Kur’an-ı Kerim’in Kehf Suresi’nde anlatılan Ashab-ı Kehf kıssası, yüzyıllardır hem tefsir âlimlerinin hem de farklı disiplinlerden araştırmacıların dikkatini çeken yönler barındırıyor. Özellikle 17 ve 18. ayetlerde yer alan bazı detaylar, insan bedeni, çevresel koşullar ve ilahi kudret ilişkisi açısından çeşitli yorumlara konu oluyor.
Kehf Suresi’nin 17. ayetinde, güneşin doğuş ve batış sırasında mağaraya doğrudan girmediği, sağdan ve soldan geçerek içeri dolaylı biçimde ulaştığı ifade ediliyor. 18. ayette ise Ashab-ı Kehf’in uyur haldeyken sağa ve sola çevrildikleri, köpeklerinin ise mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatarak sabit bir şekilde durduğu belirtiliyor.
İslamî kaynaklarda yaygın olarak yapılan yorumlarda, gençlerin bedenlerinin uzun süre bozulmadan kalmasının Allah’ın kudretiyle gerçekleştiği, sağa ve sola çevrilmelerinin ise bedensel bütünlüğün korunmasına yönelik bir hikmet taşıdığı ifade ediliyor. Güneş ışığının doğrudan temas etmeden mağaraya girmesi de bu korunmuşluğun bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Bazı çağdaş yorumlarda ise bu ayetler, insan bedeninin uzun süre hareketsiz kalması durumunda ortaya çıkabilecek fiziksel etkiler üzerinden ele alınıyor. Bu çerçevede, dolaşımın korunması, havalandırma ve ışığın dolaylı etkisi gibi unsurların, modern tıpta bilinen gerçeklerle örtüştüğüne dikkat çekiliyor.
Kıssada dikkat çeken bir diğer husus ise köpeğin durumudur. Ayette, köpeğin sabit bir pozisyonda mağara girişinde bulunduğu ifade edilirken, onun sağa ve sola çevrildiğine dair bir bilgi yer almıyor. Bu durum, bazı yorumcular tarafından hayvanların fizyolojik yapılarının insanlardan farklı olmasıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak İslam âlimleri, köpeğin de Ashab-ı Kehf gibi ilahi koruma altında bulunduğunu ve bunun başlı başına bir hikmet taşıdığını vurgulamaktadır.
Zaman zaman farklı kaynaklarda, bu ayetlerden etkilendiği belirtilen bazı bilim insanlarının İslam’ı araştırmaya yöneldiğine dair anlatımlar da yer almaktadır. Ancak bu tür anlatımlar, akademik ve tarihsel açıdan doğrulanmış bilgilerden ziyade, ibret ve tefekkür amacıyla aktarılan rivayetler olarak değerlendirilmelidir.
Uzmanlar, Kehf Suresi’nin temel mesajının biyolojik ya da fiziksel açıklamalardan öte, Allah’ın kudretine, zamanın göreceliğine ve samimi imanın insanı nasıl muhafaza ettiğine dikkat çektiğini ifade ediyor. Ayetlerdeki detayların ise, inananlar için tefekkür kapılarını aralayan işaretler olarak görülmesi gerektiği vurgulanıyor.




