KUDÜS (AA) - FARUK HANEDAR - İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılara başladığı Ekim 2023'ten itibaren bölgeden alıkoyduğu binlerce Gazze sakini Filistinliden hala haber alınamıyor.
Alıkoyduğu, gözaltına aldığı ve tutukladığı Filistinli sayısı son iki senede büyük artış gösterirken İsrail, uluslararası hukuka aykırı bir biçimde alıkonulan Gazze sakinlerinin birçoğunun ailelerine bilgi verme yükümlülüğünü reddediyor.
Gazze'ye saldırıların başladığı Ekim 2023'ten bugüne bölgede 71 bine yakın Filistinli hayatını kaybederken binlercesinin ise akıbeti bilinmiyor.
Kayıp Filistinlilerin bir kısmının hala binaların enkazları altında olduğu, bazılarının hayatını kaybettiği fakat kimliğinin tespit edilemediği belirtilirken binlercesinin alıkonulduğu fakat nerede oldukları konusunda İsrail'in bilgi paylaşmayı reddettiği aktarılıyor.
Gazze'den alıkonulan Filistinliler, ilk olarak 2002'de yürürlüğe giren ve Aralık 2023'te genişletilen 'Yasadışı Savaşçılar Yasası' kapsamında gözaltında tutuluyor.
Yasa, İsrail ordusuna herhangi bir kişi hakkında 'yasa dışı savaşçı' tanımlaması yaparak gözaltına alma yetkisi veriyor. İsrail, bu kapsamda alıkoyduğu Filistinlilerin akıbeti hakkında bilgi vermeyi reddediyor.
Alıkonulan Filistinlilerin 'zorla kaybedilmesi' Gazze'de sayısız savaş suçu işlemekle suçlanan İsrail'in, imza attığı savaş suçlarından biri olarak kaydediliyor.
- 'İnsanların dövülerek öldürüldüğü açık vakalar var'
İnsan Hakları İçin Doktorlar Proje Koordinatörü Oneg Ben Dror, AA muhabirine Filistinli esirlerin İsrail hapishanelerindeki durumu ve zorla kaybedilen Filistinliler hakkında açıklama yaptı.
Ben Dror, İsrail'in son 2 yılda Filistinli esirler ve mahkumlar konusunda yeni bir politika başlattığını belirterek İsrail için artık Filistinlileri hapse atmanın yetersiz olduğunu, koşullar yoluyla da cezalandırılan esirlerin işkence gördüğünü, tıbbi bakımlarının reddedildiğini ve aç bırakma politikasına maruz bırakıldığını söyledi.
İnsan hakları kuruluşunun geçen ay hazırladığı raporda 'son iki senede en az 98 Filistinlinin öldüğünden' bahsedilmesine rağmen gerçek sayının çok daha fazla olduğunu vurgulayan Ben Dror, şunları kaydetti:
'Tanıklıklar, otopsiler ve Filistinli tutukluların tıbbi dosyalarını inceleyerek topladığımız bilgilere göre, birçok vaka tıbbi bakımın reddedilmesinden kaynaklanıyordu. İnsanların dövülerek öldürüldüğü açık vakalar var.'
- 'Gazze'den binlerce Filistinlinin hala kayıp olduğunu biliyoruz'
Kendilerinin sadece resmi ölümleri kaydettiğini belirten Ben Dror, 'Bunun nedeni, İsrail'in Gazze'den alıkoyduğu Filistinlilere uyguladığı zorla kaybetme politikasıdır.' diyerek şu ifadeleri kullandı:
'Bu politika nedeniyle sayıyı bilmek çok zor. Gazze'den binlerce Filistinlinin hala kayıp olduğunu biliyoruz. Yüzlerce kişinin evlerinden, sokaklardan götürüldüğüne dair ifadeler ve tanıklıklar var.
İnsanlar canlı kalkan olarak kullanıldı. Soykırımın başlamasından sonraki ilk 7 ayda, Gazze'den gözaltına alınan Filistinlilerin nerede olduklarına dair hiçbir bilgi alamadık.'
Ben Dror, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin 7 ay sonra hükümeti destekleyerek esirlerin nerede olduğu hakkında bilgi verme yükümlülüğü olmadığı yönünde karar aldığını aktardı.
Karardan birkaç gün sonra İsrail ordusunun zorla kaybedilenler hakkında sorgu için bir e-posta adresi paylaştığını söyleyen Ben Dror, İsrailli insan hakları örgütlerinden 'HaMoked'in bu adrese yaptığı 400'den fazla sorguya ise 'Söz konusu kişinin gözaltına alındığına dair hiçbir gösterge yoktur.' şeklinde cevap aldığını dile getirdi.
Ben Dror, 'Dr. Hüsam Ebu Safiyye hakkında bilgi istediğimizde de bu cevabı aldık. Bu gözaltı çok iyi şekilde belgelenmişti.' diyerek İsrail ordusunun aleni şekilde yanlış bilgilendirme yaptığına işaret etti.
Gazze'deki 'El-Fakavi' ailesinden bir baba ve oğulun vakasını örnek gösteren İnsan Hakları İçin Doktorlar Proje Koordinatörü, baba ve oğulun aile üyelerinin gözü önünde evlerinden götürülmelerine rağmen İsrail ordusunun gözaltına alındıklarını reddettiğini belirtti.
Ben Dror, İsrail ordusunun hakkında bilgi paylaşmadığı bazı esirlerin canlı kalkan olarak kullanıldığını belirterek şunları söyledi:
'Onlar canlı kalkan olarak kullanıldılar. Birkaç ay sonra, onlarla birlikte gözaltına alınan ve serbest bırakılan kişilerin ifadesiyle Yüksek Mahkeme'ye yapılan itirazın ardından İsrail ordusu nihayet onların gözaltına alındığını ve gözaltında öldüklerini itiraf etti.'
Gazze'den alıkonulan Filistinlilerin yasa dışı savaşçı yasası kapsamında gözaltında tutulduğunu belirten Ben Dror, bunun idari tutukluluğun başka bir şekli olduğunu, Filistinlilerin herhangi bir suç isnat edilmeden gözaltında tutulduğunu ve İsrail'in onları potansiyel ateşkes anlaşmalarında pazarlık kozu olarak kullandığını ifade etti.
- 'Sistematik cinayet'
Ben Dror, Filistinli tutuklulara işkenceyle gündeme gelen Sde Teiman Gözaltı Merkezi'nde yaşanan olaylara dair ise Filistinli esirlere cinsel istismarda bulunan İsrail askerlerinin tecavüzden değil, yaralama suçundan yargılandığını hatırlattı.
Bu şekilde uluslararası soruşturmaların da önüne geçildiğini vurgulayan Ben Dror, İsrail halkının ise Filistinli esirler konusunda ilgisiz olduğunu kaydetti.
Ben Dror, İsrail makamlarının yaşananları örtbas ettiğini, darp izleri ve tıbbi ihmalin çok açık olduğu vakalarda bile herhangi bir asker, doktor ya da gardiyanı soruşturmadığını aktardı ve İsrail hapishane ve gözaltı merkezlerinde olanlar için 'sistematik cinayet' tanımlamasını kullandı.
- '(Zorla kaybedilme) insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanmaktadır'
İsrail'deki Arap insan hakları merkezi Adalah'ın avukatlarından Hadeel Ebu Salih de 'Öncelikle bu (zorla kaybetme) insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanmaktadır. Özellikle insanları zorla kaybedilmekten korumak amacıyla özel bir sözleşme bulunmaktadır.' ifadelerini kullandı.
Zorla kaybedilmenin, devlet veya devlet tarafından yetkilendirilmiş bir kurumun, herhangi bir kişiyi özgürlükten mahrum bırakması ve sonrasında kişinin nerede olduğunu açıklamayı reddetmesi olduğunu belirten Ebu Salih şunları aktardı:
'Gazze'de binlerce Filistinlinin İsrail güçleri tarafından gözaltına alındığını gördük. Aileleri onların nerede olduğunu bilmiyor. Aileler, yakınlarının hangi yasa uyarınca gözaltına alındıkları veya tutuklandıkları, tutukluluk sürelerinin ne kadar olduğu ve nerede tutuldukları konusunda bilgilendirilmiyor.'
Ebu Salih, 7 Ekim 2023'ten itibaren Gazze'den alıkonulan ve İsrail ordusunun kontrolündeki Sde Teiman Gözaltı Merkezine götürülen Filistinlilerin, 25 Nisan 2024'e kadar avukat ziyareti olmaksızın tutulduğunu belirtti.
- 'Aileleri için kaderi bilinmeyen binlerce insandan bahsediyoruz.'
'Birçok kişi, ailelerine haber verilmeden gözaltına alındı, nerede oldukları hakkında hiçbir bilgi verilmeden ortadan kayboldu.' diyen Ebu Salih, şöyle devam etti:
'Adalah'a her gün Gazze'den, ailelerinin nerede oldukları hakkında hiçbir fikri olmayan kişiler hakkında sorular geliyor. Sahip oldukları tek bilgi, İsrail güçlerinin onları belirli bir yerden gözaltına aldığı.'
Ebu Salih, bu sorular üzerine İsrail makamlarına alıkonulanları ziyaret etme talebiyle başvurduklarında taleplerinin cevapsız bırakıldığını söyleyerek 'Aileleri için kaderi bilinmeyen binlerce insandan bahsediyoruz.' diye konuştu.
İsrail ordusunun herhangi bir inceleme yapmadan gözaltına alma yetkisi olduğuna işaret eden hukukçu, 'İsrail ordusunun, yasa dışı savaşçılar yasasına göre insanları gözaltına alma yetkisi var. Bu yasa, İsrail'in insanları mahkeme tarafından uygun bir inceleme yapılmadan, herhangi bir yasal süreç olmaksızın uzun süre gözaltında tutmasına izin veriyor.' ifadelerini kullandı.
Ebu Salih, bu sürede avukatlara, müvekkillerinin karşı karşıya olduğu suç hakkında herhangi bir bilgi verilmediğinin, delillerin genellikle avukatların önünde açıklanmadığının ve kişilerin kendilerini savunma hakkından mahrum bırakıldığının altını çizdi.
Alıkonulan kişilerin duruşmaya katılma hakkından da mahrum bırakıldığını belirten Ebu Salih, avukatların duruşmaya gitse bile müvekkiliyle görüşemediğini dolayısıyla ailelerine durumu hakkında bilgi veremediğini söyledi.
Ebu Salih, 'Gazze'de insanların canlı kalkan olarak kullanıldığına ilişkin tanıklıklar gördük. Bu, zorla yerinden edilmenin özüdür. Canlı kalkan olarak kullanılmış olabilirler veya şu anda bir yerlerde bir hücrede tutuluyor olabilirler.' diye konuştu.





