HALEP (AA) - AHMET KARAAHMET - Suriye'nin Halep iline bağlı Münbiç ilçesinde, Sultan 2. Abdülhamid döneminde inşa edilen tarihi Osmanlı hamamı, tüm yıkıma rağmen ayakta kalmayı başararak, kent merkezinin en önemli kültürel mirasları arasında yerini koruyor.

Yıllar süren savaş ve son olarak 2023'teki deprem nedeniyle ağır hasar gören yapı, hem mimari özellikleri hem de tarihi değeriyle dikkati çekiyor.

Sultan 2. Abdülhamid'in emriyle 1900-1910 yılları arasında inşa edilen, kentin Osmanlı yadigarı, hem bölge halkının hafızasında hem de Suriye-Türkiye ortak tarihinin canlı bir tanığı olarak halen ayakta olsa da restore edilmeyi bekliyor.

Hamam, Suriye'deki halk ayaklanmalarından önce düğün, nişan ve dini bayramlar gibi kültürel etkinliklerde bölge halkının bir araya geldiği önemli bir mekandı.

1516'dan 1921'e kadar fiilen Osmanlı idaresinde kalan Münbiç ilçesinde yer alan bu hamam, geleneksel Osmanlı mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtıyor.

Evlerde özel banyoların bulunmadığı dönemde hem kadın hem de erkeklerin kullandığı hamam, uzun yıllar boyunca şehrin en önemli sosyal ve kültürel merkezlerinden birisi olarak hizmet verdi.

Hamamda sırasıyla dışarı 'Berani' ve içeri 'Cevani' gibi geleneksel bölümler yer alırken, yapının inşasında Suriye'nin kerpiç tuğla ile beyaz taşları kullanıldı.

- 'Hamam Osmanlı döneminden kalan değerli bir mirastır'

Münbiçli yerel tarihçi Muzaffer Ebu Zalam, şehrin Osmanlı mirasına dikkati çekerek, hamamın savaş yıllarında halk tarafından korunduğunu ve günümüzde arkeolojik eserler için güvenli alan haline geldiğini belirtti.

Münbiç'in tarih boyunca 'su ve ipek şehri' olarak bilindiğini dile getiren Ebu Zalam, 'Her evin altında su kuyusu vardı. Toprağı verimliydi, şairlere ilham verdi, alimler ve hekimler yetiştirdi. Bu hamam da Osmanlı döneminden kalan değerli bir mirastır. Halk, savaşta bu yapıyı korumayı başardı.' şeklinde konuştu.

Ebu Zalam, şehirdeki Ulu Cami'nin Sultan 2. Abdülhamid döneminde, 1902 yılında inşa edildiğini ve caminin Osmanlı dönemine ait minberinin 1986 yılına kadar kullanıldığını belirtti.

Osmanlı hamamının ileride Münbiç Müzesi'ne dönüştürülmesinin planlandığını aktaran Ebu Zalam, 'Bir Münbiçli olarak bu eserlerin çalınmadan, burada korunuyor olmasından büyük huzur duyuyorum. Münbiç, sadece su ve ipek şehri değil, 360'tan fazla alim yetiştirmiş bir ilim merkezidir.' ifadesini kullandı.

Devrik rejimin yıkılmasının ardından, 'Barış için Miras' adlı sivil toplum kuruluşuyla işbirliği içinde yürütülen çalışmalar kapsamında, kentte ortaya çıkarılan değerli arkeolojik eserler Arkeoloji Müdürlüğü tarafından güvenli bir şekilde korunmak üzere tarihi Osmanlı hamamına taşındı.

- 'İlçede çoğu eser yağmalandı'

Antalya'da tur minibüsüyle çarpışan servis aracında 9 öğrenci yaralandı
Antalya'da tur minibüsüyle çarpışan servis aracında 9 öğrenci yaralandı
İçeriği Görüntüle

Klasik arkeoloji uzmanı araştırmacı ve akademisyen Abdülvehhab el-Şeyh, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Münbiç'in zengin bir tarihi mirasa sahip olduğunu söyledi.

Kentin farklı dönemlere ait pek çok eseri barındırdığını ifade eden Şeyh, bu eserlerin detaylı bir envanterle kayıt altına alındığını aktardı.

Münbiç'in tarih boyunca Hierapolis, Bambyce, Edessa ve Mabbug gibi farklı adlarla anıldığını hatırlatan Şeyh, kentin Asur, Hitit, Arami, Yunan, Roma ve Bizans medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını belirtti.

Şeyh, savaş yıllarında kentteki birçok arkeolojik alanın zarar gördüğünü kaydederek, 'İlçede çoğu eser yağmalandı, bazıları ise kara borsada satıldı. 2017 yılında kurulan Eski Eserler Müdürlüğü ile bu eserlerin önemli bir kısmını mevcut imkanlarla toparladık. Uluslararası kurumlarla iş birliği içinde bunları kayıt altına aldık.' diye konuştu.