İSTANBUL/ANKARA (AA) - Gazze Mahkemesinin nihai oturumu kapsamında uzmanlar, Gazze Mahkemesi meclislerinin çalışmalarında İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve ablukası boyunca işlenen uluslararası suçlar, bu süreçteki hukuki başarısızlıklar ve küresel eylemsizlikler gibi konuları ele aldı.
İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan küresel ve bağımsız girişim Gazze Mahkemesinin İstanbul'da düzenlenen nihai oturumu kapsamında 'Gazze Mahkemesi Meclislerinin Çalışmalarına Genel Bakış' konulu oturum düzenlendi.
ABD'deki Boston Üniversitesi Hukuk Fakültesinden hukuk profesörü ve Uluslararası İnsan Hakları Kliniği direktörü Susan Akram, 1. Meclisin çalışmaları kapsamında uluslararası hukuki çerçevelerde var olan boşluklara dikkati çekti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) dahil olmak üzere, çeşitli kuruluşlarda bu boşluğun görüldüğünü ifade eden Akram, Gazze Mahkemesinin amacının, 'var olan yasal çerçeve ve mahkemelerde soykırım, etnik temizlik ve sivil nüfusa yönelik hedefli teknoloji kullanımı gibi konulardaki zayıflıkları tespit etmek' olduğunu dile getirdi.
Akram, Meclisin, Filistinli kuruluşlar, bölgesel ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarından kapsamlı ifadeler sunulduğunu, Gazze'deki soykırımın ve süregelen baskının kökündeki sebepleri detaylandırdığını ifade etti.
Uzmanların, soykırımı apartheid ve Filistinlilerin egemenliğinin inkarıyla bağdaştıran örüntüler bulduklarını kaydeden Akram, bu belgelerle Gazze'deki abluka sürecinde keyfi gözaltına almalar ve işkencelerin olduğu, Gazzelilerin su, gıda ve tıbbi yardım gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakıldığına ilişkin bulguların yer aldığını belirtti.
Akram, 'Genel olarak karşı karşıya olduğumuz zorluk, en önemli görevi olan soykırım gibi en kötü uluslararası suçu önlemek ve durdurmakta tamamen başarısız olan uluslararası ekosistemle ilgilidir.' dedi.
- 'Uluslararası sistem Filistin'deki soykırımı durdurmayı başaramadı'
ABD'li insan hakları avukatı ve eski BM yetkilisi Craig Mokhiber, 'Uluslararası İlişkiler ve Dünya Düzeni'ni ele aldı ve bu kapsamdaki çalışmalardan bahsetti.
Meclis'in yıllardır süregelen 'sömürgeci mülksüzleştirmeyi ve küresel siyasi yapıların devam eden etkilerini' incelediğini aktaran Mokhiber, burada 'yerleşimci-sömürgeci gücün' yerleşik yapısının vurgulandığını belirtti.
Uluslararası toplumun soykırıma yaklaşımı üzerinde duran Mokhiber, 'İsrail'in suçlarının canlı bir şekilde yayımlanmasına rağmen uluslararası sistemin açık beyanı Filistin'deki soykırımı durdurmayı başaramadı.' diye konuştu.
Gianni Pinoni'nin araştırmalarının, ABD de dahil olmak üzere küresel güçlerin 'etkili ateşkes önlemlerinin' alınmasını engellemedeki rolünü gösterdiğini belirten Mokhiber, Phyllis Bennis'in ise İsrail'in politikalarının apartheid dönemindeki Güney Afrika ile benzerliklerine dikkati çektiğini söyledi.
Mokhiber, uluslararası kurumların başarısızlıklarına rağmen, 'sistematik adaletsizlikte' sivil toplumun rolünü vurguladı.
- 'Tarih, Etik ve Felsefe'
North Carolina Üniversitesinden Tarih Profesörü Cemil Aydın ise Filistin'de sömürge yönetiminin dayatılmasının 'dışarıdan gelen beklenmedik ve hak edilmemiş bir dayatma' olduğunu vurgulayarak Osmanlı yönetimi altındaki kozmopolit, çok dinli toplum ile İngiliz sömürgeciliği altındaki müteakip şiddeti karşılaştırdı.
Aydın, İsrail'in 'kitlesel imhayı' 'devlet güvenliği için bir gereklilik' olarak nasıl meşrulaştırdığını anlatarak 'Soykırımlar her zaman bir güvenlik mantığı ile gerçekleşir.' ifadesini kullandı.
Mahkemenin suçları belgeleme ve adaleti savunma konusundaki kararlılığını vurgulayan Aydın, konuşmasını 'Kurbanlar, kim olursa olsun bir daha asla olmamalı.' diyerek sonlandırdı.
Gazze Mahkemesi Meclisi üyeleri ayrıca, Filistin'in yerli tarihini silmek için arkeoloji ve eğitimin kullanılmasını ve 'devleti hesap verebilirlikten korumak için' Holokost (Nazi Almanyası döneminde milyonlarca Yahudi'nin katledilmesi) anlatılarının araçsallaştırılmasını da inceledi.
Filistinlilerin evlerinin, okullarının ve kültürel alanlarının silinmesine dikkati çeken üyeler, İsrail politikalarının temelinde uzun süredir devam eden soykırım mantığını detaylandırdı.
Üyeler, İsrail'in Filistinlilere karşı faaliyetlerini bir 'medeniyetler çatışması' olarak çerçevelenmesini reddederek bu durumun 'sistematik mülksüzleştirme ve sömürgeciliğin' bir devamı olduğunu vurguladı.
- Saraybosna toplantısı özeti
Mahkeme ayrıca, Filistin'in mücadelesinin küresel önemi kapsamında, 26-29 Mayıs tarihlerinde Bosna Hersek'in Saraybosna kentinde düzenlenen ilk oturumun özetini paylaştı.
Londra Queen Mary Üniversitesinde hukuk ve küreselleşme alanında çalışan Prof. Dr. Penny Green, sivil toplumun sahip olduğu merkezi rolü vurgulayarak 'Sivil toplum, devletlerin yıkıcı şiddetini tespit etmek, toplamak, analiz etmek, adlandırmak ve meydan okumak konusunda uluslararası hukuktan çok daha etkili bir güç olduğunu kanıtladı.' ifadesini kullandı.
BM ve diğer kurumların soykırımı önleme konusundaki başarısızlığına vurgu yapan Green, 'İsrail'in devam eden soykırımı, BM sisteminin bugüne kadar savaş suçlarını, insanlığa karşı suçları ve soykırımı önleme ve cezalandırma konusunda tam bir başarısızlık yaşadığını gösteriyor.' dedi.
Green, Filistinli STK'ler ve bağımsız gazeteciler tarafından Filistin'de devam eden sömürgecilik, apartheid ve soykırım politikalarını ortaya çıkaran onlarca yıllık belgelere de dikkati çekti.
Adalet mücadelesinin artık dünyanın her yerindeki 'vicdanlı insanların, sivil toplumun ve sosyal hareketlerin' sorumluluğu olduğunu belirten Green, 'Filistinlilerin hayatları tehlikede. Uluslararası rol ve yasal sınırlar tehlikede. Başarısız olmamalıyız.' diye konuştu.
Mahkemenin önceki çalışmalarının bir ürünü olan Saraybosna Deklarasyonu, İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesi, sınırsız insani yardımın yeniden başlatılması ve tüm Filistinli tutukluların serbest bırakılması dahil acil eylem çağrısında bulunmuştu.