İSTANBUL (AA) - Yapı Kredi Kültür Sanat, yeni sanat sezonunu yarı kurgusal-yarı gerçek anlatıların izini süren, hafıza ve anlatıyı merkezine alan 'Baharın Kokusunu Hatırlıyor musun?' programıyla karşıladı.
Küratörlüğünü Yapı Kredi Galeri Direktörü Didem Yazıcı ve Yapı Kredi Galeri Küratörü Zehra Begüm Kışla'nın üstlendiği program, yerleştirme, video ve performansları içeriyor.
Program ayrıca Yapı Kredi Yayınları (YKY) Kitabevi, Portiko alanı ve Loca'nın yanı sıra Frankeştayn Kitabevi'ne de uzanan tasarımıyla galeri mekanın dışına taşarak kişisel arşivler, hikayeler, sözlü tarih ve aile anılarıyla şekilleniyor.
- 'Yolu bir şekilde İstiklal'den geçenleri sanata maruz bırakmayı amaçlıyoruz'
Beyoğlu'nda bulunan Yapı Kredi Kültür Sanat'ta gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları (YKKSY) Genel Müdürü Tülay Güngen, üretilen işlerden dolayı heyecan duyduklarını belirterek, 'Biz yine heyecan dolu bir işe giriştik. Sergi alanlarının dışına taşan bir gösterimle karşınızdayız. Şu anda içinde bulunduğumuz mekanın 1990'lardaki halini de hatırlıyorum. Yaptığımız çalışma bu anlamda çok yeni değil. Daha önce bu binanın ön cephesi Serkan Özkaya'nın dialarıyla doluydu. Yine 2011 yılındaki bianel zamanında, şimdi bir dünya yıldızı olan Refik Anadol'un çalışmasını binamızın büyük cephesinde göstermiştik.' dedi.
Güngen, YKY binasının bulunduğu mekandan ve binanın özelliklerinden faydalanmak istediklerini belirterek, 'Burası İstanbul'un ve hatta Türkiye'nin en hareketli yerlerinden biri. Önemli sanatsal çalışmalar hazırlıyoruz ve ziyaretçilerimizin dışında buradan geçenlerin gözüne, kulağına sanat iliştirmek istiyoruz. Yolu bir şekilde İstiklal'den geçenleri sanata maruz bırakmayı amaçlıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Yapı Kredi Galeri Direktörü, küratör Didem Yazıcı da baharın herkeste neşe, mutluluk, hayat sevinci uyandırdığını, çalışmaya adını veren 'Bahar'ın Kokusunu Hatırlıyor musun?' sorusunun bütün bu duyguları içine alan bir soru olarak anlaşılması gerektiğini söyledi.
Yazıcı, programı eylül ayında gerçekleştirmenin kendileri için önemli olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
'Eylül, aslında hepinizin bildiği gibi bir bahar ayı değil ama bu ayın geçmişe yönelik birtakım duyguları ve düşünceleri hatırlattığını da biliyoruz. Programımızda da eserleriyle burada yer alan sanatçıların kişisel hafızalarından yola çıkarak hazırladıkları yerleştirme, video ve performanslar var. Bu üçlü etkinlik setiyle galerinin dışına taşan bir dil oluşturmaya çalıştık. İstiklal Caddesi'nin üstündeyiz ve bu bina çok özel bir anlama sahip. Biz de bütün üretimlerle ve bu binanın sınırlarını aşan çalışmalarla dışarıya taşmak istedik.'
- 'Binanın her tarafına yayılmaya çalışıyoruz'
Programda yer alan çalışmalardan birisinin sanatçı Özlem Sarıyıldız'a ait bir 'yazı sanatı' yerleştirmesi olduğunu belirten Yazıcı, şöyle devam etti:
'Sarıyıldız'ın eseri sanatçının daha önce gerçekleştirdiği bir video projesiydi. Sanatçının bu çalışmasında göçmen kişilerle yaptığı röportajlar var. Binamızın girişindeki camların üzerinde görülen cümleler göçmenlerin bu söyleşilerdeki ifadeleri. Dolayısıyla bu cümleler bize göçmenlik hallerini anlatıyor ve çağrıştırıyor. Göç ve göçmenlik özellikle son yıllara damgasını vuran bir mesele. Bu çalışmanın günümüzün ruhunu anlattığını ve burada yer almasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.'
Yapı Kredi Galeri Küratörü Zehra Begüm Kışla ise programın 'çatlaklardan sızan ve yayılan bir yöntem'le ortaya çıktığına dikkati çekerek, 'Tıpkı galeri mekanına sığmayan işlerimiz gibi binanın her tarafına yayılmaya çalışıyoruz. Bunun sebebi de kişisel hafızamızın, tarih anlatısından ne kadar ayrıştığını göstermek istememizden kaynaklanıyor.' görüşlerine yer verdi.
Programda yer alan Gülhatun Yıldırım'ın 'Tıpkı Eskisi Gibi' adlı çalışmasının ise sanatçının 2015'te İstiklal Caddesi'ni geri geri yürüdüğü performansından ilham alınarak ortaya çıktığını söyleyen Kışla, 'Biz, 'geri geri yürümek' üzerine kafa yorarken Performİstanbul, sanatçının daha önce yaptığı çalışmasını bize hatırlattı. Bu kaydı izlediğimizde çalışmanın programa çok uygun olduğunu gördük. Ayrıca Yıldırım'ın kaydı İstiklal Caddesi ve Yapı Kredi Kültür Sanatı içine aldığı için bu çalışmanın 2025'te nasıl bir yankı uyandıracağını merak ettik. Böylece 2015'teki video kaydını 2025'te yeniden kurguladık ve buraya yerleştirtirdik.' şeklinde konuştu.
Programda yer alan çalışmalardan birisinin Filistin'de bulunan 'Radio Alhara'nın canlı müzik yayını olduğunun altını çizen Kışla, şunları aktardı:
'Bu etkinliğimizde her alandan faydalanmak istedik çünkü sanat gündelik hayatımızın her anının içinde. Bir radyoyu açıp çalan şarkıyı dinlediğimizde orada önemli bir etkileşimin ortaya çıktığını biliyoruz. Biz de burada radyodan gelen bir müziğin bizde nasıl bir his uyandırdığını düşündük ve 'Radio Alhara'yı programımıza davet ettik. Radio Alhara, 2020'deki Kovid-19 salgınından sonra, Filistin'den yayınlarına başlayan çevrim içi bir radyo. Müziğin iyileştirici gücüne inanıyorlar ve artık dünyada çok yoğun bir dinleyici kitlesine sahipler. Yayınlarına hiç ara vermeden devam ediyorlar. Biz de onları burada dinletmekten dolayı çok mutluyuz.'
Çok sayıda çalışmanın yer aldığı program, 15 Şubat 2026'ya kadar ziyaret edilebilecek.
- Program hakkında
Yapı Kredi Kültür Sanat'ın girişindeki YKY Kitabevi'nden Frankeştayn Kitabevi'ne yayılan, aynı zamanda Performİstanbul ile birlikte hazırlanan performans serisine yer veren program, hafıza odalarını ziyaret ediyor ve farklı anlatı ihtimallerini sunuyor.
Radio Alhara, Basma Alsharif, Levani, Ceren Oykut, Sara Rajaei, Özlem Sarıyıldız ve Viron Erol Vert'in çalışmalarının bir araya geldiği programa paralel olarak, Onur Karaoğlu, Tanja Ostojic, Tuğçe Ulugün Tuna, Gülhatun Yıldırım ve Mk Yurttaş'ın dahil olduğu performans serisi, resmi tarih anlatısından sıyrılarak kişisel hafızanın rolünü merkeze alıyor.
Özlem Sarıyıldız'ın Portiko alanındaki cam cepheye ve girişe yayılan 'De Te Fabula Narratur' adlı yerleştirmesi, sanatçının göçmenlerle yaptığı çalışmada onlardan duyduğu cümleleri içeriyor.
Sara Rajaei ise 'Şairler Kenti' adlı videoda yarı ütopik bir kent tahayyülü çizerken, Basma Alsharif 'Yeni Evlerimizde Rahat' videosu ile zaman akışının bozulduğu, başlangıç ve sonun birbirine karıştığı beş hikayeden parçalar sunuyor.
Viron Erol Vert, 'Mor Odada Doğmuş' adlı çalışmasında ise kendi aile apartmanı olan ve Agos gazetesinin yer aldığı Sebat Apartmanı'nı gizemli bir animasyonla ziyaret ediyor.
Ceren Oykut, 'Ne-Yer Haritası' çizimlerini canlandırarak kişisel göç hikayesinden yola çıkan ritüelleri, hayali ve imkansız bir dil aracılığıyla anlatıyor.
Levani'nin Frankeştayn Kitabevi'nde gösterilecek 'a spell: xvi. Tower' adlı videosu, New York'ta Empire State binasına yansıyan gün batımını her gün cep telefonu kamerasıyla çektiği görüntüleri edebi alıntılar eşliğinde bir araya getiriyor.
Beytüllahim'den 2020 yılından bu yana yayın yapan çevrim içi radyo istasyonu Radio Alhara, dinleyicileri müziği işitsel özgürleşmenin bir aracı olarak deneyimlemeye davet ederken, Gülhatun Yıldırım'ın 'Tıpkı Eskisi Gibi' adlı çalışması ise sanatçının 2015 ve 2025'te İstiklal Caddesi'ni geri geri yürüdüğü performansını belgeliyor.