İSTANBUL (AA) - Filistinli oyuncu Saleh Bakri, Anadolu Ajansı Global İletişim Ortağı olduğu '13. Boğaziçi Film Festivali' kapsamında sinemaseverlerle bir araya geldi.

Atlas 1948 Sineması'nda masterclass gerçekleştiren Bakri, festivalin artistik direktörü Enes Erbay'ın sorularını yanıtladı.

Bakri, Filistin'in kuzeyinde bir köyde büyüdüğünden bahsederek, 'Orada bir çocuk için yapacak hiçbir şey yoktu ve babam bir sanatçıydı. Yani köydeki diğer insanlardan farklı olan bir adamla büyüdüm. Bir tür sihirleri vardı. Bir çocuk olarak babamın dünyası benim için büyüleyiciydi.' dedi.

Oyunculuğu bir İsrail okulunda öğrendiğini belirten Bakri, okuldaki arkadaşlarının neredeyse tamamının askerden yeni gelip drama eğitimi aldıklarını aktardı.

Bakri, 'Onların bizi işgal etme deneyimlerini dinlemek zorundaydım. Orada sistemle ve onların kültürel yönüyle nasıl yüzleşeceğimi öğrendim. Benim için bu süreç bir ders oldu ve yüzleşmem orada başladı.' ifadesini kullandı.

Patara Antik Kenti Meclis Binası'nda gençler fikirlerini yarıştırdı
Patara Antik Kenti Meclis Binası'nda gençler fikirlerini yarıştırdı
İçeriği Görüntüle

- 'Oyunculuk konusunda verilen yöntemlere pek inanmıyorum'

Oyunculuğun kişiye has olduğuna işaret eden Bakri, 'Her insan diğerinden farklıdır. Her oyuncunun kendi varlığı, kendi sesi, kendi olayı, kendi sırları, kendi dünyası vardır ve her oyuncu kendi yöntemini, kendi yolunu bulmalıdır. Bu yüzden oyunculuk konusunda verilen yöntemlere pek inanmıyorum.' diye konuştu.

Saleh Bakri, oyuncu yönetmen ilişkisine dair görüşlerini da katılımcılarla paylaşarak, oyuncuları seven yönetmenlerle çalışmanın önemli olduğunu belirtti.

Oyuncuların bir filmde hikayenin ruhu olduğunu vurgulayan Bakri, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Sinema ya da tiyatronun bu gezegende oyuncular olmadan bir yeri olduğuna inanıyorum. Hikayenin sesi, ruhu ve bedeni oyuncudur. Eğer oyuncuyu sevmiyorsanız, onunla çalışmayın. Oyunculara işkence eden yönetmenleri de sevmiyorum. Çünkü işkencenin size özgürlük vereceğine inanıyorlar.'

- 'Sanatı bir direniş biçimi olarak görüyoruz'

Bakri, 'Palestine 36' filminin yönetmeni Annemarie Jacir ile 2007'de tanıştığını ve birlikte dört film yaptıklarını dile getirerek, 'Annemarie ile aramızda tanıştığımızdan bugüne kadar devam eden işbirlikçi, düşünsel, duygusal bir deneyimimiz var.' açıklamasını yaptı.

'Palestine 36'da yaşadığı deneyimle ilgili konuşan Bakri, 'Bu filmle ilgili en farklı olan şey, Gazze'deki soykırım sırasında çekmemizdi. Annemarie ile sanatı bir direniş biçimi olarak görüyoruz. Siyasi düzeyde neredeyse yüzde yüz hemfikiriz. Özgür denize doğru aynı teknedeyiz.' dedi.

- 'Mücadeleyi asla kaybetmeyeceğiz'

Başarılı oyuncu, Filistin için sanat alanında mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:

'Mücadeleyi asla kaybetmeyeceğiz. Onlar halkımızı katletseler de Gazze'de yaptıklarını yapsalar da biz işimize devam edeceğiz. Dünyayı değiştirmeyeceğini biliyorsun ama sanki dünyayı şimdi değiştirecekmişsin gibi davranıyorsun. Çekim sırasında içimizdeki his buydu.'

Türk filmlerinde oynamayı çok istediğini söyleyen Saleh Bakri, 'Türkiye harika. Çok çeşitliliğe sahip ve çok kadim. Bu açıdan Filistin'e çok benziyor ama daha büyük ve daha çeşitli. Burada olmayı, bir şeyler yapmayı çok isterim. Umarım bir gün buradaki yönetmenlerden biri benimle çalışmak ister ve beni heyecanlandıran bir senaryoları olur.' ifadelerini sözlerine ekledi.