VAN (AA) - Van'da, 'Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye Yüzyılı' vizyonu kapsamında 'Türkiye Sohbetleri' toplantısı yapıldı.
Edremit ilçesindeki Evliya Çelebi Uygulama Oteli'nde düzenlenen toplantıda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Türkiye Yüzyılı'nın çok önemli bir kavramsallaştırma olduğunu söyledi.
Cumhuriyet'in emperyalistlerle verilen savaşın sonunda Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde yokluklar içinde ve çok zor şartlarda kurulduğunu belirten Yayman, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel bir güç haline getirdiğini ifade etti.
Bugün kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolar olduğunu dile getiren Yayman, şöyle konuştu:
'Savunma sanayisinde dünyanın en güçlü ülkelerinden bir tanesiyiz. Türkiye'de doğal gaz, petrol ve maden kaynakları az ama Türkiye'de çok iyi bir yetişmiş insan kaynağımız var. Dolayısıyla Cumhuriyet'imiz ikinci yüzyılında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde daha güçlü ve dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinden biri olarak inanılmaz bir mücadele veriyor. Sizlerle beraber o mücadelenin içinde olmak ve Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmek için buradayız.'
- 'Kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar olacaktı'
Terörle mücadeleye 2 trilyon doların harcandığını anımsatan Yayman, 'Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı bir rakam var. Eğer Türkiye'de PKK terörü olmasaydı, Türkiye 2 trilyon doları harcamayacaktı. 'PKK ile mücadeleye, terörle mücadeleye 2 trilyon dolar harcandı.' şeklinde Cumhurbaşkanımızın bir ifadesi var. 2 trilyon dolar terörle mücadeleye harcanmasaydı, kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar olacaktı. Sadece bu rakam dahi Türkiye'nin nasıl emperyalistler tarafından, dış güçler tarafından meşgul edilmek istendiğini ve kendi içinde bir kardeş kavgasına tutuşturulduğunun ifadesidir. Bu rakamları Türkiye'nin kalkınmasına harcamış olsaydık 114 Kanal İstanbul yapılacaktı, 95 nükleer santral ve 125 bin kilometre hızlı tren ağı yapılacaktı. Yani aslında bu rakamlar dahi sözün bittiği yere işaret ediyor.' ifadelerini kullandı.
Cumhur İttifakı olarak meseleyi bir etnik temelli kimlik meselesinin çözümü olarak görmediklerini vurgulayan Yayman, meseleyi Türkiye'nin demokrasisinin yükseltilmesi olarak değerlendirdiklerini kaydetti.
- 'Bu mesele Türkiye'nin büyük devlet olma imtihanıdır'
Türkiye Yüzyılı'nı Türklerin de Kürtlerin de Arapların da yüzyılı olarak gördüklerini dile getiren Yayman, şunları ifade etti:
'Cumhurbaşkanımız bu süreçte çok emek verdi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gerçekten çok önemli liderliğini tarih de yazıyor, milletimiz de yazmaktadır. Dolayısıyla bu mesele bir al ver meselesi değildir. Bir pazarlık meselesi değildir. Bu mesele Türkiye'nin büyük devlet olma imtihanıdır. Bu mesele Türkiye Yüzyılı'nda yeni bir anayasa yapma meselesidir. Bu gerçekten bir kardeşlik projesidir. 'Bu çok defa denendi ama olmadı, şimdi neden olacak?' şeklinde temel bir soru var. Doğrudur, bu sorular önemlidir ve bu sorulara ikna edici, açık cevaplar vermek gerekmektedir. Meselenin ana fikri Türkiye'nin demokrasi kapasitesini yükseltmek ve Türkiye'nin sorun çözme yeteneğini artırmaktır. Biz meseleyi hep bu pencereden ele almaktayız. Dolayısıyla burada kamuoyunun bilmediği, milletimizin bilmediği asla bir pazarlık süreci yoktur. Şehitlerimizin ruhunu acıtacak hiçbir al ver süreci bulunmamaktadır. Diyoruz ki 85 milyon biriz, beraberiz, eşitiz ve Türkiye'nin birinci sınıf vatandaşlarıyız.'
'Eğer silahlar susarsa, şiddet sona ererse, terör sona ererse bizim konuşamayacağımız hiçbir mesele yoktur.' diyen Yayman, AK Parti'nin sessiz devrimleri gerçekleştirmiş bir parti olduğunu söyledi.
- 'Bugün artık daha gür bir sedayla 'biz kardeşiz, biriz ve beraberiz' diyoruz'
Geçmişte insanların çocuklarına istedikleri isimleri veremediğini belirten Yayman, bu günlerin geride kaldığını, üniversitelerde Kürt enstitülerinin kurulduğunu, Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin açıldığını, TRT'de Kürtçe kanalın yayın yaptığını anımsattı.
Geçmişte milletini tehdit olarak gören ve halkıyla devlet arasına bariyerler koyan bir anlayışın hakim olduğunu anlatan Yayman, şu ifadeleri kullandı:
'Cumhurbaşkanımızla beraber bu yanlış devlet pratiklerinin hepsi son buldu. Bugün artık daha gür bir sedayla, 'Biz kardeşiz, biriz ve beraberiz' diyoruz. Rahmetli Süleyman Demirel Diyarbakır'da 'Kürt realitesini tanıyorum.' dedi. Bu sadece bir söz olarak kaldı. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Bu mesele benim meselemdir, ne pahasına olursa da olsun çözeceğim, baldıran zehri içeceğim.' dedi. Hepimize bir görev düşüyor. Basının daha temiz bir kullanması, kardeşlik dili gerekiyor. Problem var, eksikler mevcut ama bunun için artık dağa çıkmaya gerek yok. Askeri şehit etmeye gerek yok. Sorunlarımızı gelip konuşabiliriz. PKK'nın dağda durması için ne objektif, ne sübjektif hiçbir sebep kalmamıştır. İç cepheyi güçlendirmemiz lazım. Bunun için de 85 milyonun, herkesin, 'evet benim anayasam' diyeceği yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu anayasanın hemen şimdi yapılması lazım. Bu anayasayla ilgili yapılmasını istemeyenler bulanık suda balık avlamak istiyorlar. 'Yok orası değişecek, burası değişecek' diye. Milletin istemediği bir anayasa olmayacak ve bu anayasa muhakkak referanduma gitmek suretiyle sizlerin oylarıyla bir sürecin sonunda olacak diyorum.'
Vali Yardımcısı İbrahim Gültekin, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu üyesi Ahmet Selim Köroğlu ile Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan'ın konuşmalarının ardından katılımcıların görüş ve önerileri dinlendi.
Toplantıya, AK Parti İl Başkanı Abdulahat Arvas, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, iş insanları ve kanaat önderleri katıldı.
