İSTANBUL (AA) - UĞUR ASLANHAN/MÜCAHİT ENES SEVİNÇ - Gayrimenkul hukuku uzmanları, tüketicinin aldığı konutta sonradan ortaya çıkan bir hile ile karşılaşması durumunda aradan yıllar geçse de birden fazla kişi hakkında dava açabildiğini, bu gibi durumlarda malik açısından zaman aşımının olmadığını bildirdi.

Zeytinburnu'nda kentsel dönüşüm kapsamında kısa süre önce 4 katlı binanın kontrollü olarak yıkılmasının ardından bitişiğindeki apartmanın dairelerinin duvarının olmadığı ortaya çıkmış, duvarsız kalan dairelerdeki bazı eşyalar yıkıntıların arasında kalmıştı.

Söz konusu gelişme, konut sahiplerinin haklarını bir kez daha gündeme getirdi.

Gayrimenkul hukuku uzmanları, daire alanların hangi haklara sahip olduklarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

- 'Duvarın olmadığını bilmeyen, şimdi öğrenen malikler ve kiracılar dava açabilirler'

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı ve avukat Ali Yüksel, müteahhitlerin özellikle geçmiş dönemde imalattan ve maliyetten kar etmek için çeşitli yollara başvurabildiğini belirterek, bunlardan birisinin de yan binaya bitişik yapılan yapılarda duvar olmayabildiğini, diğer binanın duvarının direkt sıvanarak yapıların birleştirilebildiğini söyledi.

Nadiren de olsa böyle örneklerle karşılaşabildiklerini dile getiren Yüksel, yan bina kentsel dönüşüm ve benzeri nedenlerle yıkıldığında ayakta kalan yapıda oturanlardan dairelerinin bir cephesinin açıkta kalabildiğini anlattı.

Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Burada eski maliklerin yani arsa sahibinin, bina sahibinin, bu binaya onay veren inşaat denetim firmasının, müteahhidin ve belediyenin sorumlulukları var. Bu durumları hukuksal ve ceza olarak ikiye ayırıyoruz. Normalde bir inşaat yapıldığında zaman aşımı süreleri var ama burada zaman aşımı da çalışmıyor. Bugün itibarıyla bu duvarın olmadığını bilmeyen, şimdi öğrenen malikler ve kiracılar dava açabilirler ve ilgili kişi veya kişileri savcılığa verebilirler.'

- 'Konutta tüketiciye karşı yapılan hileler için zaman aşımı olmaz'

Ali Yüksel, ceza noktasında zaman aşımının 22 yıl olduğunu belirterek, konutta bilerek veya kasti olarak eksik yapılan işlerin nitelikli dolandırıcılık içerdiğini ve geriye dönük 22 yıl boyunca ceza davası açılabildiğini, bina yaşı bu süreden gençse şikayet edilen kimsenin ceza alabileceğini söyledi.

Yenilenen BiP ile Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalıyor
Yenilenen BiP ile Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalıyor
İçeriği Görüntüle

Tazminat noktasında daireyi satın alanlar veya kiracılar tüketici oldukları için zaman aşımının bulunmadığını yineleyen Yüksel, 'Müteahhitten, arsa sahibinden veya daireyi aldıkları kişiden ödedikleri bedelin bugünkü değerini isteyebilirler. Burada zaman aşımı çalışmaz.' diye konuştu.

Avukat Ali Yüksel, konutta tüketiciye karşı yapılan hileler için zaman aşımının çalışmadığını aktararak, şunları kaydetti:

'Tüketicinin kendisinin bilmediği ve görmediği durumlarda, örneğin duvara demir koymama, çatıyı olması gereken gibi tutturmama, binayı duvar yapmadan diğer bina ile birleştirme gibi hileli durumlarda zaman aşımı tüketici bakımından çalışmaz. Ticaret için alanlar ise hileli durumlarda 20 yıllık bir zaman aşımı geçerli oluyor. Mağdurlar hem kiracı hem konut maliki satın aldıkları arsa sahibine, müteahhide, bina 2000 yılından sonra yapıldıysa, Yapı Denetim Kanunu o zaman çıktı, denetim şirketine ve belediyedeki ilgili görevlilere karşı dava açabilir ve tazminat alabilir.'

- Son yıllarda konut alırken en çok karşılaşılan sorunlar

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Yüksel, son yıllarda en çok karşılaşılan sorunlara ilişkin, özellikle dairenin net ve brüt metrekare büyüklüklerine ilişkin problemlerin başı çektiğini söyledi.

Tüketiciye söylenilen metrekarenin aslında brüt olduğu ancak netmiş gibi yansıtıldığına dair şikayetleri sıkça aldıklarını aktaran Yüksel, özellikle apartman bazında olmayan, büyük sosyal tesisleri ve kurumları bulunan sitelerden net-brüt metrekare hesabı yapmanın çok zor olduğunu vurguladı.

Yüksel, bu noktada imzalanan sözleşmenin mimar ve avukatlara gösterilmesi önerisinde bulunarak, alım yapmadan önce ön inceleme yaparak mağduriyetin önlenebileceğini anlattı.

Konuta ulaşımın zorlaşması nedeniyle farklı konut edinme yollarının ortaya çıktığına işaret eden Yüksel, yasal altyapısı bulunmayan ortaklıklara, çekilişlere veya başka modellere girilmemesi noktasında uyarılarda bulundu.

Yüksel, topraktan veya lansmandan konut alanların üretici firmayı iyi araştırması gerektiğinin altını çizerek, teslimlerin uzayabildiğini ve bilançosu güçlü olmayan şirketlerin ekonomik zorluklara girebildiğini anlattı.

Sadece ilanlara ve reklamlara bakılarak konut sahibi olunamayacağını dile getiren Yüksel, böyle durumlarda tüketici haklarını bilen hukukçulara danışılması gerektiğini ve mimarlardan da yardım alınabileceğini vurguladı.

Yüksel, tüketicilerin kat irtifakı kurulmamış yere girmemeleri gerektiğini aktararak, 'Tüketiciler yaptıkları söyleşmeleri incelerken işin ne zaman başlayacağını, hangi büyüklükte ve özelliklerde daire verileceğini ve dairenin ne zaman teslim edileceğini netleştirmeli.' şeklinde konuştu.

- 'Delil toplayarak vakit kaybetmeden mahkemeye başvurmalı'

Gayrimenkul hukuku uzmanı ve avukat Ali Kemal Atçeken de bitişik nizamlı binaların yıkımında, komşu binanın duvarlarının zarar görebildiğini belirterek, daire sahiplerinin zararlarını tazmin etme haklarının bulunduğunu, onarım, değer kaybı ve kira ücretinin talep edilebildiğini söyledi.

Genel daire alım satımlarında yaşanan mağduriyetlere değinen Atçeken, 'Gizli ayıp söz konusu ise yani su sızıntısı, kolonlarda çürüme veya sonrada meydana gelen çatlaklar varsa bu tür durumlarda başvuru süresi 5 yıldır. Ancak bilinçli olarak ayıp gizlenmişse bu süre uzuyor. Burada mağdurlar bir an önce delil toplamalı, gerekiyorsa mahkemeden tespit yaptırmalı, hatta belediyeden tutanakları alarak hukuksal yollara başvuru yapmalı.' diye konuştu.

- 'Kentsel dönüşüm parsel bazlı değil alan bazlı olmalı'

Öte yandan, Zeytinburnu'nda kentsel dönüşüm için yıkılan söz konusu bina sonrası dönüşümün parsel değil alan bazlı olması gerektiğine yönelik çağrılar tekrar gündeme geldi.

Kentsel dönüşüm uzmanı Nihat Şen, yaptığı açıklamada, kentsel dönüşümün en önemli maddelerinin başında vatandaşların can ve mal güvenliğinin geldiğini belirterek, parsel bazlı dönüşümlerin bu riski ortadan kaldırdığını ancak yaşanmaz yerleri daha yaşanmaz hale getirebildiğini söyledi.

Şen, 'Kentsel dönüşüm sadece bir binanın yıkılıp yerine yeni bir binanın yapılması değil, altyapısıyla, üstyapısıyla, sosyal donatı alanlarıyla, enerjisiyle, çöpüyle, mahalle kültürüyle, beşeri ilişkileriyle, milli veya yöresel mimarisiyle bütüncül bir planda ele alınması gereken bir modellemedir.' şeklinde konuştu.

Şehirlerin çarpık kentleşme ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Şen, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Parsel bazlı inşaatların devam etmesi durumunda otopark, yeşil alan ve donatı sıkıntılarımızın daha da artacağını unutmayalım. Bu nedenle alan bazlı kentsel dönüşüm modellemeleri daha yaşanabilir çevreye dönüşüm için önemlidir. Bu nedenle belediyeler alan bazlı kentsel dönüşüm çalışmalarına teşvik vermeli, mümkünse vatandaşı borçlandırmadan, uzun vadeli bir plan anlayışıyla, altyapısıyla, üstyapısıyla, otoparklarıyla, donatı alanlarıyla, master ulaşım anlayışıyla, yenilenebilir enerjisiyle, akıllı bina ve otomasyonlarıyla marka değerini yükselten bir dönüşüm modellemelidir.'