İSTANBUL (AA) - TRT tarafından bu yıl 16'ncısı düzenlenen “TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri”, ulusal ve uluslararası belgesel gösterimlerinin yanı sıra alanında uzman konukların katılımıyla Grand Pera İstanbul'da başladı.
Program kapsamında gerçekleştirilen 'Benim Hikayem, Senin Gerçeğin' paneline, 'The Voice of Hind Rajab' belgeselinin başrol oyuncuları Motaz Malhees ile Saja Kilani ve 'The Voice of Hind Rajab' ve 'Filistin 36' filmlerinin yapımcısı Sawsan Asfari katıldı.
Moderatörlüğünü Zeynep Gülru Keçeciler'in üstlendiği panelde konuşan Lübnanlı yapımcı Sawsan Asfari, kameranın anlamının hangi niyete bağlı olarak kullanıldığına göre değişeceğini belirterek, 'Kamera iktidarın bir gücü mü yoksa bir araç mı? Bana göre kamera, gerçekliği yakalamaya ve hikayeyi olabildiği kadar doğruya yakın bir şekilde sunmaya çalışıyor. Kamera gerçek anlamıyla ise bir araçtır ama bu yapılandırmanın ve edisyonun nasıl yapıldığı bir o kadar önemlidir. Kameranın doğru bir şekilde meseleyi ele alması sizi gerçeğe ulaştırabilir.' dedi.
Asfari, 'Hind Rajab' filminin gerçekliğe bağlı bir yapım olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
'Çok başarılı bir yönetmenle çalıştık ve kendisi var olan gerçekliği izleyiciye bütün açıklığıyla ulaştırmaya gayret etti. Burada kahramanız olan bir genç kız var. Biz onu film boyunca hiç görmüyor, sadece ona dair ses kayıtlarını duyuyoruz. Bu çok iyi bir anlatım tarzıydı. Çok üzücü bir gerçeklik, izleyiciye başarılı ve etkileyici bir şekilde ulaştı. Aslında orada yaşananları anlamanız ve hissetmeniz için Filistinli olmanıza gerek yok. Burada önemli olan nokta, bir bilinç ve farkındalık oluşturmaktır.'
Yapımcılığını üstlendiği 'Filistin 36' filmine dair de değerlendirmelerde bulunan Asfari, 'Bugüne kadar tarihi gerçekleri hep başka açılardan gördük ve anladık ki o anlatılar doğru değilmiş. 'Filistin 36'nın önemi, gerçekten hiç bilmediğimiz çok uzağımızda olan bir tarihi anlatmasıdır. Bize anlatılan sahte Filistin tarihi, o toprakların insansız bir yer olduğunu söylüyordu. Oysa film, bu meselenin köküne iniyor ve Filistin'in İngilizler tarafından Yahudilere nasıl verildiğini gözler önüne seriyor. İşgalle birlikte oradaki yerli halk görmezden gelindi. Filistinliler, Yahudilerin eliyle Avrupa ırkçılığının cezasını ödedi. Film, bize bu hakikati aktarmaya çalışıyor.' diye konuştu.
- 'Bu değerli çalışmanın gerçekliği son derece ağır'
Oyuncu Motaz Malhees, 'The Voice of Hind Rajab' filminin oldukça sarsıcı ve travmatik bir hikayeye sahip olduğunun altını çizerek, 'Benim için bu sorumluluğu almak elbette kolay değildi. 'Bu hikayeyi en iyi nasıl anlatabilirim' diye fazlasıyla düşündüm. Elbette duygusal boyutları çok yoğun bir işti. Sette bir aile gibiydik ve bu işleri bizim için fazlasıyla kolaylaştırdı. Hem sete hem de rolüme sevgi ve sorumlulukla yaklaştım. Bütün bunlar olmasaydı bu işi yapmak gerçekten benim için imkansız hale gelebilirdi. Çünkü yüzünüze vurulmuş o gerçekliğe, sahip olduğunuz sevgi ve sorumluluk olmazsa dayanmanız mümkün değil.' diye konuştu.
Filmi gerçekliğe değer veren bir yapım olarak gördüğünü dile getiren Malhees, şunları kaydetti:
'Hem film hem biz bu gerçekliği fazlasıyla sadık kaldık. Dünya da bu hakikati görsün ve bilsin istiyoruz. Benim oyunculuk anlayışım, inanmak üzerine kuruludur. Eğer inanırsanız oyunculuk bir güç ve gerçektir. Filmle birlikte de seyircinin Filistin'de yaşanan acıyı anladığını düşünüyorum. Seyirci filmde detaylı bir hikayeyle yaşananları an be an takip edebiliyor. Elbette bizim filmimizin 'güzel' bir hikayesi yok ve olan biteni bir reklam gibi anlatılmıyor. Bu değerli çalışmanın gerçekliği son derece ağır ve bunu olabilecek en gösterişsiz bir şekilde yapmaya çalışıyor. Film gücünü de bu anlatım tarzından alıyor.'
- 'Sinemanın gücü belki de kelimelerin söyleyemediği hakikati yansıtmasından kaynaklanıyor'
Oyuncu Saja Kilani ise filmde sessiz bir karakteri canlandırdığını belirterek, 'Filmde kelimeleri kullanmadan acıyı anlattım. Bu benim için çok özel ve farklı bir anlama sahipti. Bazen sessizlik kelimelerden çok daha kuvvetli bir şekilde konuşabilir. Bizim filmimizdeki karakterin sessizliği de bu durumun bir örneğiydi.' ifadelerini kullandı.
Sinemayı, 'gerçeği yansıtan bir ayna olarak' gördüğünü belirten Kilani, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Sinemanın gücü belki de kelimelerin söyleyemediği hakikati yansıtmasından kaynaklanıyor. Bu anlamda filmimiz, gerçekliği sessizlikle birlikte izleyiciye ulaştırmaya çalıştı ve bunu da başardı. Benim kişisel hayatımda öğrendiğim temel noktalardan birisi de buydu. Ailemdeki büyüklerimin anlattıklarını çokça dinledim, onlarla büyüdüm. Onların sessiz tanıklıkları benim kişiliğimin oluşmasında çok önemliydi. Bu filmdeki rolüm de bunun bir devamı olarak ortaya çıktı.'
Belgesel türünün gelişmesi ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen '16. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri', usta isimlerle söyleşiler, paneller ve atölye çalışmalarıyla birlikte 9 Kasım'a kadar devam edecek.





