KARS (AA) - Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 'Terörsüz Türkiye sürecine sahip çıkmak hepimizin, ama en çok da bu ülkenin aydınlarının, bu ülkenin entelektüellerinin, bu ülkenin akademisyenlerinin görevi.' dedi.

Bakan Tekin, Kars'ta Kafkas Üniversitesi akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, 3 Kasım 2002 öncesinde Türkiye'nin sıkıntılı dönemlerden geçtiğini anlatarak, 'Bu ülkede Kürtçe konuştuğu için Kürtçe konuşmaktan imtina eden arkadaşlarımız, dostlarımız vardı. Kendisini Kürt olarak tanımlamaktan çekinen arkadaşlarımız, dostlarımız vardı. Şimdi neredeyiz? Bakın şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığımız Kürt entelektüellerinin, Kürt edebiyatçılarının eserlerini basıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Kürtçe kurs özel öğretim kursu yani özel kurs açmak serbest.' dedi.

Bakanlık bünyesindeki okullarda seçmeli Kürtçe derslerin okutulduğunu belirten Tekin, bu dersleri okutmak üzere resmi öğretmenler atadıklarını aktardı.

AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ercan, Sivas'ta Konuştu:
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ercan, Sivas'ta Konuştu:
İçeriği Görüntüle

- 'Sizden isteğim bilimsel üretiminizi lütfen bu ülkenin toplumsal faydasını maksimize edecek alanlara odaklandırın'

Tekin, Terörsüz Türkiye sürecinin o kadar kolay gelinen bir süreç olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:

'Bu gelinen noktadan rahatsız olan, bu sürecin kendi çıkarlarına zarar vereceğini, kendi vesayetçi mantıklarını egemen kılınmasını engelleyeceğine inanan kişiler 2011'de de süreci sabote ettiler. 'Habur olayları' diye bildiğimiz olayları hatırlayın. Benim bunları anlatma sebebim şu, burası (üniversiteler) bilim üreten bir mekanizma, bir ortam. Sizden isteğim bilimsel üretiminizi lütfen bu ülkenin toplumsal faydasını maksimize edecek alanlara odaklandırın. Terörsüz Türkiye sürecine sahip çıkmak hepimizin, ama en çok da bu ülkenin aydınlarının, bu ülkenin entelektüellerinin, bu ülkenin akademisyenlerinin görevi. Eğer bunu yapmak istiyorsak, ülkemizin bu önemli sorununu çözüm noktasına bu kadar yaklaştığımız bir anda entelektüel destek inanın çok önemli. Siyasi düşünceniz, meseleye siyasi bakışınız her ne olursa olsun, bu konuda sizler hükümete değil, devlete ve millete yardımcı olmakla mükellefsiniz. Hepimiz buna mecburuz.'

Bakan Tekin, uluslararası toplantılarda, konuştukları konularda hep derdinin ve muradının insanların geleceği olduğunu ifade ederek, bunun da hep birlikte barış içinde yaşamakla mümkün olacağını dile getirdi.

İnsanların insanlığa yatırım için eğitilmesi gerektiğine inandığını söyleyen Tekin, 'Herkesin hakkına ve hukukuna riayet edildiğini, herkesin diğer insanların başta yaşama hürriyeti olmak üzere bütün temel hak ve hürriyetlerine sahip çıktığı ve dünyanın neresinde olursa olsun temel hak ve hürriyeti elinden alınan, neresinde olursa olsun mazlum hale getirilen bir vatandaş, bir insan varsa dünyada hep beraber onun hakkını koruyalım diye bunu yapıyoruz. Eğitimi bunun için yapmamız lazım. Biz insanları bunun için eğitmek zorundayız. Bilimi bunun için üretmek zorundayız. Eğer insanlara refah getirmeyecekse, adalet getirmeyecekse, demokrasi ve insan hakları getirmeyecekse o zaman bu bilimin insanlığa ne faydası var? Çocukları ne için eğiteceğiz? Dolayısıyla bütün bunları yaparken asıl işimizi unutmamamız gerektiğini ifade ettim.' şeklinde konuştu

- 'Dünyada barışan, insan haklarına, adalete riayet eden bir kuşak yetiştirmek zorundayız'

Tekin, konuşmasını şöyle tamamladı:

'İsrail'deki bu vahşete sessiz kalanlar da bu eğitim kurumlarında. Böyle bir dünya mı istiyoruz arkadaşlar? Böyle bir dünyaya hep beraber karşı çıkabiliriz. Neden Müslümanların veya Doğu dünyasının hakkı, temel hak ve hürriyetleri söz konusu olduğu zaman bu uluslararası metinler devreye girmekte, bu uluslararası metinler referans gösterilmekte bu kadar gecikiyor? Bunların hepsi insanlık olarak hepimizin problemi ama entelektüeller olarak bizim problemimiz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz bu süreçten üstümüze bir ders çıkardık. Dünyada barışan, insan haklarına, adalete riayet eden bir kuşak yetiştirmek zorundayız. Bu temennilerle olmuyor. Çünkü bu coğrafya daha önce sahip olduğu birlikte yaşama şuuruyla bütün dünyaya örnek gösterilmiş idi. Bir şey eksildi. Aramızda bir şey çıktı ki bunu şimdi yapamıyoruz. Bunu yapacak, bunu yeniden yeşertecek adımlar atmak için Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni öğretim programlarına uygulamaya başladık.'

(bitti)