ANTALYA (AA) - Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, Cezayir'den Mısır'a, Körfez ülkelerinden Bangladeş'e, Orta Asya'dan Uzak Doğu'ya uzanan geniş coğrafyada Türk süt ürünlerinin tercih edildiğini belirtti.
Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından düzenlenen Ulusal Süt Zirvesi, 'Yerel Güç, Küresel Vizyon' temasıyla Antalya'da Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde başladı.
Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar, zirvede yaptığı konuşmada, süt sektörünün kırsal kalkınmanın omurgası, çocukların sağlıklı beslenmesinin teminatı ve gıda arz güvenliğinin en kritik unsurlarından biri olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak dünya ticaretinde tarife savaşlarının, korumacılık tedbirlerinin, zayıf dış talebin yoğunlaştığı bir dönemde yatırım, üretim, istihdam ve ihracat artışı için yoğun şekilde çalıştıklarının altını çizen Ağar, geçen ay 391,8 milyar dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştıklarını kaydetti.
Bu güçlü tablo içinde tarım ürünleri ihracatının da stratejik bir yer tuttuğunu aktaran Ağar, şunları söyledi:
'Ülke olarak Ortadoğu bölgesinin en büyük 3'üncü, Avrupa Birliği'nin en büyük 6'ncı tarımsal ürün tedarikçisi konumundayız. Bu büyük resmin içinde süt ve süt ürünleri ihracatımız ise ayrı başarı hikayesi yazıyor. 2023 yılında yaklaşık 266 milyon dolar olan sektör ihracatımız, 2024'te 363 milyon dolar seviyesine yükselmiş, 2025 yılının ocak-ekim döneminde ise 334 milyon dolara ulaşmıştır. Hem miktar hem değer bazında üst üste iki yıldır güçlü ve çift haneli artışlar yakalayan bir sektörden söz ediyoruz.'
Ağar, süt tozu, tereyağı, peynir, yoğurt ve diğer işlenmiş süt ürünlerinde son iki yılda adeta 'sıçrama dönemi' yaşadıklarını vurguladı.
Süt ve süt mamullerinin basit emtia ihracatı gibi değil, teknoloji, hijyen altyapısı, soğuk zincir, AR-GE ve markalaşma gerektiren ürünler olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Cezayir'den Mısır'a, Körfez ülkelerinden Bangladeş'e, Orta Asya'dan Uzak Doğu'ya uzanan geniş bir coğrafyada Türk süt ürünleri tercih ediliyor. Bugün Irak'ın süt ve süt ürünleri ithalatının yaklaşık yüzde 82'sini tek başına Türkiye karşılıyor. Orta Doğu'da söz söyleyen, rafları dolduran, markası tanınan bir güç halindeyiz. Üstelik artık sadece hacim değil, katma değer satıyoruz. Labne gibi işlenmiş ürünlerde Suudi Arabistan ve Katar'ın birinci, BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Bahreyn'in ikinci tedarikçisiyiz.'
Bakan Yardımcısı Ağar, süt ve süt ürünlerinde ihracatı büyütürken, üreticiyi koruyan, iç piyasada adil ve sürdürülebilir bir dengeyi esas alan bir çizgiden taviz vermediklerinin altını çizdi.
- Genç ve kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen de sütün sadece gıda ürünü olmadığını, bu ülkenin köklü hayvancılık kültürünün, aile işletmelerinin, kırsaldaki hayatın devamının sembolü olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak üreticiyi her alanda desteklediklerini bildiren Gümen, tarımsal destekleri sadece 'para veren' anlayışıyla değil, 'yön veren' şekilde kurguladıklarını kaydetti.
Kırsalın geleceğinin gençlerle ve kadınlarla birlikte şekilleneceğini aktaran Gümen, bundan dolayı kadın ve genç çiftçiler ile aile işletmelerine destekleme politikasında pozitif ayrımcılık uyguladıklarını kaydetti.
Sözleşmeli üretimi de güçlendirdiklerini anlatan Gümen, sözleşmeli üretim ile miktarın, kalite kriterlerinin, fiyatlama yönteminin ve teslim şartlarının önceden belirlendiği, risklerin paylaşıldığı bir model planladıklarını dile getirdi.
Gümen, üretici ile sanayi arasındaki ilişkiyi daha öngörülebilir, daha sürdürülebilir bir zemine çektiklerini belirtti.
Sahadaki dengesizlikleri gidermek, keyfi uygulamalara ve fırsatçılığa alan bırakmamak için de çalışmalar yaptıklarını bildiren Gümen, 'Sözleşme dışına çıkan uygulamalara karşı piyasa gözetimi ve denetimini kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu konudaki uyuşmazlıkların çözümünde, üreticilerin ve sanayicilerin yasal sıkıntı yaşamaması için tip sözleşmelerde daha önce yer alan arabuluculuk sisteminin yerine daha etkili, bağlayıcı ve hızlı çözümler getiren Tarım Tahkim Kurulunun oluşturulmasını sağladık.' diye konuştu.
- Kaliteli üreteni ödüllendiren mevzuat çalışması
Hayvancılıkta sürdürülebilirliğin büyük ölçüde 'sağlıklı sürü' ile başlayacağını ifade eden Gümen, bundan dolayı ari işletme politikasını hayvancılık vizyonunun merkezine koyduklarını kaydetti.
Süt alanında yapılan çalışmalara değinen Gümen, şunları söyledi:
'Çiğ sütün sağımdan itibaren işleme tesisine kabulü, işlenmesi ve piyasaya arzına kadar geçen süreçte miktar ve kalitesinin izlenmesi, denetlenmesi ile süt piyasasının takibini sağlamak amacıyla başlattığımız mevzuat çalışmasında sona geldik. Bu yönetmelik kaliteli üreteni ödüllendiren bir çerçeve sunuyor. Sonuçta hedefimiz, 'daha kıymetli süt, daha değerli üretici, daha güvenli ürün' dengesini sağlamaktır. Burada attığımız adımlar, alınan kararlar, yapılan değerlendirmeler, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin sofrasını güvence altına almanın gayretidir.'
Üreticiden gelen talepleri de değerlendirdiklerini vurgulayan Gümen, 'Geçmişin birikimine saygı duyan, bugünün ihtiyaçlarını doğru okuyan ve geleceğin risklerini gözeten bir hayvancılık ve süt politikasını inşa etmeye çalışıyoruz. Üreticimizin emeğini, sanayicimizin yatırımını, tüketicimizin sofrasını, ülkemizin gıda egemenliğini aynı fotoğrafın içinde değerlendiriyoruz.' ifadelerini kullandı.
USK Başkanı Hamit Can ise süt sektörünün temel sorunlarının gözden geçirileceği, kamu, üretici, sanayici ve sektör tedarikçilerinin bir araya geldiği bir zirveye ev sahipliği yaptıklarını anlattı.
Sütün doğası gereği çok hassas bir ürün olduğunun altını çizen Can, şunları kaydetti:
'Kimyasal kalitenin yanı sıra hijyen şartları, mikrobiyal kalite, soğuk zincir gibi tüm bunlar salt teknik terimler olmasından ziyade sektörün omurgasını oluşturan günlük gerçekler. Ve bu gerçekler bize şunu hatırlatıyor: Ham madde güvenli değilse, üretilen ürün de güvenli değildir. Bu nedenle üretimden tüketime kadar her aşamada bilimsel yaklaşım, izlenebilirlik ve kalite odaklı çalışma artık tartışmasız bir zorunluluktur.'
Can, zirvede yapılacak her panelin, sunumun, tartışmanın sektöre ışık tutmasını diledi.
Zirve, 23 Kasım'a kadar devam edecek.





