BERLİN (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, dünyadaki tüm ticaret kurallarının yeniden yazıldığı, bu kuralların siyasi baskı aracı olarak kullanıldığı ve gruplaşmaların tartışıldığı bir döneme girdiklerini belirterek, 'Yani dünya ticaret düzeni yeni bir aşamaya geldi. Onun için çok enteresan zamanlardan geçiyoruz.' dedi.
Zeybekçi, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) Berlin şubesinde TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar ve Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Gökhan Turan ile iş insanlarına Almanya-Türkiye ekonomik ilişkileri, savunma sanayi alanındaki gelişmeler ve toplumlar arası ilişkiler üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin 2001'de kamu finansman krizi yaşadığını belirten Zeybekçi, devletin kendini finanse edememe, maaşları ödeyememe, yurt dışındaki temsilciliklerinin ödeneklerini gönderememe gibi bir acziyet içine düştüğünü anlattı.
Zeybekçi, 2001 krizinin Türkiye'yi Uluslararası Para Fonu (IMF) programlarına mecbur ettiğine değinerek, kamu bankalarının kapatılmasının IMF şartları içinde yer aldığını ifade etti.
Nihat Zeybekçi, 'Böyle dramatize edilmiş bir durum yaşandı. IMF'nin şartları vardı. Kamu bankaları derhal kapatılacaktı. Ziraat Bankası ve Halk Bankası derhal kapatılmak üzere yola çıkıldı ve bunun Ekonomi Bakanlığı'nda ıslak imzalı halini ben gördüm.' dedi.
Türkiye'de 3 Kasım 2002'de 'Anadolu Devrimi' yaşandığını savunan Zeybekçi, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle kamu bankalarının kapatılmadığını kaydetti.
Zeybekçi, 'Türkiye, 22 yılda 3 bin dolarlık milli gelirini 2025 yılı itibarıyla 17 bin dolarlık milli gelir seviyesine getirdi.' diye konuştu.
- Dünya ticaret düzeni yeni bir aşamaya geldi
Dünyanın bugün 'vahşi kapitalizm' dönemini yaşadığını dile getiren Zeybekçi, dünyadaki bütün savaşların ve mücadelelerin, bütün bu itişmelerin, kakışmaların tek sebebinin 'ekonomi' olduğunu söyledi.
Zeybekçi, Avrupa'da 100 yıl savaşlarının 'kömür ve demir' madenleri için yapıldığını anlatarak, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nın da ekonomik çıkarlar için yapıldığını ifade etti.
Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) küresel ticaretin serbest yapılması hedefinden en fazla kazancı Çin'in sağladığını kaydeden Zeybekçi, şunları dile getirdi:
'2008 global kriziyle Çin'in geldiği bu nokta fark edilir edilmez bu, dünyanın kadim düzen sahiplerini rahatsız etti. Yeni bir anlayış geldi. Mevzubahis bensem gerisi teferruattır anlayışı. Dünyanın imkan ve kaynakları öyle sınırsız da değildir. Dünyanın tüm imkan ve kaynaklarını ben önce kendi halkıma veya kendi grubumu düşünerek burada elde etmeye çalışıyorum. Geri kalan umurumda bile değil. Demek o emperyalist kapitalizm, vahşi emperyalist kapitalizm dönemi başladı. Ve işte arkasından onun ürettiği (ABD Başkanı Donald) Trump dönemini yaşıyoruz. Dünyadaki tüm ticaret kurallarının yeniden yazıldığı ve tüm ticaret kurallarının siyasi baskı aracı olarak kullanıldığı ve gruplaşmaların tartışıldığı bir döneme girdik. Yani dünya ticaret düzeni yeni bir aşamaya geldi. Onun için çok enteresan zamanlardan geçiyoruz.'
- Yap-işlet-devret modeli
Zeybekçi, Türk Hava Yollarının Afrika'ya en çok noktaya uçan hava yolları şirketi olduğunu belirterek, 2003'te Türkiye'nin Afrika'da 10 olan büyükelçilik sayısının bugün 44 ülkeye çıktığını anlattı.
Türkiye'nin dünyada yap-işlet-devret modelinin en başarılı örneğini gerçekleştirdiğini vurgulayan Zeybekçi, 'Japonların 'Abenomics'i vardır, bizde de 'Erdoğanomics' diye bir modelimiz vardır. Devlet modeliyle çok başarılı uyguladık bunu. Türkiye'de bugün gördüğünüz eserlerin hemen hemen birçoğunu aynı şekilde yaptık.' dedi.
Nihat Zeybekçi, Türkiye'nin 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılması için kamu bütçesinden büyük harcamalar yaptığına değinerek, 'Yeminle söylüyorum Almanya ekonomisi bunun altından kalkamaz.' görüşünü aktardı.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine yönelik teknik bölümünün bittiğini anlatan Zeybekçi, şu anda bu ortaya çıkan iklimin güncellemenin tamamlanmasını destekleyeceğini sözlerine ekledi.
- 'Türkiye bugün uluslararası ortamda 'özne' haline geldi'
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar da Almanya'daki Türk girişimcilere güvendiklerini dile getirerek, 'Sizlerin başarıları, yatırımları, yaptığı temaslar, siyasette, ticarette, ekonomide, sanatta, hatta askerlikte, burada birçok yerde Türk kardeşlerimizi görmek, vatandaşlarımızı görmek bizim için büyük onur, büyük gurur vesilesi.' diye konuştu.
Türkiye'de son 20 yılda büyük adımlar atıldığını vurgulayan Akar, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası ve ihtiyacı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde çalışmaların, gelişmelerin devam ettiğini bildirdi.
Akar, 'Artık dünya küçüldü. Ve iletişim ve ulaşım çok gelişti. Her yere ulaşmak, her şeyle konuşmak, görüşmek, her türlü bilgi almak mümkün. Bunları bir şekilde bizim yararımıza çevirmemiz lazım. Gayretimiz, amacımız, maksadımız bu.' ifadelerini kullandı.
Refah için öncelikle güvenliğin sağlanmasının gerekli olduğunu belirten Akar, 'Güvenlik önemli. Şu anda dünyada çok değişik yerlerde, çok değişik şekillerde ciddi gerilimler var. Bunları görelim. Bu gerilimler her an çatışmaya dönüşebilir.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin terör belasından kurtulması için çalışmaların son aşamaya geldiğinden bahseden Akar, 'Çünkü bunun görülen, görülmeyen çok ciddi zararları oldu, ekonomiye de zararlar oldu. Ticarete, siyasete, oradaki arkadaşlarımızın yatırımlarına, oradaki gençlerin tahsiline, eğitimine çok büyük zararlar oldu. Bunlardan kurtulacağız ve inşallah o zaman otoban olacak ve basıp gideceğiz.' dedi.
Akar, Türkiye'de başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda çok ciddi gelişmeler olduğuna işaret ederek, savunma sanayisinde başta piyade tüfekleri olmak üzere çok ciddi adımların atıldığını anlattı.
Hulusi Akar, zırhlı araçların, İHA'ların ve tankların yapıldığını, şimdi uçak konusunda çalışıldığını kaydetti.
Türkiye'nin Suriye'deki gelişmeleri de yakından takip ettiğini belirten Akar, 'Biz Suriye'nin birliğini, bütünlüğünü, demokratik çerçevede gelişme için kalkınmasını tabii ki destekliyoruz. Bizim tek derdimiz, sınırlarımızın güvenliği.' diye konuştu.
Artık uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler'in (BM) etkisinin kalmadığını dile getiren Akar, şöyle devam etti:
'Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Dünya 5'ten büyüktür.' diye haykırmasının temelinde bu var. Yani orada 5 kişi oturmuş oraya, onlar 'Evet' derse evet, 'Hayır' derse hayır gibi uygulama yapılıyor. Burada tabii hiçbir şekilde adaleti sağlamıyor, sonra adaletsiz sorunlar çıkıyor. İsrail orada bildiğiniz gibi onca uluslararası hukuku yok etti, daha sonra insanlığı yok etti; 80 binden fazla çocuk, kadın, yaşlı demeden onları katletti, şehit etti. Orada bunun hiçbir izahı yok.
Yani ellerinde her türlü silah, araç, gereç var, bununla oraya saldırdılar. Televizyonda da canlı yayınlarda seyredildi. Birazcık vicdanı olan, birazcık aklı olan herkes buna isyan etti. Fakat maalesef yöneticilerin büyük bölümü kör, sağır, hiçbir şekilde reaksiyon göstermediler.'
Türkiye'nin bugün uluslararası ortamda 'özne' haline geldiğini anlatan Akar, bu yükselmeyi engellemek isteyenlerin olacağını, buna karşı birlik içinde olunması gerektiğini dile getirdi.
Hulusi Akar, eğitimin bir ülkenin ve toplumun geleceği için önemine işaret ederek, çocuklara 4-10 yaşları arasında ahlak, Allah korkusu, kuldan utanma gibi değerler eğitiminin verilmesini istedi.
- '(Türkiye-Almanya ilişkilerinde) Olumlu bir atmosfer sağlamış durumdayız'
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Gökhan Turan ise Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in 30 Ekim'de Türkiye ziyaretinde, Türkiye-Almanya Stratejik Diyalog Mekanizması'nın canlandırılması, Türkiye-Almanya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesinin (JETCO) tekrar toplanması ve Türkiye Savunma Sanayii Başkanlığı ile Alman muadili arasında teknik toplantının yapılmasının kararlaştırıldığını hatırlattı.
İki ülke arasındaki ilişkileri bir üst seviyeye taşımak için Alman dostlarla, partnerlerle beraber çalıştıklarını dile getiren Turan, Türkler için vize muafiyeti ya da vize kolaylaştırması konusunda bazı açılımların yapılması konusunda teknik toplantıların sürdüğünü aktardı.
Turan, 'Olumlu bir atmosfer sağlamış durumdayız. Çok daha samimi bir şekilde ilişkileri derinleştirme, geliştirme yönündeyiz. Bir yandan da tabii ki bu uluslararası konjonktürde bize yardımcı oluyor, işbirliği için bir objektif, bir motivasyon da sağlıyor. Avrupa'daki durumu görüyorsunuz. Dolayısıyla bu objektif gerekçelerle de Almanya ve Türkiye gibi iki büyük Avrupa devletinin işbirliğinin daha da artması gereği ortaya çıktı. Umarım daha hayırlı bir döneme girdik. Biz Türkiye olarak elimizden geleni bu bağlamda yapacağız.' değerlendirmesinde bulundu.




