KUM (AA) - İran'da 16. yüzyılın ünlü filozoflarından Molla Sadra'nın 'El-Esfârü'l Erbaa' adlı eserinin Türkçe tercümesinin yayımlanması münasebetiyle 'İran ve Türkiye'nin Ortak Felsefi Mirasının Hikmet-i Müteâliye Işığında Yeniden İnşası' adlı sempozyum düzenlendi.
Kum kentinde Tahran Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) katkılarıyla gerçekleştirilen sempozyuma, Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Hicabi Kırlangıç, merkezi başkent Tahran'da bulunan Fars Dili ve Edebiyatı Akademisi Başkanı Golam Ali Haddad Adil, İranlı bazı din adamları ile Türkiye'den akademisyenler katıldı.
Türkçe tercüme eserin çeviri heyetinden; eserin editörü Prof. Dr. Şamil Öçal, Prof. Dr. Ahmet Kamil Cihan, Dr. Mustafa Borsbuğa, Prof. Dr. Hasan Akkanat, Doç. Dr. Fevzi Yiğit ve Dr. Mahmut Meçin de etkinlikte hazır bulundu.
Kur'an- Kerim tilavetiyle başlayan programın açılışında konuşan Tahran Büyükelçisi Kırlangıç, 'İran ve Türkiye arasında uzun yıllardır derin, köklü ve dostane ilişkiler var. Bu ilişkiler felsefi, dini, kültürel ve sosyal alanlarda geçmişten beri var ve düşünce ve akılcılık alanında da bu iki ülke birbirinden çok da uzak değil.' dedi.
Molla Sadra'nın döneminin 'tarihi bir dönüm noktası' olduğunu kaydeden Kırlangıç, 'Düşünce dünyaları birbirine borçludur ve birbirlerinden etkilenmiştir. Yunan ve Suriye felsefesinde yaşanan durgunluk göz önüne alındığında, Molla Sadra, İslam felsefesinin gelişmesinde önemli rol oynayan bir gelişme ve ilerleme oluşturmuştur.' ifadelerini kullandı.
Molla Sadra'nın sözlerini tercüme etmek ve onları yeni bir dile dönüştürmenin oldukça zor olduğuna dikkati çeken Kırlangıç, 'El-Esfârü'l Erbaa' adlı eseri tercüme eden Türk akademisyenlere teşekkürlerini sundu.
Prof. Dr. Öçal da konuşmasında, eserin tercümesi için yaklaşık 6 yıl emek veren Türk heyete teşekkür etti.
Fars Dili ve Edebiyatı Akademisi Başkanı Haddad Adil ise eserin Türkçeye çevrilmesini, İran ve Türkiye arasında bilim ve hikmetin gelişmesi ve etkileşimi açısından 'mübarek bir olay' olarak değerlendirdi.
Haddad Adil, bu konferansın, İran ve Türkiye arasındaki bilimsel ve hukuki kurumların etkileşiminin artmasına vesile olmasını umduğunu belirtti.