Doha Zirvesinden Katar’a Güçlü Destek Mesajı
Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) – Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin ardından yayımlanan bildiride, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı sert bir dille kınandı. Bildiride, bu saldırının yalnızca Katar’a değil tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir tehdit olduğu vurgulandı.
Bildiride, Katar’ın egemenliğinin açıkça ihlal edildiği, bu durumun bölgesel barışa ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi. Arap ve İslam ülkeleri, Katar’ın Birleşmiş Milletler (BM) Şartı çerçevesinde İsrail saldırısına karşı atacağı tüm adımlarda yanında olduklarını ilan etti. İsrail’in Katar’ı ya da herhangi bir Arap ve İslam ülkesini yeniden hedef alabileceğine dair tehditler ise “kesinlikle reddedildi.”
Zirve sonrası açıklanan 25 maddelik bildiride, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısının, BM üyesi bir Arap ve İslam devletine karşı açık bir saldırı olduğu belirtildi. 9 Eylül 2025’te Doha’da konut, okul ve diplomatik misyonların hedef alındığı saldırının çok sayıda can kaybı ve yaralanmaya yol açtığı hatırlatıldı. Bu saldırının, Katar’ın bölgesel arabuluculuk çabalarını da baltaladığı kaydedildi.
Arap ve İslam ülkeleri, Katar’ın bu saldırı karşısında sergilediği “sorumlu ve hukuka bağlı” tutumu takdir ettiklerini bildirerek, Gazze’deki savaşın sona erdirilmesi, ateşkesin sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması için Katar’ın yürüttüğü diplomatik çabaların önemine vurgu yaptı.
Bildiride ayrıca, İsrail’in bölgede “yeni fiili durumlar yaratma” girişimlerine karşı durulması gerektiği yinelendi ve uluslararası topluma, İsrail’in Katar’a ve diğer bölge ülkelerine yönelik tehditlerini kınama ve caydırıcı önlemler alma çağrısı yapıldı.
Zirvede; Filistin halkının meşru haklarının korunması, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması, Gazze’nin yeniden inşası ve İsrail’in işgal altındaki topraklardaki uygulamalarına son verilmesi yönünde uluslararası adımlar atılması gerektiği de vurgulandı.
Bildirinin sonunda ise, zirveye ev sahipliği yapan Katar’a ve Emir Şeyh Tamim bin Hamad El Thani’ye “derin şükran” ifade edilerek, Katar’ın bölgedeki istişare ve uzlaşma çabalarındaki rolüne dikkat çekildi.
