İSTANBUL (AA) - Sivil toplum kuruluşları (STK), Milli İrade Platformu tarafından Filistin'deki katliama 'dur' demek için 1 Ocak'ta Galata Köprüsü'nde düzenlenecek eyleme katılım çağrısı yaptı.
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Akıncı Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin davasının sivil toplum açısından çok katmanlı bir sorumluluk alanı olduğunu söyledi.
STK'ler ve halkça Filistin davasının savunucuları olmanın çok önemli olduğunu belirten Yılmaz, 'Ülkemiz temelde en başından beri hem diplomatik ve uluslararası anlamda hem de insani yardımlar anlamında çok geniş bir şekilde Filistin'e destek verdi. Gazze meselesine elini taşın altına koydu. İsrail ateşkes kurallarına uymuyor. Hukuki ve insani yardım noktasında da birçok ihlalde bulunuyor. Bu noktada tepki vermek büyük önem taşıyor.' dedi.
Yılmaz, ateşkes kararının ardından Batı ülkelerinde kitlesel eylemlerin azalmasına dikkati çekerek, 'Avrupa'da ve Amerika'da toplumsal eylemler neredeyse durma noktasına geldi. Biz, bu sessizliği bozmak, uyanıklığı canlı tutmak için 1 Ocak'ta bir araya geleceğiz. Amacımız Filistin'i unutturmamak.' diye konuştu.
Ateşkes kararının ardından bireysel ve sosyal medya üzerinden tepkiler devam etse de özellikle Avrupa ile ABD'de kitlesel eylemler neredeyse durma seviyesine geldiğini vurgulayan Yılmaz, toplumun farklı kesimlerinin katılacağı eylemlerin devamının önemli olduğunu anlattı.
Yalova'da terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda şehit olan polislere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyen Yılmaz, 'Tüm vatandaşlarımızı 1 Ocak Perşembe günü Galata Köprüsü'nde Filistin'e destek, şehitlerimize rahmet için birlik olmaya davet ediyorum.' ifadelerini kullandı.
- 'Dünya huzuru noktasında en büyük tehdit İsrail'
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Abdullah Ceylan ise '1 Ocak çağrısı'nın yalnızca Filistin veya Gazze'yle sınırlı olmadığını belirterek, evrensel bir anlam taşıdığını söyledi.
Bu çağrının aslında 'dünya barışı, dünya kardeşliği ve dünya huzuru' için bütün insanlığa yapıldığına işaret eden Ceylan, şöyle devam etti:
'Çünkü dönüp geriye baktığımızda bugün dünya barışı, dünya huzuru noktasında en büyük tehdidin İsrail olduğunu çok net bir şekilde görüyoruz. Altını çizerek söyleyebiliriz ki İsrail dünyanın kanser hücresidir ve en kısa sürede durdurulmalı ve yok edilmelidir. Bugün 2025'in son günlerindeyiz ve bütün kurumlar, ülkeler almanak hazırlıyorlar. Bugün 2025 almanağında İsrail'in dünyaya sunacağı başlıklara baksanıza... Bir tane insanlık yararına, dünya barışına katkı sağlayacak bir başlığı var mıdır acaba, asla. İsrail'in 2025 almanağında, sadece masumları öldürmesi, çadırda yatan çocukları yakması, milyonlarca insanı yerinden etmesi, on binlerce masumu katletmesi, ülkelere saldırması var. Kan, gözyaşı ve zulüm var.'
Ceylan, Filistin'de yaşananların 100 yıla yaklaşan bir işgal ve soykırım politikası olduğunu aktararak, son 2 yılda bu sürecin dünyanın gözü önünde sürdüğünü dile getirdi.
Çağrılarının sadece Filistin ve Gazze hassasiyeti olan insanlara yapılmadığını anlatan Ceylan, 'Bu, çocuğunun geleceğini düşünen bütün anne ve babalara yapılmış bir çağrıdır. Evlatlarını geleceğe, yarınları hazırlamak isteyen bütün herkese yapılmış bir çağrıdır. Bugün eğitim camiasının tamamına adalet ve merhamet temelli bir nesil yetiştirme kaygısı olan eğitim camiasının tamamına yapılmış bir çağrıdır. Bugün aslında özgür ve gerçekten tarafsız haberciliğin öncüsü olan bütün basın mensuplarına yapılmış bir çağrıdır. Bugün hukukun üstünlüğünü tesis etmek için mücadele eden bütün hukukçulara yapılmış bir çağrıdır. Bir çocuğun hayatını kurtarmak için mücadele eden bütün doktorlara yapılmış bir çağrıdır. Çünkü dünyanın en büyük kanser hücresiyle mücadele ediyoruz ve bunu durdurmak zorundayız.' diye konuştu.
İsrail'in ateşkese rağmen Gazze'de saldırıların devam ettiğinin altını çizen Ceylan, uluslararası kurumların sessizliğine de tepki gösterdi.
Ceylan, bugün uluslararası sistemin çökmüş durum olduğunu kaydederek, 'Birleşmiş Milletlerin konseyleri, koca koca devletler, garantör ülkeler bugün sessiz bir şekilde kafalarını kuma gömmüş olanları izlemekte. Oysa ki dünyanın gözü önünde ateşkes imzalandı. Koca koca devletler garantör oldu. Bugün dönüp baktığımızda sadece orada yapılan katliama, garantör ülkelerden bir tek Türkiye'nin itirazı var.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Galata'da olmak sadece İslami değil, insani ve vicdani bir görev'
İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün de 1 Ocak'taki buluşmanın insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunu belirtti.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek yürüyüşle Filistin'e yönelik duyarlılığın yeniden yükseltilmesinin hedeflendiğini ifade eden Tülün, '1 Ocak sabahı Galata'da olmak sadece İslami değil, insani ve vicdani bir görevdir. En güçlü sesin Türkiye'den yükseleceğine inanıyoruz. Farkındayız, unutmuyoruz, unutturmuyoruz. Gazze'ye destek, Filistinlilere özgürlük, şehitlerimize rahmet, teröre de lanet için bir arada olacağız.' diye konuştu.





