ATİNA (AA) - Eski Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Büyükelçi Egemen Bağış, 'Türkiye, AB'nin güvenlik alanında güçlü bir aktör olma hedefini memnuniyetle karşılamaktadır. Biz katkı sağlamaya hazırız, yalnızca bir komşu olarak değil, bir NATO müttefiki, stratejik ortak ve bir aday ülke olarak da.' dedi.
Bağış, bu yıl 5'incisi düzenlenen Selanik Metropolitan Zirvesi'ne konuşmacı olarak katıldı.
Zirve'nin düzenlendiği Selanik kentinin yüzyıllardır kültürlerin, inançların ve fikirlerin buluşma noktası olduğunu belirten Bağış, 'Selanik aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir devlet adamının da doğum yeridir. Vizyoner bir lider olan Atatürk, ulusumuzu modernleşme ilkelerine bağlamış ve onu Batı ile daha yakınlaştırmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, bugünkü konuşmamın konusu olan Türkiye'nin Avrupa kurumlarıyla etkileşimi yalnızca güncel bir siyasi hedef değil, aynı zamanda Cumhuriyetimizin temeline işlenmiş bir vizyonun devamıdır.' ifadelerini kullandı.
Bağış, bugün Avrupa'nın bir dönüm noktasında olduğunu vurgulayarak, geçmişte kesin gözüken ekonomik ve siyasi yaklaşımların artık kaybolmakta olduğunu ve üç sarsıcı olayın dünyayı yeniden şekillendirdiğini kaydetti.
Dünyayı şekillendiren üç sarsıcı olayı, 'Ukrayna'daki savaş, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından yürütülen Gazze'deki trajik ve insanlık dışı soykırım girişimi ve Suriye'deki rejim değişikliğinin süregelen sonuçları' olarak sıralayan Bağış, 'Her biri, AB'nin yalnızca dışarıya nüfuz etme kapasitesini değil, aynı zamanda iç birliğini ve uyumunu koruma becerisini de sınamıştır.' diye konuştu.
Bağış, Ukrayna'daki savaşın, Avrupa'nın Rus enerjisine bağımlılığını açığa çıkardığına ve savunma sanayisindeki zayıflıkları gösterdiğine dikkati çekerek, 'Gazze'deki soykırım, dış politika bölünmelerinin derin ahlaki zafiyetlerini ifşa ederken, Suriye'deki durum hala mülteci akınları ve güvenlik sorunları doğurmaktadır.' dedi.
- 'Stratejik özerklik bir slogan değildir, bir hayatta kalma stratejisidir'
Birlikte ele alındığında, bu krizlerin Avrupa güvenliğine dair yenilenmiş bir vizyonun aciliyetini vurguladığını belirten Bağış, 'Bu vizyon Avrupa Birliği ile AB dışı müttefikler arasındaki boşluğu kapatmalı ve Avrupa'nın transatlantik ittifaktaki yerini yeniden tanımlamalıdır.' şeklinde konuştu.
Bağış, Avrupa'nın, kendi içinde belirsizlik içindeyken dışarıda bölünmüş olmayı göze alamayacağını kaydederek, AB'nin Stratejik Pusula, Rekabetçilik Pusulası, Avrupa Çip Yasası, REPowerEU, Küresel Geçit stratejisi, ReArm Euro Planı gibi projelerle mevcut duruma uyum sağlamaya çalıştığını belirtti.
Savunma, direnç ve rekabetçiliğin Avrupa'nın geleceğinin kalbinde yer aldığını belirten Bağış, 'Stratejik özerklik bir slogan değildir, bir hayatta kalma stratejisidir.' ifadesini kullandı.
- 'Türkiye, AB'nin güvenlik alanında güçlü bir aktör olma hedefini memnuniyetle karşılamaktadır'
Bağış, konuşmasında AB'nin, Türkiye olmadan gerçekten stratejik özerkliğe ulaşıp ulaşamayacağı sorusunu da irdeleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Türkiye, AB'nin güvenlik alanında güçlü bir aktör olma hedefini memnuniyetle karşılamaktadır. Biz katkı sağlamaya hazırız, yalnızca bir komşu olarak değil, bir NATO müttefiki, stratejik ortak ve bir aday ülke olarak da.'
Türkiye'nin savunma sanayisinin güçlü ve yenilikçi olduğunu vurgulayan Bağış, 'Türkiye, NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahiptir, 2025'te dünyada 9. sırada. Geçen yıl 7 milyar doları aşan savunma ihracatı oldu. Dünyada yeni nesil savaş uçağı üretebilen yalnızca 5 ülkeden biridir. ALTAY tankından MİLGEM fırkateynlerine, ANKA ve TB2 insansız hava araçlarından KAAN savaş uçağına kadar platformlar. Bunlar sadece bizim ulusal varlıklarımız değildir, aynı zamanda potansiyel Avrupa varlıklarıdır.' diye konuştu.
Bağış, tüm bu nedenlerle Türkiye'nin Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) girişimine katılımının opsiyonel değil, zorunlu olduğunu kaydederek, 'SAFE kapsamındaki ortak tedarik projelerine katılma konusunda zaten hazır olduğumuzu ifade ettik. Bizim kadar yetkin ve sağlam bir savunma sanayisine sahipken, Türkiye'yi göz ardı etmekle Avrupa değerli bir müttefiki kaybetme riski ile karşı karşıyadır.' dedi.
- 'Türkiye'yi dışlayan bir Avrupa, kendi güvenliğini ve geleceğini dışlamaktadır'
Bazı AB üye ülkelerinin bu tür işbirliklerini engellemeye devam ettiğini ifade eden Bağış, bunun Avrupa güvenlik çıkarları açısından da zararlı olacağını kaydetti.
Bağış, Türkiye'yi dışlamanın Avrupa'nın savunma ekosistemini zayıflatma ve kendi özerkliğini baltalama anlamına geleceğini kaydederek, 'Tarih göstermiştir ki Türkiye çoğu zaman Avrupa'nın ilk savunma hattı olmuştur. Belli mi olur, Soğuk Savaş boyunca yaptığımız gibi bir gün yine ansızın Avrupa'nın imdadına yetişmemiz gerekebilir. Türkiye'yi dışlayan bir Avrupa, kendi güvenliğini ve geleceğini dışlamaktadır.' diye konuştu.
Türkiye ve AB ilişkisinin güvenlikle sınırlı olmadığını, ticarette de büyük ortaklıkları bulunduğunu belirten Bağış, 'Türkiye olmadan Avrupa'nın enerji güvenliği haritası eksiktir.' dedi.
Bağış, Türkiye'nin Avrupa güvenliğine stratejik katkı yapmasının beklenilmesi ve karar alma mekanizmalarının dışında tutulmasının gerçekçi olmadığını vurguladı.
Türkiye'nin AB güvenlik ve savunma girişimlerine uyumunun ancak Türkiye'nin katılım sürecine yeniden ivme kazandırılmasıyla sürdürülebilir olacağını kaydeden Bağış, 'Türkiye Avrupa'nın komşusu değil. Türkiye Avrupa'dır ve Avrupa'nın geleceğidir.' değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının ardından kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayan Bağış, Türkiye'nin Batı'nın en doğusunda ve Doğu'nun en batısında önemli bir konuma sahip olduğuna işaret etti.
Bağış, Türkiye'nin her zaman ülkeler, kıtalar, enerji kaynakları, arz ve talep arasında bir köprü olduğunu, Türkiye'nin bu konumunun Avrupa için bir avantaj olduğunu belirterek, 'Avrupa bunun avantajından nasıl yararlanacağını bilirse, Türkiye her zaman bir barış elçisi olabilir. Hep de böyle olmuştur.' diye konuştu.