ERZURUM (AA) - MUHAMMET MUTAF - Erzurum'da, Osmanlı'dan günümüze özenle saklanan, bağışı yapıldıktan sonra dijitale aktarımı esnasında içeriğinde ahilik üzerine bilgilerin bulunduğu yaklaşık 4,5 metre uzunluğunda fütüvvetname tespit edildi.

Erzurum Teknik Üniversitesinde (ETÜ) 2017'de faaliyete giren Erzurum Şehir Arşivi (ERŞA), elde ettiği bilgi ve belgelerle geçmişi günümüze ulaştırmaya devam ediyor.

Bu bağlamda 2 yıl önce bağışı yapıldıktan sonra arşiv kayıtlarına alınan 20 santim genişliğinde ve yaklaşık 4,5 metre uzunluğunda bir belgenin, ahiliğin kurallarını ve prensiplerini anlatan, bir anlamda ahiliğin kanunnamesi olan fütüvvetname olduğu belirlendi.

Osmanlı'dan günümüze ulaşan ve tarihi bir belge niteliği taşıyan fütüvvetname, ahiliğin nasıl olması ve ahilikte nelere dikkat edilmesi gerektiği, uygulanan yöntemlerin şekilleri, ceza sistemleri ve ahilik kolları gibi önemli bilgileri içeriyor.

Güzel bir hatla yazılan ve bugüne kadar özenle saklanan belge, geçmişin kültürel değerlerini ortaya çıkaracak, bilim adamlarına araştırmacı bir kaynak olacak ve tarihe ışık tutacak.

ETÜ Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Ürkmez, AA muhabirine, 8 yıldır ERŞA'ya doküman bağışı yapıldığını söyledi.

Bu belgeler arasında yeni bir belge fark ettiklerini bildiren Ürkmez, 'Kısa bir süre önce Erzurum, belki de Türkiye'nin tarihi açısından önemli bir vesika ile karşı karşıya kaldık. Bu vesika 1930'lu yıllarda Osmanlı'nın son döneminde ahi şeyhliği yapmış Ahi Arif Efendi'den intikal eden önemli bir kültür varlığı.' dedi.

- 'Biz fütüvvetnamenin açıkçası kaybolduğunu düşünüyorduk'

Ürkmez, belgenin ilk olarak 1929'da Mustafa Kemal Atatürk'ün yönlendirmesiyle Erzurum'da kültür araştırmaları yapmak üzere bölgeye gelen Abdulkadir İnan tarafından fark edildiğini anlatarak, belgenin bağışlanma sürecini şöyle anlattı:

'Abdulkadir İnan o dönemde esnaf şeyhi olan Arif Efendi ile görüşmüş ve belgeden haberdar olmuş fakat Arif Efendi korumacı bir yaklaşımla belgeyi sadece göstermiş, incelemeye ve not almaya müsaade etmemiş. Biz fütüvvetnamenin açıkçası kaybolduğunu düşünüyorduk çünkü elimizde herhangi bir veri yoktu. Fütüvvetname muhtemelen 1942'de Erzurum'a gelen Cemalettin Server Revnakoğlu tarafından ele geçiriliyor, onun arşivine giriyor ve onun arşivi de daha sonra Erzurum Tarih Derneğinin arşivine intikal ediyor. Dernek arşivleme probleminden dolayı 2 yıl önce bir protokolle evrakı Erzurum Şehir Arşivi'ne bağışladı. Biz, bağışlanan bu koleksiyonu peyderpey dijitalize edip dijital ortama aktararak tüm dünyanın açıkçası erişimine açmaya başladık.'

Belgenin giriş kısmında dini temellerin anlatıldığını, Ahi Evran'ın ortaya çıkışını ve beraberinde ahiliğin tarihsel süreci hakkında bilgi verildiğini aktaran Ürkmez, 'Orta kısımda ise ahilerin uyması gereken kurallardan uzun uzadıya izah ediliyor. Bir ahi kurala uymazsa ya da mesleğinin gereklerini yerine getirmezse alacağı cezalar, meslekten nasıl çıkarılacağı, hangi durumda affedileceği, ne şekilde çırak, kalfa, usta yetiştirileceği, şet bağlama törenleri. Bunların detayı hakkında çok önemli bilgiler bulunuyor. Belgenin son kısmında ise 32 meslek erbabı ve bunların pirleri hakkında bilgiler var. Bu belge Osman'dan Cumhuriyet'e intikal eden önemli bir kültür varlığıdır. Zira belgeyi çok sıkı bir şekilde muhafaza ederek günümüze ulaştıran Arif Efendi, Osmanlı'nın son döneminde Erzurum esnaf şeyhiydi.' ifadelerini kullandı.

- 'Biz burada kendi kültürel kodlarımızı bulacağız'

Belgenin araştırmacıların hizmetine sunulacağını anlatan Ürkmez, şöyle devam etti:

Uludağ'da ayı, girdiği barakada hasar oluşturdu
Uludağ'da ayı, girdiği barakada hasar oluşturdu
İçeriği Görüntüle

'Günümüzde en büyük problemlerimizden birisi tahşiş. Sanayi ile Tarım ve Orman Bakanlığı zaman zaman tahşiş listeleri yayınlıyor. Bu açıkçası bir takım etik değerlerimizi yitirdiğimizin göstergesi. Yani kapital dünyada daha çok kazanmak için her türlü yolu mübah gören sistemin aslında alternatifini bulacağız. Biz burada kendi kültürel kodlarımızı bulacağız. Çünkü ahilik anlayışında para kazanmaktan daha çok gönül kazanmak esas. Yani burada aslolan nitelikli malı üretmek ve uygun fiyatla tüketiciye sunmak amaçlanıyor. Buradan kültürel genlerimize aktaracağımız çok şeyin olduğunu düşünüyorum. Kapital dünyanın para kazanma hırsı yerine insanlarımızın gönlünü kazanma, nitelikli ürün üretme, kalifiye insan yetiştirmenin öne çıkacağını düşünüyorum.'

Belgenin yazıldığı tarihle ilgili tahminde bulunan Ürkmez, 'Bir asır zaten kesin. 2025 yılındayız, Arif Efendi Osmanlı'nın son döneminde debbağlar şeyhi. Dolayısıyla yüzyılı aşkın, iki yüzyıl belki üç yüzyıl. Tarihini belki incelemelerden sonra tahmini olarak söyleyeceğiz. Şu anda belgenin üzerine herhangi bir tarih ve isim bulunmuyor, kim tarafından kaleme alındığı bulunmuyor. Gayet güzel bir hatla yazılmış, gayet güzel ve açık anlaşılır bir Türkçeyle de kaleme alınmış. Buradan ahiliğin ne ihtiva ettiğini çok net bir şekilde ilim alemine de sunacağız. Çünkü bir nevi ahiliğin kanun kitabı. Yani ahilik neyi emrediyor, neyi nehyediyor, neyi istemiyor, neyi önceliyor onları bunun içerisinde net bir şekilde göreceğiz.' değerlendirmesinde bulundu.