bağlantılar, dinamik bir yaşam tarzı var. Bu sayede hem sermaye hem de iş gücü Türkiye'ye geliyor. Bu sayede Türkiye, ölçek, istikrar ve stratejik erişim sunan bir ülke haline geldi. Yatırımcılar Türkiye'yi yatırım ve güvenli büyüme amaçlı bir ülke olarak görüyorlar. Ayrıca Türkiye, yatırım iklimini modernleştiriyor, kendisini dünyanın önemli merkezlerinden biri olarak konumlandırıyor. Arap ülkelerindeki partnerlerimiz açısından bu bir fırsat. Sadece ticaret fırsatı değil, aynı zamanda geleceğe yönelik köprü inşa etme fırsatı.'

- 'Türkiye ile ticaret düzeyimizi artırmamız gerekiyor'

Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Zeki de toplantıda bulunma nedenlerini Arap ülkeleri ile Türkiye arasındaki işbirliğini geliştirmenin yeni yollarını bulmak olduğunu anlattı.

Zeki, Arap dünyası ve Türkiye'nin derin ilişkileri sayesinde daha kapsamlı stratejik işbirlikleri oluşturmalarının mümkün olduğunu ifade ederek, Türkiye ile ticaret düzeylerini artırmaları gerektiğini söyledi.

İki tarafın da çıkarlarını gözeten ilişkiler oluşturmayı amaçladıklarını anlatan Zeki, 'Ortaya çıkan küresel zorlukları birlikte aşabilmeyi umuyoruz. Bunu yaparken bazı ülkelerdeki altyapıları yeniden oluşturabiliriz ve ülkelerin daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlayabiliriz. İşte ele alınması gereken bu temel konular bizim burada yapacağımız görüşmeler için arka plan oluşturmalıdır. Bu sayede bu bölgede entegrasyonu artırabiliriz, tarafların birbirini tamamlamasını sağlayabiliriz, lojistik olarak bağlantıyı artırabiliriz ve enerji gibi konularda daha sağlam ağlar oluşturabiliriz. Arap dünyası ve Türkiye arasındaki ilişkiler ele alınırken aynı zamanda ekonomik, siyasi ve etik konulara da dikkat etmemiz gerekiyor.' diye konuştu.

- Forumun bir sonraki toplantısı Mayıs 2026'da Kuveyt'te gerçekleştirilecek

Arap Odalar Birliği Genel Sekreteri Hanafy de bu forum ile Türkiye ve Arap dünyasındaki özel sektörün bir araya geldiğini belirterek, söz konusu ülkelerdeki özel sektörün gayrisafi yurt için hasılanın yüzde 75'ini oluşturduğunu kaydetti.

Hanafy, 'Türkiye ve Arap dünyası arasındaki iş hacmini ve ticaret hacmini artırmak temel amaç değil aslında, temel amacımız farklı. Bizim tek amacımız ticaret hacmini artırmak değil. 60 milyar dolar dedik mesela, 60 milyar dolar derken, biz buna 60'a, 70'e ve 80'e çıkarmayı amaçlamıyoruz. Tabii ki artarsa memnuniyetle karşılarız ama bizim asıl amacımız, stratejik işbirliklerinin artması. Yani yeni bir çalışma biçimi, yeni bir bakış açısı istiyoruz.' ifadelerini kullandı.

Küreselde korumacı yaklaşımların benimsendiğini aktaran Hanafy, bölgesel iş birliklerinin daha sıkı olması gerektiğini dile getirdi.

Hanafy, 'Türkiye, Arap ülkesinin gerçek bir komşusudur, dostudur. Türkiye ile beraber çalışmak, sadece bizim menfaatimiz arasında değil, Türkiye'nin menfaatleri açısından da önemli. Çünkü bu stratejik bir bağ. Türkiye, Afrika'ya yakın bir bölge. Aynı zamanda tabii Asya'ya yakın bir bölge. Bu yüzden stratejik iş birlikler için müthiş fırsatlar var.' dedi.

Al-Iktissad Wal-Aamal Group İcra Kurulu Başkanı Walid Abou Zaki ise Arap dünyası ile Türkiye arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesi gerektiğini ifade ederek, 'Bu bölgede zorluklar var ancak bu zorluklar bizim önümüzdeki fırsatları azaltmıyor, tam tersi artırıyor. Türk ve Arap ekonomileri için ciddi bir dönüşüm dönemini karşımıza çıkarıyor. Bizim amacımız bu koridorun ciddi bir güç haline gelmesini sağlamak. Dünya ekonomisinde önemli bir oyuncu olmak istiyoruz. Bu yolda ilerlerken artık elimizde bir reform imkanı var. Kendi menfaatlerimizi göz önünde bulundurarak ilerleme fırsatı var.' dedi.

Zaki forumun bir sonraki toplantısının Mayıs 2026'da Kuveyt'te gerçekleştirileceğini duyurdu.